Güncelleme Tarihi:
Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığı, internet suçları, İGDAŞ'ın özelleştirilmesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulması, Kızılay ve Yeşilay ile ilgili düzenlemeleri de içeren ‘Torba Kanun’ teklifinin maddeleri üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Sağlığın hizmet, eğitim ve kalkınma boyutu olan önemli bir alan olduğunu ve hizmet boyutu itibariyle de son 12 yılda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Yılmaz, bunu TÜİK aracılığıyla doğrudan vatandaşların memnuniyetini ölçerek gördüklerini söyledi. Şu anda 133 bin doktor olduğunu belirten Yılmaz, ihtiyaç duyulan doktor sayısında da Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı hesaplamalarda 200, 210 bin civarında bir rakamın telaffuz edildiğini anlattı.
Yılmaz, Türkiye'de 100 bin kişiye düşen hekim sayısının 174, AB'de 346, OECD'de 321 olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bizim mevcut ortalamamızda OECD arasında halen önemli bir farklılık var. Burada tabi politika olarak biz doktorlarımızın ve sağlık personelimizin sayısının artması gerektiğini öngördük. Geçmişte yapılan çalışmalarla önemli oranda kontenjanlar ve fakültelerin sayısı arttı. Bugün önemli bir yere gelmiş durumdayız."
Konuşmalarda "Mezun olanlar işsiz mi kalacak" diye bir endişenin dile getirildiğine işaret eden Yılmaz, "Ben hiçbir şekilde bu endişeye katılmıyorum. Halen ciddi bir açığımız var. Yani 67 bin, 77 bin civarında, o ölçeklerde bir açıktan bahsediyoruz" dedi.
Yılmaz, bazı konuşmaları dinlerken YÖK konusunda herkesin mutabık olduğunu gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
"Doğrusu onu mutlulukla dinledim. YÖK'de ciddi bir reforma ihtiyacımız var. Bu tabi anayasal bir değişiklik gerektiriyor. İktidarıyla, muhalefetiyle bugüne kadar yapılamamış belki gerçekten bir eksiklik. Keşke iktidarla muhalefet arasında hep uzlaşma olsa ve anayasayı değiştirsek, YÖK sisteminde ciddi değişiklikler yapsak. Bu hepimizin ortak arzusu ama bugüne kadar maalesef olmadı. Önümüzdeki süreçlerde bunu inşallah Türkiye başarır. Çok daha modern, çağdaş bir yükseköğretim sistemi oluşur.
Mevcut sistem içinde de yapılabilecek işler var, kanunla düzenlenebilecek işler var. YÖK, anayasa her şeyi çok detaylı düzenlemiş değil. Maddeye baktım ve 'bazı hususlarda kanunla düzenlenir' diyor. Bu kanunla düzenleme imkanını biz sistemimizi daha ileriye taşımak için en azından daha çoğulcu bir yapıya doğru kullanmak durumundayız."
YÖK sistemi içinde bir üniversite olacak
Yeni bir üniversite kurulduğunu belirten Yılmaz, teklifte buna ilişkin yer alan maddede muhalefetin de eleştirilerini dikkate alarak düzeltmeler ve değişiklikler yapıldığını belirtti. Yılmaz, bu üniversitenin akademik bakımdan tamamen YÖK sistemi içinde devam edeceğini, rektör atamalarından akademik diğer işlemlere kadar YÖK sistemi içinde bir üniversite olarak tarif edildiğini belirtti.
Yükseköğretim alanında Türkiye'deki reformların devam etmesi ve çeşitliliğin artırılması gerektiğine inandığını vurgulayan Yılmaz, "Böyle tek tipçi bir mantık doğru değil. 'Bütün üniversitelerimiz tek bir tip olsun, tek şekilde olsun' diye düşünmek bugünkü dünyanın gerçeklerine de ihtiyaçlarımıza da uygun değil" diye konuştu.