Bilim diplomasisi

Güncelleme Tarihi:

Bilim diplomasisi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2024 17:32

Diplomasi bir dış politika aracıdır, uluslararası sistemdeki aktörler arasında, uzlaşı temelli ve barışçıl bir bakış açısına sahip yöntemler ve görüşmeler yolu ile yürütülür. Kavram olarak ilk kez 1796’da İngiltere’de kullanıldığı bildiriliyor. 21’nci yüzyıl klasik diplomatik kanallara yeni ilaveler getiriyor…

Haberin Devamı

Bilim diplomasisi, teknoloji diplomasisi, dijital diplomasi, kültür bilim ve yenilik diplomasisi, bunlardan son on yılda ve son beş yılda ana akım terminolojisine katılanlardır ve genelde çoğu zaman bir arada da yürütülürler.

Bu makale, konu ile ilgili yeni literatür ve 2023-2024’lerde yayınlanmış raporlar ışığında bu yeni, bilimsel, diplomatik terminolojileri gözden geçirmek amacı ile yazıldı.

Aslında kökeni 18’nci yüzyıla dayanan bilim diplomasisi, terminolojik olarak, uzun süre kültürel diplomasinin altında yer aldı. İşlevsel olarak kullanıma girmesi, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemlerdir. Son on yılda ise kavramsallaştırılarak dış politika ve güvenlik politikasında ana akım haline getirildi. 2009’da ABD Başkanı Obama’nın Mısır- Kahire’de “Yeni Bir Başlangıç-New Beginnings” adı altında yaptığı önemli konuşmada, eğitim, bilimsel çalışmalar ve teknolojik gelişmelerin yeni ortaklıklar kurarak, fırsatları genişleterek, bilim diplomasisi ile geliştirileceği ifade edildi. Literatürde bu konuşmanın, bilim diplomasisine önemli ivme kazandırdığı belirtiliyor. Sonraki yıl da AAAS (Amerikan Bilimsel Gelişme Birliği-American Association for the Advancement of Science) tarafından yayınlanan “Bilim Diplomasisinde Yeni Sınırlar” başlıklı raporda, soğuk savaş sonrası kurulacak düzende küreselleşme ile birlikte çevre, sağlık ve güvenlik gibi konularda uluslararası ortaklıklarda bilim diplomasisinin rolünün artacağı değerlendirildi.

Haberin Devamı

ORTAK ÇALŞMA FİKRİNE DESTEK
Amerika Birleşik Devletleri’nde AAAS, Bilim eğitimi, Bilim politikalarının şekillendirilmesi, İnsan hakları, etik ve hukuk konularında çalışıyor. Bu başlıklara 2009’da, ABD Dış işleri bakanlığı yaptığı dönemde, Hillary Clinton tarafından kamu diplomasisinin bir alt kolu olarak da kabul edilen “Bilim Diplomasisi” de eklendi. Hillary Clinton 2009’da geleneksel diplomatik yollarla çözülemeyen sorunlara bilimsel çözüm yolu arama kapsamında Bilim Elçileri Programını duyurdu. ABD, Bilim Diplomasisi çalışmalarını, eğitimini AAAS vasıtası ile yürütüyor ve bilim diplomasisinin gelişmesi ve kurumsal bir yapıya kavuşması için dikkat çekici adımlar atıyor.

Haberin Devamı

Science Dergisi, kuruluş finansını Thomas Edisson’un sağladığı, dünyanın en önemli dergilerinden biri ve AAAS tarafından yayınlanıyor. AAAS, 2024 yılı itibariyle, ortalama 262 bilimsel topluluk ve akademik grupla çalışıyor. Bilimin değerini topluma iletiyor, topluma hizmet misyonunu yerine getiriyor.

Web of Science verilerine göre, dünyada 2000’li yıllarda yayınlanan 600 bin makalenin sadece yüzde 20’si uluslararası ortaklıklarla yazılmışken, 2018’e gelindiğinde, yayınlanan 1 milyon 8 bin makalenin nerede ise yüzde 50’si uluslararası araştırmacıların da yer aldığı ortak çalışmalardı. Bu başarıya ulaşmadaki en büyük rol hızla gelişmekte olan “Araştırmada uluslararası ortak çalışma” fikri ve dijital teknolojilere aittir. Bilim diplomasisi bu ortak çalışma fikrini de destekliyor...

Haberin Devamı

Bilim diplomasinin etkin olduğu bir diğer alan, yeni teknolojilerin kötüye kullanılmasını önlemek ve bunların toplumların ortak yararlarında kullanılmasını sağlamak. Bu bağlamda ortaya çıkabilecek sorunları önceden tahmin etmek, ön görmek gerekiyor. Bu amaçla İsviçre’de “Cenevre Bilim Diplomasisi Öngörücü Kurulu” oluşturuldu. DIPLO’nun (Malta-İsviçre tarafından kurulmuş, kâr amacı gütmeyen, uluslararası politika gelişimini iyileştirmek amaçlı vakıf) raporlarına göre İsviçre’de bu konuda kollektif beyin fırtınaları ve fikir alışverişleri için tarafsız bir alan sunan, sayıları bugün 17’ye ulaşmış bir dizi platform destekleniyor. Bu platformlar araştırma yapan sonuçlarını yayınlayan bilgi merkezleri olarak sunuluyorlar.

Haberin Devamı

AB BÖLGESEL OLARAK BÜYÜMEK İSTİYOR
Yüksek Teknoloji, dijital iletişim kanalları ve mobilizasyondaki inanılmaz hız, küresel ekonomi ve endüstri gündeminde, ülkelerarası güç mücadelesinin tam da merkezinde yer alıyor. ABD, Avrupa Birliği (AB), İngiltere, İsviçre başta olmak üzere bu yeni diplomasi alanlarında kapasiteyi artırmak, geliştirmek, araştırma ve inovasyon bağlamında küresel ortaklıklara açılmak üzere kurslar açıyor, eğitimler veriyorlar, bilim diplomatları yetiştiriyorlar. Avrupa bugün, araştırma, inovasyon ve teknolojik gelişme için bir güç odağı, Avrupa Birliği araştırmalar için dünyadaki en büyük fon sağlayıcıların başında geliyor. AB elindeki bu büyük güçlerle bilim diplomasisini bölgesel olarak güçlendirme ve büyütme hedefinde. AB Horizon (Ufuk) projeleri ve benzer fonlamalarla sistem bu alanda yol kat ediyor, Yükseköğretim akademik camiası, araştırma merkezleri, disiplinler arası ilişkiler ve bilim diplomasisi aracılığı ile yeni uzmanlık oluşturma (know-how) yapıları inşa ediyorlar. İsveç Uluslararası İşbirliği Ajansı (SIDA), bilim diplomasisi programları için önemli finansman sağlıyor. DIPLO, GESDA (Cenevre Bilim Diplomasi Öncü Kuruluşu), GSPI (Cenevre Bilim-Politika Arayüzü), European Union Science Diplomacy Alliance (Avrupa Birliği Bilim Diplomasisi Birliği), bu kuruluşların en bilinen ve en aktifleri. Türkiye’de TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) 2016 yılında “Bilim Diplomasisi-Kapasite Yönetimi ve Derinleşme” başlığında bir çalıştay düzenledi ve kapsamlı bir rapor yayınladı. TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) bu yıl Haziran 2024’te Asia-ASSAA (Asya Bilimler Akademileri ve Toplulukları Birliği) ile birlikte “Sürdürülebilir Kalkınma için Bilim Diplomasisi” sempozyumu düzenliyor.

Haberin Devamı

Bilim Diplomasisi, uluslararası bilimsel çalışmaların toplumsal sorunları nasıl çözebileceğini, ülkeler arası ilişkileri nasıl geliştirebileceğini ve diplomasinin bilimsel işbirliğine nasıl katkı verebileceğinin geniş bir yolu olarak değerlendirilyor. 21’nci yüzyıl bakışı ile devletlerin önemle üzerinde durduğu yumuşak güç alanlarından biri olarak tanımlanıyor.

KÜRESEL SORUNLARIN KARMAŞIKLIĞI İHTİYACI ARTTIRDI
Bilim diplomasisi, bilimsel işbirliği, uluslararası ilişkileri geliştirmek ve karşılıklı refaha giden bir yola ulaşmak için de önemli. Ülkelerin, uluslararası kuruluşların, kurumların kendilerini ve çıkarlarını uluslararası arenada temsil ettikleri küresel bir süreç. Çağımızın, günümüzün politik gerilimleri, krizler, yıkıcı anlaşmazlıklar, jeopolitik atmosfer, çoğu kez bilimsel işbirliklerini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Çağdaş küresel sorunların karmaşıklığı bilimsel diplomasiye olan ihtiyacı daha da arttırdı. Diplomasi tamda burada etkin güç odağı olarak ortaya çıkıyor. Bilim Diplomasisi, küresel bilimsel işbirlikleri için, toplumları, diplomatları ve bilim insanlarını diyalog kurma açısından bir araya getirebilme konusunda uçsuz bucaksız potansiyeli olan bir yapı. Unutulmamalıdır ki, insanlığı tehdit eden, ürküten mevcut jeopolitik talepler ne olursa olsun, küresel bilimin iletişim kanalları açık olmalı. “Olabildiği kadar açık, gerektiği kadar kapalı” bilim.

Bilim Diplomasisi, iklim değişikliği, pandemiler, yoksulluk, enerji güvenliği gibi günümüz küresel sorunlarının çözümünde de kritik bir rol oynar. Bilimsel ve teknolojik işbirliklerini, ekonomik kalkınmayı teşvik eder, yenilikçiliği destekler, ülkelerin rekabet gücünü artırır. Barış ve güvenlik, silahsızlanma ve nükleer güvenlik konularında gereken bilimsel ve teknik uzmanlık çalışmaları için ülkeler arası ortak iletişimler kurulmasını sağlar.

ÜLKEMİZDEKİ ÇALIŞMALAR
Ülkemizde TÜBİTAK’ın çalışmaları, Ufuk (Horizon) projeleri başta olmak üzere uluslararası projelerde yer alması, Türkiye’nin bilim, teknoloji alanındaki kapasitesini ve katkılarını küresel ölçekte görünür kılması; TÜBA’nın (Türkiye Bilimler Akademisi) çalışmaları, Denizcilik ve Arkeoloji alanlarında yapılan çalışmalar, Araştırma Üniversiteleri başta olmak üzere üniversitelerimizin uluslararası akademik ve bilimsel işbirlikleri, Türk Bilim İnsanlarının CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü), Avrupa Uzay Ajansı (ESA) çalışmalarında yer alması, Antarktika’da Türk bilimsel araştırma kampının kurulması, Aşı çalışmaları, Türkiye Uzay Ajansı, Güneydoğu Anadolu (GAP) Projesi, Yunus Emre Enstitüsü’nün çalışmaları gibi örnekler ülkemizin bilim diplomasisi alanındaki faaliyetlerini ve işbirliklerini gösterir .

PEKİ YA TEKNOLOJİ DİPLOMASİSİ?
Teknoloji diplomasisine gelince.. Akademik olarak; bilim, dijital ve ekonomik diplomasinin bir bölümü olarak değerlendiriliyor. En belirgin özelliği ve öne çıkan yönü devletler ile teknoloji endüstrisi arasındaki etkileşimler, uluslararası ilişkiler ve diplomasi uygulamalarında yeni bir alan olması.

Teknoloji diplomasisini uygulama açısından ülkeler hem kendi hükümetleri içinde hem de diplomatik temsilciliklerinde çeşitli yeni pozisyonlar oluşturur. Teknoloji diplomasisini, dijital diplomasiyi, idari olarak dış işleri, bilim teknoloji ve sanayi veya eğitim bakanlıklarından seçilen, konusunda yetkin konsolos veya ataşeler yürütüyor. Bu alanda öncülüğü, çok büyük küresel etkilere sahip olan teknoloji şirketlerinin kurulu olduğu, ABD San Francisco Körfez Bölgesi yürütüyor. Teknoloji şirketlerinin sahip oldukları ekonomi dünyasındaki inanılmaz etkileri nedeni ile bu bölgede ülkeler küresel şirketlerle iletişimlerini geliştirmek, kendi ülkelerinden bölgeye gelen çalışanların ve akademisyenlerin çalışmalarına destek olmak ve daha da yakından izlemek gibi gerekçelerle Silikon Vadisinde konsolosluklar ve elçilikler kurmaya başladı. İlk konsolosluk 2017 yılında Danimarka tarafından açıldı ve teknoloji diplomasisini yürütecek elçi atandı. Takiben Avustralya, Brezilya, Çin, Fransa, Güney Kore, Hindistan, Hollanda ve İsviçre elçilikler veya konsolosluklar açtılar. Danimarka ayrıca Kopenhag ve Pekin’de (Beijing) de teknoloji diplomasisini elçilikler vasıtası ile yürütülüyor...

BİLİM VE TEKNOLOJİDE LİDER OLMAK
Teknoloji diplomasisi ile birlikte dijital ve siber diplomasi de yürütülüyor. Bu üç diplomasi başlığının San Francisco körfez bölgesinde yaygın olarak kullanıldığını görebiliyoruz. Teknoloji diplomasisi konusunda bölgede, çoğunluğu AB ülkelerinden (43 diplomat) olmak üzere 63 diplomat görev yapıyor. Daha çok robotik, blok zincir, biyo-teknoloji, kuantum bilgisayar çalışmaları ve yapay zekâ şirketleri ile iletişim kuruyorlar. Bu bilimsel başlıkların dışında insan hakları, etik ve teknoloji, demokratik değerlerin korunması gibi sosyal konularla da yakından ilgileniyorlar.

Bilim ve teknoloji, yumuşak güç olarak tarif edilen diplomasi kavramının en önemli bir unsurudur, bu alanlarda lider olmak ülkelerin gücüne güç katar. Türkiye olarak AB ülkeleri içinde en fazla genç nüfusa sahibiz. Bu beşerî sermayemizi, bu dinamik kitleyi, bilim ve teknoloji kavramının değerini bilerek ve bu alanda çalışma hevesi ile yetiştirmeliyiz. OECD ülkeleri arasında 6’ncı büyük işgücü nüfusuna sahibiz. Teknoloji, İnovasyon ve Dijital dönüşümde ülke olarak başarılı olmak istiyorsak; kamu, eğitim ve iş dünyasının bir araya gelerek STEM konularında mezun ve çalışan sayılarını artırma ve kalifiye iş gücü yetiştirme gayretimizi artırmamız, bu konuya her zamankinden daha fazla eğilmemiz gerekiyor. En hızlı büyüyen mesleklerin yüzde 75’i STEM alanlarında kullanılacak yetkinlikler gerektiriyor.

ULUSLARARASI İLİŞKİLERİN VAZGEÇİLEMEZ UNSURU
Sonuç olarak, diplomasi alanında yaşanan dönüşümler, bilim ve teknoloji gibi disiplinlerin dış politika araçları olarak önemini artırıyor. Bilim diplomasisi, 21’nci yüzyılda küresel sorunlara çözümler sunma, uluslararası işbirliklerini teşvik etme ve barışçıl ilişkiler geliştirme açısından kritik bir rol oynuyor. Teknoloji diplomasisi ise, devletlerin teknoloji endüstrisi ile olan etkileşimlerini düzenleyerek dijital ve siber güvenlik alanlarında yeni stratejiler geliştirmelerini sağlar. Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla bilim ve teknoloji alanlarında önemli atılımlar yapma potansiyeline sahip. STEM eğitimine ve bu alandaki insan kaynağının artırılmasına yönelik çabalar, ülkenin uluslararası arenada rekabet gücünü artırır ve bilim diplomasisi alanında daha güçlü bir konuma gelmesini sağlar. Bu bağlamda, bilim ve teknoloji diplomasisi, küresel barış ve refahın artırılmasında, ekonomik kalkınmanın desteklenmesinde ve uluslararası ilişkilerin güçlendirilmesinde vazgeçilmez unsurlar olarak öne çıkmaktadır.

PROF.DR. SEZER ŞENER KOMSUOĞLU KİMDİR?
Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, 1949 yılında Trabzon’da doğdu. Tıp Hekimi ve Nöroloji uzmanı. Eğitimini Atatürk, Ankara ve Hacettepe Üniversiteleri’nde tamamladı. İngiltere’de Birmingham Üniversitesi ve Aston Üniversitesi’nde Nörofizyoloji konusunda 3 yıl çalıştı. Türkiye’de Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi’nin kuruluşlarında yer aldı. Nörolojik Bilimler alanında ulusal ve uluslararası düzeyde 250’nin üzerinde bilimsel yayını var. 2006-2014 yılları arasında 8 yıl Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü yaptı. Dr. Komsuoğlu, 2015-2022 yılları arasında Yükseköğretim Kurulu Başkan danışmanlığı görevinde bulundu. Bu dönemde yükseköğretimde, Akademide Kadın Çalışmaları Birimini kurdu. Bugün sayıları 117’yi bulan kadın çalışma merkezlerinde akademik ve hizmet odaklı çalışmalar yürüttü. Dr. Komsuoğlu, Avrupa Üniversiteler Birliği’nin (EUA) araştırma ve inovasyon komitesinin seçilmiş 19 üyesinden biri.  Oxford Üniversitesi’nce 2015’te yayınlanan Woman Scientist kitabında Türkiye’den seçilen 3 bilim kadınından biri olarak yer alıyor.. 2021’de Türk Nöroloji Derneği’nin, Bilim ve Hizmet ödülü kendisine tevdi edildi. Dr. Komsuoğlu, Prof. Dr. Baki Komsuoğlu’nun eşi, Prof. Dr. Ayşegül K. Çıtıpıtıoğlu ve Prof. Dr. Feride İpek K. Çelikyurt’un annesi.

BAKMADAN GEÇME!