Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Kumrucuk İlkokulu’nda görev yapan Hasan Kartal, mesleğinde 14 yılını tamamladı. 40 yaşındaki Hasan Öğretmen, okula atandığı günden bu yana öğrencilerinin hayatında fark yaratacak etkinliklerle eğitimlerini sürdürdü. Pandemi döneminden beri de planlı bir şekilde her mevsim ‘çatısız sınıf modeli’ni uygulayan Hasan Öğretmen, 1 ile 4’üncü sınıfları okutuyor. Okulun toplam 36 öğrencisinden 12’sinden sorumlu olan Hasan Öğretmen, öğrencilerine okulun sadece dört duvardan ibaret olmadığını göstermeye çalıştığını dile getirerek şunları söyledi:
YAŞAYARAK ÖĞRENİYORLAR
“Üniversite yıllarımdan beri köy enstitüsü modeline ilgi duyuyordum. Çünkü çocuklar yaparak, yaşayarak öğrendikleri bilgileri hiç unutmuyorlar. Özellikle onların beş duyu organına hitap ettiğimizde bilgilerin daha kalıcı olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Diğer yandan köy okulundaki çocuklar şehirlerdekilere kıyasla dezavantajlı. Onların bu dezavantajını kırmak için sadece kitaplar yeterli olmuyor. O yüzden elimden geldiğince onlarla farklı etkinlikler yaparak yani yaşayarak öğrenmelerini sağlamaya çalışıyorum. Örneğin hayvan sevgisini okuyarak ya da bir resim çizerek değil, köydeki hayvanları bizzat besleyerek tecrübe ediyorlar. Bu sayede gördükleri canlılara artık daha merhametli yaklaşıyorlar. Zaten bir çocuk iyi bir insan olursa akademik başarı da beraberinde geliyor.
ÇATISIZ SINIFTA HER DERS İŞLENİYOR
Pandemi döneminde uzaktan eğitim yerine çatısız sınıfımızı oluşturduk. O günden bu yana da bu modeli programlı bir şekilde sürdürüyorum. Çocuklar için sandalye ve kendime aldığım seyyar bir tahta bu model için yeterli oldu. Mevsim şartlarına göre ayda 1 ya da haftada 2 kez dersimizi köyün manzarasının tam ortasında işleyebiliyoruz. Bu sayede dersler de somutlaşmış oluyor. Örneğin öğrencilerim, matematik dersinde işlediğimiz deste, düzine konusunda dışarıya çıkıp 1 deste ve 1 düzine çıta toplayarak konuyu pekiştirdiler. Yani çatısız sınıfımızda matematikten, sosyal bilgilere, resimden fen bilgisine birçok dersi işleyebiliyoruz. Ayrıca bu modelde her şey çocuğun kontrolünde ilerliyor. Tek düze bir ders anlatımı yerine karşılıklı paylaşım yaparak derslerimizi işliyoruz. Bu da yaşam boyu öğrenmeye katkıda bulunuyor.
ÖNEMLİ OLAN ŞARTLAR DEĞİL, İSTEMEK
Öğrencilerimle yeşilliğin ve hayvanların arasında işlediğim derslere ait fotoğrafları ara sıra sosyal medya hesabımda paylaşıyorum. Çocukları kolejlerde eğitim alan bazı insanlar paylaşımlarıma ‘keşke bizim çocuklarımız da sizin imkanlarınıza sahip olsa’ şeklinde yorum yapıyorlar. Ancak çocuklara dokunmak ve onların geleceğini değiştirmek için köy ya da kolejdeki tek bir öğretmenin emeği yeterli olabiliyor. Önemli olan öğretmenin çocuğa yüreğiyle dokunması. Şartlar önemli değil, önemli olan istemek. Ben buraya göreve geldiğimde okul iyi durumda değildi. Ancak öğrencilerimle okulu bir yuvaya çevirdik. Sınıfta ayakkabıyla değil, terlikleriyle geziyorlar. Öğle yemeğimizi birlikte yapıyor, bahçede bitki yetiştiriyoruz. Diğer yandan öğrencilerimle kamp yapmak istiyoruz ancak çadırımız yok. Onların bunu da deneyimlemesini çok istiyorum.”
BABADAN YADİGAR ‘MASAL BAVULU’
Hasan Kartal, çok sevdiği babasını 10 yıl önce kaybetti. O günden beri babasından kendine hatıra kalan bavulunu nereye gitse yanında götürdüğünü dile getiren Kartal, “Rahmetli babamın askere giderken kullandığı bir bavulu vardı. Babam aşçıydı ve hayatım boyunca onun çalışkanlığını kendime rol model aldım. O vefat ettikten sonra da bavulunu yanımdan ayırmak istemedim. Şimdi onu ‘Masal Bavulu’ olarak kullanıyoruz. İçine birçok masalı dolduruyorum ve ardından öğrencilerimle nerede masal okumak istersek, oraya bavulla birlikte gidiyoruz. Bu okuma çalışmalarımız köylülerin de ilgisini çekiyor. Bazı zamanlar onlar da bize okumalarımızda eşlik ediyorlar” dedi.