Güncelleme Tarihi:
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri de bu önemli konuyu “Çocuk Hukuku” dersinde incelemeye aldı. “Cinsel istismar her çocuğun başına gelip, onu derinden yaralayan bir olgu olarak ortaya çıkabilir’ düşüncesiyle bir sempozyum düzenlediler. İkinci sınıf öğrencileri Müslüm Taşkın, İrem Şahin, Dilara Çar ve Burcu Ecem Karadoğan, iki ay süreyle İstanbul, Ankara Baroları Çocuk Merkezleri, Koruncuk Vakfı, avukat, hâkim ve çok sayıda sivil toplum kuruluşlarıyla görüşerek bu konuda araştırma yaptı. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Şıpka, öğrencilerin ders konularını araştırarak öğrenmelerini sağlamak amacıyla Çocuk Hukuku dersi konulduğunu belirterek, ilk grubun Cinsel İstismara Karşı Çocukların Korunması başlıklı projelerini sunduklarını söyledi. Kanunda getirilen cezaların bu suçun işlenmesini önlemekte yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Şıpka, şunları söyledi: “2012 yılı adli sicil istatistikleri göz önüne alındığında, çocuğun cinsel istismarı suçundan Cumhuriyet Başsavcılıklarına 33 bin 992 başvuru yapıldığı ve aynı yıl bu suç nedeniyle ceza mahkemelerinde 17 bin 589 dava açıldığı görülüyor. Yine Türkiye İstatistik Kurumu ve Adalet Bakanlığı’nın 2011’de yaptığı çalışma ise daha da çarpıcı sonuçları ortaya koyuyor. Bu çalışmaya göre cinsel istismar mağduru çocukların yüzde 35’inin (yüzde 21’i erkek, yüzde 14’ü kız çocukları olmak üzere) 11 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Bu rakamlar yaşanan bu durumun ne denli vahim ve trajik olduğunu gösteriyor. Bu istatistiklere reşit olmayan çocukla cinsel ilişki suçuna ve ayrı bir çalışmaya konu olmadığı için ensest fiiline ilişkin rakamlar dahil değil.” Hak arama ezİyete dönüşüyor Prof. Dr. Şükran Şıpka, uygulamada, cinsel istismara uğramış bir çocuk ve ailesi için hak aramanın katlanılmaz bir eziyetin de başlangıcı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Şıpka, “Maruz kaldığı suç nedeniyle zaten örselenmiş olan çocuğa önce kollukta, sonra terapist önünde, sonra savcılıkta, sonra da mahkemede uğradığı saldırı tekrar ve tekrar anlattırılıyor ve çocuğun yaşadığı travma ona tekrar ve tekrar hatırlatılarak, yaşadığı mağduriyet katmerleniyor. Oysa bugün çok sınırlı olan ‘Çocuk İzlem Evleri’ ile bu sorun kolaylıkla aşılabilir. Bu Merkezlerde, mağdur çocuk sadece uzman bir terapist tarafından, başka hiç kimsenin olmadığı bir ortamda dinleniyor ve arka planını göstermeyen bir camın arkasındaki polis ve savcı ise terapistin kulağındaki kulaklığa sorularını yönleterek, çocuk için yeni mağduriyetler yaratmadan ondan istediklerini öğrenebiliyorlar. Çocuğun cinsel istismara karşı korunmasında öncelikli iş, yasal tedbirlerden ziyade ‘Çocuk İzlem Evleri’ni tüm yurda yayarak, halen uygulamadaki mağduriyete bir an önce son vermektir” dedi.
SALDIRGANLAR KİM?
Çocuğa genelikle en yakın olan kişiler. Saldırılar daha çok aile içinde meydana geldiği için sırasıyla, babalar, ağabeyler, dedeler ve yakın akrabalar olduğu söylenebilir. Aile içi örneklerin yanı sıra aile dışında ise komşular, öğretmenler ve doktorları da istismar suçunu işleyenler arasında saymak mümkün.
SÖYLEMEYEMEZLER ÇÜNKÜ...
*Olayın ne olduğunu anlamayacak ve kelimelerle ifade edemeyecek kadar küçük olabilirler,
*Olayın gizli tutulması için tehdit edilebilirler,
*Cinsel istismar yolu ile verilen ilgiden ve buna eşlik eden duygulardan dolayı kafaları karışmış olabilir,
*Kimsenin kendilerine inanamayacağını düşünürler,
*Kendilerini suçlarlar veya kendilerinin kötü olduğuna ve istismarın kendileri için bir ceza olduğuna inanırlar,
*Utanıyor olabilirler,
*Cezalandırılma korkusuyla yaşayabilirler,
*Sevdiklerinin sorun yaşayacağı korkusu ile söylemeyebilirler.
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Yanlış: Çocuklar cinsel istismarı hayal güçlerinin genişliği nedeniyle uydururlar.
Doğru: Çocuklar bu konuda genellikle yalan söylemez. İlk kural çocuğa inanmaktır.
Yanlış: Yaşanmış bir iki olay önemli değil. Çocuklar olan biteni çabuk unuturlar.
Doğru: Bir kez olan ya da tekrarlayan cinsel istismar çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığı açısından ciddi derecede zarar verir.
Yanlış: Olayı provoke eden çocuklar, şirin ve cazip kız çocuklar, evden kaçan çocuklar, ihmal edilmiş çocuklar.
Doğru: Mağdurlar her sosyo-ekonomik ve her sosyo-kültürel gruptan gelen kız ve erkek çocuklar olabilir.
Yanlış: Parklar, genel tuvaletler, ıssız sokaklar, karanlık yerler, boş inşaat sahaları tehlikeli bölgelerdir.
Doğru: Olayın olduğu yer genellikle ev, okul, ev ile okul arasındaki yol gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevresidir.
Yanlış: İstismarcılar genellikle yaşlı ve yabancı erkeklerle sokakta yaşayan kimsesiz insanlardır.
Doğru: Olayların yüzde 80-95’inde fail 20-40 yaşları arasındaki, mağdur tarafından tanınan evli ve çocuklu erkeklerdir.
Yanlış: Marjinal ortamlarda ortaya çıkar, muhafazakâr veya tutucu ortamlarda ortaya çıkmaz.
Doğru: Çocuklara yönelik cinsel taciz, tüm ortamlarda ve istisnasız tüm sosyal sınıflarda görülebilir.
Yanlış: Bazı tacizler daha önemsiz, bazıları ise çok önemlidir.
Doğru: Cinsel tacizde önem dereceleri olmaz, şiddetin dereceleri vardır.
YAPILMASI GEREKENLER
Durumu yazılı ya da sözlü olarak en yakın karakol ya da Cumhuriyet Savcılığı’na bildirin. Bulguların kaybolmaması için çocuğu en yakın sağlık kurumuna götürerek rapor alın. Savcılık durumu Adli Tabiblik’e gerekli incelemeler yapılması için yönlendirir. Çocuğun ruhsal belirtileri çok ve fazla ise bir sağlık kuruluşundan ve profesyonelden yardım alın.
VELİ REHBERİ
5 SORU 5 CEVAP
Çocukların eğlenerek, oyun eşliğinde yaratıcı ve eleştirel düşünme becerilerini geliştireceği müzede eğitimi Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan anlattı:
1) Müzelerin işlevleri neler?
- Müzeler insanlık tarihinin ve uygarlığının nasıl geliştiğini, bize nesnelerle ya da somut olmayan mirasla (maniler, türküler, masallar, efsaneler vb.) anlatan alandır. Müzeler yalnız geçmişi değil günümüzü ve geleceğimizi de anlamamızı, sorgulamamızı sağlıyor.
2) Bir eğitim ortamı olarak müzelerin amacı nedir?
- Öğrenme ve eğitimi destekleyecek en önemli ortamlardan biri de müzeler. Bu kurumlar okullarla işbirliği içinde olmalı. Müzelerde sunulanları görme, izleme, algılama, yaşama geçirme ve tüm bunların getirdiği izleri üretime dönüştürerek ileriye taşıma, müzelerdeki eğitsel çalışmaların içeriğini oluşturuyor.
3) “Hands on-Dokunun!” Çocuk Müzeleri terimi ne anlama geliyor?
- 90’lı yılların başından bu yana tüm Avrupa’da “Yeni müzeolojik durum” olarak yer alan bir müze tipi gelişti. Çocuk ve gençlik müzeleri genellikle koleksiyonları bulunmayan ancak hedef grup olan çocuklar ve gençler için düzenlenmiş kurumlar. Ziyaretçilere sunulanlar okul programlarına bir ek değil. Aksine tüm etkinliklerin merkezini yaratıcı ve eleştirel düşünmeyi geliştirme oluşturuyor.
4) Çocuk ve gençlik müzelerinin amaçları ne olmalı?
- Çocuk ve gençlerin kendi gereksinim ve deneyimleriyle ciddiye alındıkları, deneyler, yanlışlar yapabilecekleri ve alternatifleri arayacakları ortam yaratmak.
5) Müze pedagojisi (müze eğitimi) alanı hangi konularda çalışma yapar?
- Müze pedagojisi alanının en büyük işlevi müze eğitimcilerini yetiştirmek. Bu öğretmenler bir serginin düzenlenmesi, etkinlik metinlerinin hazırlanması, eğitim verilecek hedef kitlenin seçilmesi konusunda bigi sahibidir. Ayrıca bu eğitmenler, gezileri kimlerin yöneteceği, tanıtıcı broşürlerinin hazırlanması, müzede dokunulabilecek nesnelerin neler olacağına kadar pek konuda bilgi sahibi uzmanlar arasında yer alır.
SİZ SORUN CEVAPLAYALIM
Okul kütüphanelerinin gelişmesi için ne yapılıyor?
- TBMM’de yapılan projelerle bünyesinde Meclis Teşkilatı 81 ilde 81 okula 8 bin 100 kitap göndermek için çalışma başlattı. Okuma kitap ve kütüphaneye ilginin arttırılması amacıyla başlatılan proje ile toplanan kitaplar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen okullara ulaştırılacak.
İkinci dönem Merkezi Sistem Ortak Sınavları ne zaman yapılacak?
- 28-29 Nisan’da yapılacak. Mazeret sınavları ise 10-11 Mayıs’ta.
Ortaöğretim Merkezi Sistem Ortak Sınav sonuçları ne zaman açıklanacak?
- Ocakta açıklanması planlanıyor
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
*Bu yıl ilke kez yapılan Merkezi Sistem Ortak Sınavlar için veli ve öğrencilere 1,3 milyon, idarecilere 50 bin ve öğretmenlere de 200 bin olmak üzere toplamda 3 milyona yakın basılı materyal hazırlandı.
*Türkiye’de 7-8 yaşında 216 ilkokuldaki çocuklarla yapılan Çocukluk Çağı Obezite Araştırması sonuçlarına göre, bu yaş grubunda şişmanlık oranı yüzde 22.5.
PANO
Üniversiteden çocuklara İngilizce sömestr programı
5-12 yaş arasındaki çocuklar için Koç Üniversitesi, İngilizce sömestr programı hazırladı. Koç University English Language Center for Kids başlıklı programla, çocukların, farklı atölye çalışmaları, spor aktiviteleri, sosyal etkinliklerle aktif İngilizce konuşma ve dinleme becerilerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Üniversitenin Rumelifeneri Kampusu’nda 27 Ocak 2014’te başlayacak program, 7 Şubat 2014’e kadar devam edecek. http://kocelckids.ku.edu.tr
Öğrenci ve yeni mezunlara uluslararası staj
İtalya’nın Roma kentinde bulunan Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) , akademik başarısı yüksek olan lisans öğrencilerine ve mezunlarına staj imkânı veriyor. IFAD’ın Birleşmiş Milletler kapsamındaki rolünü anlamak ve uluslararası çalışma ortamında yer alabilmelerini sağlamak için adaylara 6 ay boyunca sürecek ücretli staj programı sunulacak. Ayrıca staj kapsamında kabul edilenlere aylık 600 dolar verilecek. Ayrıntılar http://www.ifad.org/job/intern/index.htm
Engelli çocuklara anaokulu
Bursa Yıldırım Belediyesi ve Türk Anneler Derneği desteği ile Türkiye’nin ilk engelliler anaokulunun temelini atıldı. Bursa Engelliler Eğitim Kompleksi içinde bulunan bin 172 metrekarelik alana kurulacak merkez 3-6 yaş arasındaki çocuklara hizmet verecek. Projeye hayırseverler de destek veriyor.
Okulda ‘Güvenlik Sınıfı’ açıldı
Lisede Güvenlik Sınıfı açıldı. Sektörün eğitimli teknik çalışan ihtiyacını karşılamak için başlatılan çalışma kapsamında ilk uygulama Ankara Mamak’taki Abidinpaşa Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde başlatıldı. Pronet Güvenlik tarafından kurulan sınıfta öğrenciler güvenlik eğitimi alacak ve ardından firmada staj yapacak. Gereken teknik ekipman, dolap, masa ve önlükler Pronet Güvenlik tarafından karşılanıyor.
8 yaşında dünya üçüncüsü oldu
Samsun’da yaşayan 8 yaşındaki ilkokul ikinci sınıf öğrencisi Pınar Aslantaş, Belarus’ta düzenlenen “yöre halkı” konulu yarışmada dünya üçüncüsü oldu. Yaptığı resimlerle iki kez dünya üçüncülüğü alan Aslantaş, ailesinin de desteğiyle yeni başarılar hedefliyor. Resim yapmayı çok sevdiğini, resim yaparken çok mutlu olduğunu söyleyen Pınar Aslantaş, ileride ressam olmak istediğini belirtti.