Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen Türkiye Eğitim Meclisi Toplantısı'nda tek tip, zorunlu bir yabancı dil eğitimi yerine herkesin ihtiyacını gözeten bir bakış açısının önemini vurguladı. Eğitim sürecinde yapılan uygulamaların doğurduğu sonuçların izlenmesi gerektiğini belirten Selçuk, yabancı dil eğitiminin ‘bir ortak müfredat yap, aynı ders saati sayısındaki aynı müfredatı bütün Türkiye'ye uygula’ mantığıyla yürütüldüğünü söyledi.
Selçuk, geçen günlerde "Bazı kademe ve okul türlerinde İngilizce ya da yabancı dil dersi zorunlu olmayabilir" dediğini hatırlatarak, "Mesela bir çocuk ortaokul sona kadar yabancı dil dersini aldı ama sonra bir meslek lisesinde belli bir alanda liseyi bitirdi. Hayatı boyunca da bir vatandaşlık birikimi olarak ihtiyacı olan yabancı dilin dışında bir yabancı dil ihtiyacı olmayabilir. Turizm lisesinin yabancı dil ihtiyacı farklı olabilir, sosyal bilimlerde çok farklı bir yabancı dil stratejisi gerekebilir. Diyelim ki niye sosyal bilimler lisesinde yoğun olarak belli çocuklarımız açısından İbranice dersi vermiyoruz? Bizim günlük sorunlarımızın, tarihi sorunlarımızın İbranice ile ilişkisi var mı? Elbette var. O zaman biz bunu da verebilmeliyiz. Yani herkese tek tip zorunlu bir eğitim yerine herkesin ihtiyacını gözeten bir yabancı dil bakış açısından söz etmeye çalışıyorum" dedi.
‘KİM YABANCI DİLİ NİYE ÖĞRENİR’
Yabancı dil öğretme sistematiğinin dönüşümünün sağlanması gerektiğine, bu konuda sadece ders saatinin konuşulmasının faydalı olmayacağını belirten Selçuk, "Bu bir öğrenme ekolojisi. Bu öğrenme ekolojisinde çocukların yabancı dile maruz kalma atmosferi nedir? Bu çocukların yabancı dille ilişkisinde, kişiliklerinin, mizaçlarının ilişkisi, etkisi var mı? Kim yabancı dili niye öğrenir? Bir ilişkisel gayesi mi var? Entelektüel bir tatmini mi var? Bir mesleki amacı mı var? Bütün bu bireysel, kişiye dönük amacı gözetmeksizin herkese tek tip bir yabancı dil eğitim öğretiminin sıkıntısından bahsetmeye çalışıyorum" diye konuştu.
‘2023 Eğitim Vizyonu’ ile daha sahici bir atmosfer ve kademeler arasındaki bağlantıları gözeten bir akış oluşturmaya çalıştıklarını söyleyen Selçuk, bu omurganın kurulması, önceki aşamada yaşanan sıkıntının bir sonraki aşamayı etkilediğinin görülmesi ve bunlara birbirlerini tamamlama fırsatı verilmesi gerektiğini belirtti.
ÖĞRETMENLERİN YETİŞTİRİLMESİ
Selçuk, eğitim öğretim sürecinde, iyi öğretmenler yetiştirmenin önemini şöyle anlattı:
"12 Eylül'den beri bu konuda herhangi bir değişiklik yapılmadı ve öğretmen okullarının dejenerasyonuyla birlikte 1970'lerdeki terör belası nedeniyle dejenerasyonundan sonra bizim eski köy enstitüsü, öğretmen okulu, yüksek öğretmen okulu geleneğimiz kırıldı. Biz bu geleneği bıraktık, bir eğitim fakültesi modeline geçmeye çalıştık fakat bu da dokuya uymadı."
‘ÖĞRETMENLERİN HİZMET İÇİ EĞİTİMİ TÜMÜYLE YENİDEN MODELLENECEK’
Ziya Selçuk, öğretmenlerin yetiştirilmesi konusunda Yükseköğretim Kurulu ile birlikte çalışacaklarını, ani bir değişiklik olmadan belirli sayıdaki eğitim fakültesinde yapılabilecek değişiklikleri ele alacaklarını belirtti. Selçuk, şöyle devam etti:
"Dünyada bazı eğitim fakülteleri uygulama, bazıları araştırma ağırlıklı. Biz de bazı eğitim fakültelerini öğrenme öğretme ağırlıklı, uygulama ağırlıklı, eski öğretmen okullarının yeni versiyonu gibi kurabilir miyiz? Bunun ilgili bir mutabakatımız var. Öğretmen yetiştirmenin kaynağına da bir şey yapmak söz konusu olacak. Formasyon dediğimiz şeyin sistemi nasıl sıkıntıya soktuğuna şahitsiniz, bununla ilgili bir takım çalışmalar olacak. Bütün öğretmenlerin hizmet içi eğitiminin tümüyle yeniden modellenmesi söz konusu olacak. Dört sene içinde bütün öğretmenlerimizin ulaşabildiğimiz kadarıyla yüksek lisans sahibi olması konusunda bir hedef koymak, gözetmek söz konusu olacak."
Ziya Selçuk, bunun uzun soluklu bir maraton olduğunu belirterek, "Gün gün göreceksiniz, bu hafta, önümüzdeki hafta göreceksiniz, onlarca yenilik gelecek. Hepsinin altyapısını kurmaya çalıştık. Hemen haftaya yeni uygulamalar başlayacak ama bunlar sistemi rahatsız eden şeyler değil. Diyelim ki haftaya ASELSAN ile protokol imzalayacağız. Savunma sanayi teknolojileriyle ilgili, lazer optik ve benzeri konularda iş garantili lise açıyoruz. Bunun gibi onlarca yüzlerce okul açacağız. Hemen kısa sürede açacağız. Bunun gibi çok sayıda projeleri peş peşe göreceksiniz. Uzun soluklu derken birkaç sene bir şey yapmayacağız anlamında söylemiyorum. Her gün yapacağız ama bunun verimi, kaidesinin oturması açısında zamana ihtiyaç var" dedi.