Güncelleme Tarihi:
Biyomimikri, ilk kez Montanalı bir yazar, bilim gözlemcisi Janine M. benyus adlı kişi tarafından ortaya atılmış kavramdır.
Biyotaklit Nedir?
İnsanların doğada var olan sistemleri taklit ederek ya da bu sistemlerden ilham alarak kişilerin problemlerine çözümler getirmeyi amaçlamakta olan nanoteknoloji, yapay zeka, robot teknolojisi, biyomedikal endüstri ve de askeri donanım gibi bazı alanlarda kullanılmak amacı ile mühendislik yaklaşımlarıyla geliştirmiş oldukları malzeme, mekanizma, alet ve sistemlerin bütününü inceleyen bilim dalıdır.
Biyomimetik kelime anlamı biyolojik bir taklit olan doğada olan biten tüm olayların taklidini, kopyasını teknoloji kullanarak bir makineleşme sistemine aktarılmasını konu edinmektedir. Yani doğanın bir şekilde taklit edilmesine biyomimetik denilmektedir. Türkçe karşılığı biyotaklit olan kavram, daha sonrasında pek çok kişi tarafından da yorumlanmış ve de uygulamaya geçirilmiştir.
Biyotaklit Fikirleri ve Örnekleri
Biyotaklit fikirlerine ve de örneklerine bakılması gerekir ise aşağıdaki gibidir. İlk olarak arı kuşlarının yaklaşık 10 gramdan az bir yakıt ile Meksika Körfezi'ni geçebilmeleri,
Termit kulelerinde yer alan iklimlendirme ve de havalandırma sistemleri, donanım ve de enerji sarfiyatı açısından insanların yaptıklarından daha üstün olmaları,
Yusufçukların en iyi çalışan helikopterlerden bile iyi manevra yapabilmeleri,
Yarasanın çok frekanslı olan ileticisinin, insanların yapmış olduğu radarlardan daha da verimli ve de duyarlı çalışması,
Kutup balıkları ya da kurbağaların donduktan sonra yine yeniden hayata dönmeleri sonucunda organlarının buz nedeni ile bir hasara uğramaması,
Işık saçmakta olan algin vücut fenerlerini aydınlatmak amacı ile farklı kimyasalları bir araya toplamaları,
Yaprakların fotosentez işlemi sayesinde, yılda yaklaşık olarak 300 milyar tonlarda şeker üretimi yapıp dünyanın hemen hemen en büyük kimyasal işlemi gerçekleştirmesi,
Bukalemunun ya da mürekkep balığının, oldukları ortam ile tam uyum içinde olacakları bir şekilde derilerinin renklerini ve desenlerini anında değiştirmeleri,
Balinaların ya da penguenlerin hiç oksijen tüpü kullanmadan kolayca dalmaları,
Arıların, kaplumbağaların ve de kuşların haritaları bulunmadan uzun mesafeli olan uçuşlar yapabilmeleri,
Bir DNA sarmalının toplam bilgi depolama kapasitesi.
Yukarıda verilen pek çok örnek doğadaki olan biten olaylara hayranlık uyandıran bu mekanizma ve de tasarımlar, günümüz teknolojisinin pek çok alanını da zenginleştirme potansiyeline sahip olmaktadır. Bilgi birikiminin artması ve de teknolojik imkanların gelişmesiyle birlikte her geçen gün ortaya çıkmaktadır.