Güncelleme Tarihi:
YÖK Başkanı Erol Özvar, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Ardından 2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile Bölgesel Toplantıların üçüncüsünü gerçekleştirdi. Üniversitede bilimsel doküman üretiminin önemine dikkat çeken Özvar şunları söyledi:
“Bugün Türkiye bilimsel doküman üretimi bakımından dünyada 17’nci sırada yer alıyor. Bilimsel üretkenlikte dünya devleri ile büyük bir yarış içerisindeyiz. Hedefimiz öncelikle ilk 10’a girmek, sonra ise ilk 5’i zorlamak olacaktır. Üniversitelerimizle birlikte bu hedeflere emin adımlarla ilerleyeceğimize yürekten inanıyorum.
AKREDİTASYON ŞARTI
Akademik birimlerin ve programların açılması için akreditasyon şartı getiriyoruz. Akreditasyon konusunda gerekli adımlar atılmadıkça akademik birimler ve programlar açılmasına müsaade etmeyeceğiz. Üniversitelerimizden artık kapasiteyi daha yükseğe çıkarmaktan ziyade mevcut kapasitenin kalitesini artırmaya yönelik adımlar atmalarını bekliyoruz.
YEŞİL VE DİJİTAL BECERİLER
Son dönemde üzerinde en fazla durduğumuz başlıklar arasında ‘yeşil ve dijital beceriler’ yer alıyor. Dijital beceriler artık neredeyse her sektörde bir zorunluluk halini alıyor. Bu da yalnızca teknik bilgiye değil aynı zamanda bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilme becerisine de sahip olmayı gerektiriyor. Türk ekonomisinin daha hızlı gelişebilmesi daha yüksek katma değer üreten bu beceriler ile mümkün olacak.”
YABANCI ÖĞRENCİ REKABETİNE HAZIRLANMALIYIZ
YÖK Başkanı Erol Özvar, 37 üniversite rektörünün katılımıyla üçüncüsü gerçekleştirilen 2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile Bölgesel Toplantısında yaptığı konuşmada ise Türkiye’nin gelecekte uluslararası öğrenci çekme konusunda daha büyük rakipleri ortaya çıkacağına dikkat çekti. Bu rekabete şimdiden hazırlanmanın önemine işaret eden Özvar, şöyle konuştu:
“Uluslararası öğrenci sayısının artması kadar uluslararası öğrencilerin kalitesinin de artmasını birinci öncelik haline getirmemiz gerekmektedir. Gelecek öğrencilerin sayısı kadar kalitesi de bizim temel gündemimiz.
EN BÜYÜK DEĞİŞİM SAĞLIKTA OLACAK
Önümüzdeki 30 yıl içerisinde yaşlı grubun oranın artacak olması sağlık sektöründe birtakım sınamaları beraberinde getirecek. Bu bakımdan önümüzdeki yıllarda yaşlı bakım olmak üzere muhtelif alanların daha şimdiden üniversitelerin gündemine girerek bu konularda bir kısım çözümler bir kısım projeler durması veya çalışması önem arz ediyor.
YAPAY ZEKA PROGRAMLARININ SAYISI ARTACAK
Yeni dijital meslekler olarak tarif edebileceğim yazılım ve yapay zekâ tabanlı uğraşılar en fazla talep edilen kariyerlerdir. Bu yıl 17 yeni önlisans ve lisans programı 20 üniversitemizde 70’i aşkın sayıda açıldı. Bu programlar tam doluluk oranıyla hizmete başladı. Ülkemizin dijital beceri açığının kapatılmasında önemli rol oynayacağına inandığımız bu programların sayısını, kalite standartlarını düşürmeden önümüzdeki yıllarda artırmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki akademik yıl itibarıyla bu programlarda ders verecek hoca sayısına bağlı olarak istihdama duyarlı yeni programları artırmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken istihdama duyarlılığı azalan programların da dönüştürülmesini sağlayacağız. Bir tür karne yoluyla diğerlerinin sistem dışına çıkmasını sağlayacağız. Bu proje daha birkaç yıl daha sürecek. Toplam programların ancak yüzde 10’unu dönüştürebildik. Bizim hedefimiz birkaç sene içerisinde toplamda üniversitelerimizin yüzde 25 programını yeni şartlara uygun hale getirmek. Bu bütün üniversitelerimiz için geçerli. Bu konuda devlet vakıf ayrımı yapmadığımızı bilmenizi isterim. Kontenjanları şişmiş programların kontenjan azaltılması bu sene de devam edecek.”