Güncelleme Tarihi:
Sosyal yaşam bakımından en gelişmiş hayvanlardan olan arı ve karıncaların örgütlenme ve iletişim sistemleri, robot teknolojisine ilham kaynağı oldu.
ODTÜ'lü bilim adamları, arı ve karıncaların örgütlenme ve iletişim yeteneklerinden esinlenerek, bir araya geldiklerinde sürü zekası özellikleri gösteren “oğul robotlar” üzerinde çalışıyor.
“Sürü Robotlar” da denilen robotların “çekirge sürüleri” gibi uçarak, insansız hava araçlarının koordinasyonlarında ve mayınlı bir alanda güvenli bir koridor açmak ya da savaş alanında iletişim ağı oluşturmak gibi görevlerde kullanılması öngörülüyor.
Pil ile çalışan CD büyüklüğündeki robotlar, etraflarını ve birbirlerini algılayabilip kablosuz ağ ile birbirleriyle haberleşebiliyor.
Şu anda karada hareket yeteneğine sahip örnekleri yapılan robotların, gelecekte suda ve havada da hareket edebilecek türlerinin yapılabileceği belirtiliyor.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Şahin, robotların yapımının gerçekleştirildiği KOVAN Araştırma Laboratuvarı'nın güncel ve teknik açıdan ileri seviye otonom robot bilimi araştırmaları yürüttüğünü söyledi.
Laboratuvarın 6. Çerçeve Programında desteklenen “Avrupa Robotik Mükemmeliyet Ağı”nın Türkiye'deki ilk üyesi olduğunu kaydeden Şahin, karıncaların ve arıların örgütlenmelerinden ve iletişim kabiliyetlerinden esinlenerek 12 adet hareketli robottan oluşan bir “robot sürüsü”nü ürettiklerini ifade etti.
Şahin, çalışmalarının TÜBİTAK tarafından da desteklendiğini belirterek, robotların CD büyüklüğünde olduğunu ve çevresindeki diğer robotları doğrudan ayırt edebilme özelliğine sahip olduklarını söyledi. Robotların kablosuz iletişim kurabildiklerine işaret eden Şahin, tüm robotların aynı anda programlanabildiğini dile getirdi.
Robotların, geliştirilmekte olan çok yönlü kamera ile çevrelerinin 360 derece görüntülerini alıp Linux adlı özgür işletim sistemi üzerinde gerçek zamanda işleyebileceklerini belirten Şahin, robotların üç kalem pille 7 saat çalışma özellikleri ile dünyadaki benzerlerinden daha üstün teknolojide olduğunu bildirdi.
Şahin'in verdiği bilgiye göre, robotlar, modüler tasarımları ile bilimsel araştırma düzeyinden eğitim düzeyine kadar birçok farklı alanda kullanılabilecek esneklikte... Şu anda karada hareket yeteneğine sahip olan robotlarda geliştirilecek koordinasyon mekanizmalarının, yakında suda veya havada hareket edebilecek robotlar veya insansız araçların kontrollerine de uygulanabileceği öngörülüyor.
Yakın zamanda mikro insansız hava araçlarının, çoklu sayılarda savaş alanlarının üzerlerinde “çekirge sürüleri” gibi uçarak muharip kuvvetlere bilgi ve ateş gücü desteği sağlamasının öngörüldüğüne işaret eden Şahin, geliştirmekte oldukları teknolojinin bunların koordinasyonlarında da kullanılmasının beklendiğini belirtti.
Otonom robot araştırmaları hakkında da bilgi veren Şahin, bu tür araştırmaların amacının belirsizlikler ve bilinmeyenlerle dolu ortamlarda çalışabilen robotlar yapmak olduğunu söyledi. Şahin, şunları kaydetti:
“NASA tarafından gönderilmiş olan Sojourner ve sonrasında Spirit ve Opportunity isimli yarı-otonom (kısmi olarak insan tarafından kontrol edilen) robotlar, Mars üzerinde dolaşıp ölçümlerde bulunarak, otonom robot teknolojisinin insanlar için tehlikeli ve ulaşılması güç olan görevleri başarıyla üstlenebileceğini göstermiştir. Afganistan ve Irak gibi riskli bölgelerde insansız uçaklar, tehlikeli keşif görevlerinde kullanılmaktadır. Benzer şekilde yarı-otonom robotlardan afet bölgelerinde insan hayatını kurtarabilmek için ön inceleme amaçlı olarak yararlanılmaya başlanmıştır.'
“KARINCALARDAN İLHAM ALDIK”
Karıncaların ve arıların kendi aralarında iyi örgütlendiklerini ve bir düzen içinde yaşadıklarını anımsatan Şahin, karınca topluluklarında her bir üyenin üzerine düşeni eksiksiz yaptığını belirterek, “robot sürüleri”nde de karıncaların bu çalışma prensibini örnek aldıklarını anlattı.
Karınca, termit, arı gibi sosyal böceklerin bir araya gelerek oldukça karmaşık işleri gerçekleştirebildiklerine dikkati çeken Şahin, bu türlerin kimi zaman onlarca, kimi zaman ise on binlercesinin bir araya gelerek çalışabildiğine işaret etti. Bu sistemlerden esinlenip bireyler arasındaki etkileşimi, esneklik ve sağlamlığı önde tutup çözümlere odaklanan yaklaşıma “sürü zekası” dendiğini ifade eden Şahin, robotlardan oluşan oğulların, istenen bir kolektif davranışı ortaya çıkarabilmeleri için tasarlandıklarını söyledi.
“MAYIN TEMİZLEYEBİLİRLER”
Robot sürülerinin gündelik yaşamda tehlikeli olan, zamana bağlı olarak ölçeklenmesi gereken ve dayanıklılık gerektiren işlerde kullanılabilirliğini vurgulayan Şahin, şöyle devam etti:
“Bir gölün çevresel takibi, robot sürülerinin olası kullanım alanlarındandır. Robot sürülerinin dağıtık algılama yeteneği, zehirli bir kimyasal maddenin göle karışması gibi tehlikeli durumların anında tespit edilebilmesine olanak tanır. Robotlar, hareketli oldukları için tehlike bölgesinde odaklanabilirler, dolayısıyla problemin kaynağını ve yayıldığı alanı daha net belirleyebilirler. Ayrıca, sürü kendi kendine örgütlenerek kaçağın önünü kesecek bir yama oluşturmak suretiyle hızlı bir şekilde müdahalede de bulunabilir.”
Bir veya az sayıda karmaşık robotun insan güvenlik görevlisi yerine de kullanılabileceğini söyleyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yangın gibi çeşitli tehlikeli durumlar, robotların alana yayılmış olmalarından dolayı hızla tespit edilebilir. Mayınlı bir alanda güvenli bir koridor açmak veya savaş alanında iletişim ağı oluşturmak gibi görevler ise yine robot sürüleri tarafından yerine getirilebilecek tehlikeli ve başarısızlık veya eksikliklere karşı dayanıklılık gerektiren işlerdir. Daha karmaşık ve pahalı tek bir robot mayın temizleyiciden farklı olarak, robot sürülerindeki bireylerin bir kısmı bilerek (mayını patlatmak için robotun kendini feda etmesi gibi) veya bilmeyerek kaybedilse bile robot sürüsü verilen görevi başarıyla tamamlayabilir. Kaybedilen bireylerin yerine yenisi kolaylıkla konulabilir.”