Güncelleme Tarihi:
Yaşamınız boyunca karşınıza bugünlerde içinde bulunduğunuz karmaşık duyguları yaşamanıza sebep olacak karar anları çıkacak. Bu anlarda sizi güçlü kılacak ve sizin için doğru kararları almanızı sağlayacak olan ise, sizin kendinizi o ana ne kadar hazırlamış olduğunuz olacak. Diğer bir deyişle aldığınız kararın sizin için doğru olabilmesi sizin o karar için hazır olmanıza bağlı. Karar almak aslında bir vazgeçmedir, terk etmektir. Siz şu anda kararlarınızı alırken nelerden vazgeçtiğinizi inceleyin. Pek çok kişi aldığı kararları yerine getiremez ve yeni kararlar alır. Oysa benim onlara önerim nelerden vazgeçemediğinizi bulmak olacak. Vazgeçtiğinizi sandıklarınız sizin kararlarınızı uygulayamamanıza neden olurlar. Tam bugünlerde tercih listenize aldığınız okulları ve meslekleri nelerden vazgeçerek aldığınıza bakın. Eğer geride vazgeçemeyeceklerinizi bırakmışsanız mutsuzluk ve başarısızlık sizi bekliyor olabilir.
Seçtiğiniz hiçbir meslek yaşam boyu geçiminizi sağlamayacak
Belki karar verme, vazgeçme anınızda işinize yarar diye ben de bazı önerilerimi sizlerle paylaşmak istedim.
1. Tercih ettiğiniz hiçbir meslek sizin yaşam boyu geçiminizi sağlamayacak. Büyük bir hızla değişen dünyamızda bu çağın hızla pek çok mesleği tükettiği ve yenilerini ortaya çıkardığını görmek artık son derece kolay. Hatta değişmez dediğimiz hekimlik, öğretmenlik gibi mesleklerin 20 yıl önce icra ediliş şekli ile bugünlerde icra ediliş şekline bakınca onların da nasıl değiştiğini görebiliyoruz. Bilginin yenilenme hızı doğal olarak insanlığın gelişimini ve yaşam biçimini değiştirirken meslekleri değiştirmesi de kaçınılmazdı. 2010 yılında yapılan bir araştırmada siz gençlerin mesleki kariyerleri boyunca en az dört farklı işte kariyer yapacaklarını gösteriyordu. Öğretmenlik mesleğine başladığım yıllarda bugün yaptığım işi yapıyor olacağımı hiç hayal bile edemezdim. Oysa bugün üniversite yıllarımda aldığım eğitimden çok, sonraki yıllarda çalışırken aldığım eğitimler ve mesleki gelişim sayesinde hayatımı kazandığım işi yapıyorum.
2. Ne olduğunuz değil KİM olduğunuz fark yaratır. Bu nedenle KİMLİK inşa etmeye çalışın meslek sahibi sonra olursunuz. İş dünyası bu yıllarda bile artık pek çok alanda mezuniyetten bağımsız istihdam yapıyor. Mezunların kişilik birikimleri onlar için birinci öncelik haline gelmiş durumda. Benim sizlere temel sorum şu olacak;
“Ne yapmak istiyorsun? Ne olmak değil...” Çünkü olduğunuz meslekte sizin gibi binlercesi olacak asıl fark yaratacak olan ise sizin ne yaptığınız olacak. Sizi mesleğinizdeki veya olduğunuz alandaki on binlerden farklı kılabilecek olan inşa ettiğiniz karakterinizdir.
3. Bu yüzden seçtiğiniz üniversite felsefesi olan bir yer olsun, size farklı bakış kazandırsın. Bu çağın ihtiyacı olan Adaptive (Uyumlayıcı) Liderlik. Hayatta karşımıza çıkan zorlukları, sorunları iki grupta sınıflayabiliriz. Birincisi teknik zorluklar/sorunlardır ki bu sorunların çözümleri herkes tarafından bilinen mevzuat, yöntem ve araçlarla gerçekleşir. İkincisi ise Adaptif yani uyumlayıcı zorluklar/sorunlardır ki bu sorunlar öğrenme gerektirir. Bu yüzyılın en önemli bağlamı hız ve tam da bu nedenle uyumlayıcı liderlik becerilerine ihtiyacınız var. Bu yüzyılda her gün her an karşınıza öğrenme gerektiren zorluklar çıkıyor. Eğitim sistemi yapılanması ise daha çok teknik sorunlara hazır birey yetiştiriyor. Bu noktada seçtiğiniz okulda farklı alanlarda dersler alabileceğiniz, öğretim yaklaşımı olarak yenilikçi, ders dışı zamanlar için bir yaşam alanı olan ve etkinlikleri takip edebilecek bir ekosistem bulmaya çalışın.
Küresel rekabet içinde yer alacağınızı unutmayın!
4. Yaşam boyu öğrenen olmak için öğrenmekten ve gelişimden keyif alan biriyseniz bu yüzyılın aranan kişisi olacaksınız. Bu çağın bağlamının hızlı değişim olduğunu yukarıda yazmıştım. Tam da bu nedenle bu yüzyılın insanı yaşam boyu öğrenen ve sürekli gelişim arayan bireyleri olacak. Bu sizin için keyif aldığınız bir yaşam biçimi olursa fark yaratırsınız. Bunun için öğrenmeyi kendiniz için tanımlayın, anlamlı kılın. Kendi öğrenme stilinizi keşfedin. Öğrenmekten söz ediyorum! Anlamaktan değil...
5. Küresel rekabet içinde yer alacağınızı unutmayın! Bu nedenle yabancı dil becerileriniz çok gelişmiş olmalı ve tabii bağlantılı (connected) olmanız. Dünya üzerinde yaklaşık 7 milyar insan yaşıyor ve önümüzdeki yılların en önemli sorunlarından birisi de işsizlik. Bu konuda özellikle küreselleşme ve teknolojinin gelişimi rol oynuyor. Öte yandan bu gelişim devam edecek ve sizler bizlere göre daha zor iş bulabileceksiniz. Bu durumda artık dünyanın diğer gençleri ile sadece yaşadığınız yerlerde değil dünyanın her bölgesinde iş için rekabet ediyor ve/veya işbirliği yapıyor olacaksınız. Kendinizi sadece doğup büyüdüğünüz yerlerde yaşayacakmış gibi 20. yüzyıl yaklaşımıyla hazırlarsanız ne yazık ki işsiz kalacaksınız. Bu nedenle Tokyo’da, NewYork’da, Dubai’de ve daha buna benzer dünya kentlerinde iş bulabilecek gibi kendinizi küresel rekabete hazırlayın. Birinci en önemli koşul ise İngilizce ve diğer dilleri öğrenmek.
6. Küresel vatandaşlık için yaşadığınız dünyanın gerçek sorunları hakkında düşünüp, yazıp, çiziyor olmak sizi aranan kişi yapacaktır. Küresel bir vatandaş olmak demek küresel şirketlerde çalışmak ve/veya başka ülkelerde çalışmak, yaşamak demek değildir. Küresel vatandaşlık üzerinde yaşadığımız dünyaya karşı sorumlu hissetmektir. Bu nedenle de yaşadığımız dünyanın gerçek sorunlarına duyarlı olmak ve bunlar hakkında sorumluluk alıyor olmak sizi gerçek bir küresel vatandaş yapacaktır. Pasifik okyanusunun ortasında küçücük bir ada devleti olan Mikronezya binlerce mil uzaklıktaki Çek Cumhuriyeti’nin nükleer enerji santrallerine dava açıyor. Gerekçesi ise bu santrallerin küresel ısınmaya sebep olması ve küresel ısınma sonucu su seviyesi yükselince bu ada devletinin sular altında kalacak olması.
“İş mi arıyorsun onu icat et”
7. Sizin yöneteceğiniz Dünya’nın 3 belirleyicisi SU, ENERJİ ve GIDA olacak, tercihleriniz sırasında bunu unutmayın. Bundan önceki madde de belirttiğim gibi aslında dünyamızın gerçek sorunlarından birisi olan nüfus yoğunluğu, doğal olarak yeryüzündeki doğal kaynakların da hızla tükenmesini beraberinde getiriyor. Diğer bir deyişle aslında farkında olmanızı istediğim dünyamızın sorunları aslında yeni iş alanlarının da habercisi. Bu yerküre üstünde yaşamaya devam edecek olan insanlık bu üç temel sorunun çözmek zorunda, SU, Enerji ve GIDA. O halde bu çözümleri ve yaşamın devamını sağlayacak bilimsel ve toplumsal gelişimi destekleyecek alanlar geleceğin meslekleri, iş alanları olacaktır.
Son söz olarak; birkaç ay önce Thomas Friedman bir makalesinde, “İş mi arıyorsun onu icat et” demişti. Sizler için şimdi esas mücadele kendinizi içinde yaşadığınız geleceğe hazırlamak olmalı. Bunun ilk adımları bu tercihleriniz gibi görünse de aslında gerçek hazırlığınız şu anda zihinsel dönüşümünüzü başlatmak olmalı. Okullar açılıp okulunuza ilk gittiğiniz gün hazır bir zihinsel yapıyla KENDİNİZİ inşa etmeye başlayın. Hocalarınızdan, okulunuzdan ve çevrenizden sizi küresel rekabete hazırlayacak ortamları TALEP edin.
Tüm gençlere istedikleri gibi tercih dönemi diliyorum.