Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 'Ziya Öğretmen ile Eğitim Buluşmaları' kapsamında 22 Mart'ta Haymana ilçesinde görev yapan öğretmenlerle bir araya geldi. Ağrı'dan Antalya'ya, Rize'den İzmir'e, Tokat'tan Tunceli'ye 30'un üzerinde ilde gerçekleşen buluşmaların önemi ve eğitimde hayata geçirilecek yeni çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulunan Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu'na ait buluşmalara yönelik, temelde her sistemin doğuşunun zeminden olduğunu söyledi.
Selçuk, "Eğitim sisteminde bir şeyi yeşertme talebimiz var, bu mutfaktan, sahadan olacak. Öğretmenlerimizin gönülden katılımıyla, desteğiyle, okul müdürlerimizin liderliğiyle başaracağız. Bütün bu il ve ilçe ziyaretlerinin temel amacı, öğretmenlerle birebir buluşmak ve derdimizin adını paylaşmak. Öğretmenlerin eğitimde yürütülecek uygulamaları basından öğrenmeleri veya dolaylı olarak sosyal medyada izlemelerinin konunun amacına birebir hizmet etmeyecek. Bu nedenle illerin, büyük ilçelerin tamamını belirli bir süreç içerisinde tamamlayacağız. Daha sonra bütün bu il ve ilçelerin iletişim akışını çok daha hızlı, rasyonel biçimde yeniden yapılandırdığımız için ziyaretlerimizin geri dönüşleri ve bu etkileşimin etkisinin artması kolaylaşacak" dedi.
'TÜRKİYE'NİN BİRİKİMİNİ GÖRDÜKÇE ÇOK MUTLU OLUYORUM'
Buluşmalarda, yapılacak yeni çalışmaların yanı sıra öğretmenlik kimliği, öğretmenliğin ne olduğu üzerinde durduğunu anlatan Selçuk, şöyle devam etti:
"Öğretmenliğin bir geçim vasıtası değil, öğretmenin kendi öğrenme yolculuğu olduğu ve çocuğun hayatına dokunmanın niye çok önemli olduğunu yüz yüze paylaşma imkânımız oluyor. Bu duygu ve düşünce akışını yakından gerçekleştiriyor olmak bizim sisteme olan inancımızı güçlendiriyor. Türkiye'nin birikimini gördükçe çok mutlu oluyorum ve bu enerjiyle birlikte belirli bir süreç içerisinde çok daha hızlı bir yol alacağına kanaat getiriyoruz. Bu kanaatimizi, heyecanımızı, duygumuzu gördükçe öğretmen, yönetici arkadaşlarımızda da heyecan, umut büyüyor. Hep birlikte bunu omuzladığımızda yaparız diye düşünüyoruz."
'HER BİR OKUL YOL HARİTASINA GÖRE GELİŞME PLANINI TAKİP EDECEK'
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, pilot uygulamaları başlayan Okul Profili Değerlendirme Çalışması'na yönelik, bir okula 'başarılı okul' denilebilmesi için bilimsel olarak hangi ölçütlerin gerektiği, bu ölçütlerin ulusal ve uluslararası geçerliliğinin ne olduğunun bilinmesinin önemli olduğunu söyledi.
"Her müdür kendisine göre, subjektif olarak bir okulun başarılı olup olmadığı konusunda yargılarda bulunabilir ya da bu kişiye göre değişebilir. Ama bunun bilimsel ve uluslararası ölçütleri olmalı" diyen Selçuk, çalışmayla, bir okulun özellikleri bakımından yeterli düzeyde olup olmadığına karar verirken dört ana grupta, ortalama 50 kadar parametrede MR'ını çekeceklerini anlattı.
Bunun ardından okula geri bildirim vereceklerini belirten Selçuk, "Okula 'sen şu ölçütlerde çok iyisin, şu ölçütlerde de daha geridesin. Bunu düzeltebilmen için sana bir yıllık yol haritası veriyoruz' diyeceğiz. Bu bir yılın içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler, finansman, hizmet içi eğitim açısından nasıl destek olunacak, bütün bu destek birimleri ve fırsatlarının organizasyonunu kurduk. Bu organizasyon da il düzeyinde çalışacak. Her bir okul yol haritasına göre gelişme planını takip edecek. Bir yılın sonunda da hangi okul başarmış hangisi başaramamış bakacağız ve duruma göre önlemlerimizi alacağız" dedi.
Okulun her türlü ihtiyacının bu parametrelere göre düzenleneceğini söyleyen Selçuk, "Bu konuda doğrudan doğruya velilere birinci sene okulun 'MR'ı şudur, yol haritası budur' demeyeceğiz. Okullar belirli bir yetkinliğe ulaşmadıkça okulların karşılaştırılması doğru değil. Çünkü imkânları çok eşitsiz. İlerleyen yıllarda ise kısmi olarak velilere açılacak" diye konuştu.
'SADECE DERS SAYISI DEĞİL, ORTAÖĞRETİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI'
Selçuk, liselerde ders sayılarının azaltılmasının 'öğretmenleri mağdur edebileceği' iddiaları için ise şunları söyledi:
"Ortaöğretimdeki ders çeşitliliğinin azaltılmasıyla ilgili çalışmayı birkaç hafta içerisinde kamuoyuyla paylaşacağız. Fakat genel ilke olarak hiçbir öğretmenimizin açıkta kalması ya da norm kadro sorunu yaşaması, belirli birtakım gerekçeler nedeniyle öğretmenlerimizin derslerinin ellerinden alınması asla söz konusu olmayacak. Burada sadece ders sayısının çocukların ihtiyacına göre yeniden yapılandırılmasıyla ilgili bir çalışma var. Bu sadece ders sayısıyla ilgili değil, ortaöğretimin yeniden yapılandırılması ve ortaöğretimde kalitenin yükseltilmesiyle ilgili bir çalışma. Yoksa bu ne bir dershane ne sadece ders sayısıyla ilgili bir çalışma. Bu, ortaöğretime bakış açımızın yeniden yapılandırılmasıyla ilgili. Gelişmiş ülkelerde ortaöğretimde 5, 6, 7 ders varken, bizde 16, 17 ders var. Bunun getirdiği yüzeysellikten kurtulmayı hedefleyen bir çalışma bu. Öğretmenlerimizin herhangi bir sıkıntıya girmesi söz konusu değil. Bizim belirli alanlarda özellikle daha fazla öğretmen ihtiyacımız var."