Bakan Selçuk: 2035’e kadar öğretmen ihtiyacını belirledik

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Bizim 2035’lere kadar hangi branşta ne kadar öğretmene ihtiyacımız var çalışmasını tamamlamış bulunuyoruz” dedi. İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2023 Eğitim Vizyonu ile ‘Birlikte Bir Yıl’ toplantısında konuşan Bakan Selçuk, bir yılda yapılan çalışmaları özetledi. Milli Eğitim Bakanı, eğitim fakültesini yeniden şekillendirmekle ilgili bir çalışma başlattıklarını belirtti. Sunumu esnasında Gaziantep’te tasarım ve beceri atölyelerine, Tunceli’de özel eğitim uygulama evine, Bursa’da ise mesleki eğitim merkezine canlı bağlantı gerçekleştirerek yapılan çalışmaları da dinleyen Bakan Selçuk’un açıklamaları şöyle:

GÜÇLÜ ÖĞRETMENLERE İHTİYACIMIZ VAR
Güçlü bir gelecekten söz ettiğimizde güçlü öğretmenlere ihtiyacımız var. Bununla ilgili toplumdaki bütünsel algı, bizim bu anlayışımızı güçlendiriyor. Çocuklar için ne istiyorsak, onun aynısını öğretmen için de istiyoruz. Okullar arasındaki öğrenme ve imkân farklılıklarını kapatacağız. Bunu tabii ki öğretmenlerimizle, okul yöneticilerimizle yapacağız. Ama bunu nasıl yapacağız. Sizinle paylaşmak istediğimiz şeyler tam da bununla ilgili. Öncelikle mesleki gelişim konusunda birtakım açılımlar oluşturduk. Mesleki gelişimi hayata geçirirken kendi tecrübelerimizden, öğretmenlerimizin anlayışından önerilerinden yola çıkarak yeni bir çerçeve oluşturduk. Sadece biraz zamana ihtiyacımız var. İmkânlar el verdikçe bu eğitimlerin çok sıradanlaştığını yaygınlaştığını göreceksiniz. Öğretmenlerimizin nasıl dönüştüğüne hep birlikte tanık olacağız.

EĞİTİM FAKÜLTELERİ YENİDEN ŞEKİLLENECEK
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile birlikte bir işbirliği içerisinde öğretmen yetiştirmede kendi ülkemizin damarından gelen bir yaklaşım var. Uygulama ağırlıklı daha çok hayatın kendisini dikkate alan, akademik bilgiyi, çocuğa şefkat göstermeyi, sadece müfredattan bahsetmeyen, çocuk yetiştirmekten söz eden, öğretmenden başlayarak gündeme getirmek istiyoruz. Pilot çalışmalarımız devam ediyor. Öğretmen yetiştirmeyi bütünsel olarak ele alıyoruz. Herkesin pedagojik formasyon almasından ziyade öğretmenlik sınavını kazananlara MEB’in ücretsiz olarak formasyon vermesi önemli. Öğretmenle ilgili bir karar destek sistemine dayanmalı. 2035’lere kadar hangi branşta ne kadar öğretmene ihtiyacımız var çalışmasını tamamlamış bulunuyoruz. Buna göre de yükseköğretimle bağlantısını da kontenjan sınırlaması biçiminde de ele alıyoruz. Uygulamanın daha çok yüksek olduğu eğitim sisteminin sahadaki karşılığını yansıtan bu modelle de eğitim fakültesini yeniden şekillendirmekle ilgili bir çalışma başlatıyoruz bazı fakültelerde.

PİLOTLAMA YAPMADAN BİR ÇALIŞMA YAPMIYORUZ
Toplumdaki beklentinin yanı sıra bir şeyin daha farkındayız. Eğer altyapısı kurulmadan gereken çalışmalar yönetilmeden karar alır, çözüm üretirsek, şimdiki çözümlerimiz gelecekteki problemlerimiz olur. Altyapı kurmadan, pilot çalışma yapmadan asla bir şey yapmıyoruz. Toplumdaki talepten daha fazla bu ülkenin çocuklarını önemsiyoruz, onlar bizim deneme tahtamız değil. Gereken altyapıyı çalışmalıyız. Akademik hayatta basamak basamak ilerleyip, birtakım projeleri yürütürken adım adım yapılandırıyorsak aynı şekilde ilerleyeceğiz. Elbette Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) sisteminin dönüştürülmesiyle oluşacak.

900’DEN FAZLA ÖĞRETMEN DESTEK NOKTASI
İlçe düzeyinde 900’den fazla öğretmen destek noktası kuruyoruz. Ankara’da bir merkez kurduk. İl ve ilçe düzeyinde destek noktaları ile Türkiye’nin öğretmen eğitiminin, okul ve sınıflardaki iş ve işlemin geliştirilmesine yönelik ortak fikir, düşünce ve eylem alanı oluşturuyoruz. Destek noktalarıyla sürdürülebilir ve sürekli eğitimi hedefliyoruz. Öncelikler bunlar. Zaman, finansman, zemin isteyen işler uzun solukludur. Eğitim büyük bir transatlantiği dönüştürme meselesidir, bu sadece bizim değil, dünyanın meselesidir.

5 BİN ATÖLYE KURDUK
- Ankara’da, Adıyaman’da, Ağrı’da, Türkiye’nin birçok yerinde binlerce atölye kurduk. 5 binin üzerinde tasarım ve beceri atölyesi var. Çocukların her şeyden az az değil, belli şeylerden daha derin içeriklerle karşılaşması gerekiyor. İlkokul, ortaokul ve lisede sistem dönüşümü yürüyor. Bütün paydaşlarımızla, biz ortaöğretimde, ilkokulda, ortaokulda bir değişim çalışması içindeyiz. Bu dönüşümle öğrenciler alan derslerinde derinleşme imkânı bulabilecek. Kendilerini keşfetmeye zamanları olacak. Sosyal, duygusal becerilere de yer vereceğiz. e-Okul’a da sosyal, duygusal becerilerle ilgili bir modül ekledik. Çocuklarımızın da bu becerilerini dikkate alan bir sistemden söz ediyoruz. Onların yetenek ve meraklarına uygun, kişiselleştirilmiş ders çizelgesi yapabilmesiyle ilgili de altyapıyı tamamladık, pilotları bekliyoruz. 

OKULLAR ARASI FARK AZALACAK
- Okullar arasındaki başarı farkını çok önemsiyoruz. Okullar arası öğrenme farkını TIMS ve benzeri çalışmalarda net olarak görüyoruz, bunun tedbirlerinin nasıl alınması gerektiğinin farkındayız. Başarı farkının azalması için İlkokullarda Yetiştirme Programı gibi iyileştirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Öğrenme farkını azaltmaya çalışıyoruz. Okullarımız için sürekli izleme, destekleme ve iyileştirme üzerine bir yapı kuruyoruz. Okul gelişim modeli üzerinden okul profili değerlendirme var. Okul profiliyle bir okulun nerede, ne durumda olduğunun fotoğrafını çekmek durumundayız. Bunun pilotu bitti, uygulamaya geçiyor. Okulun eksiği, gelişim planı çıkarılacak, destek verilecek. Şu anda her okulun ihtiyacını biliyoruz.

DÖRT DİL BECERİSİNİ ÖLÇÜYORUZ
- Her bir öğrenci aldığı sınav sonucundan çok daha fazlasıdır. Ölçme değerlendirme alanında da uluslararası standartlara göre yürütülüyor. Öğrenci gelişim verileri üzerinden eğitim politikalarını belirleyebiliyoruz. 81 ilde ölçme değerlendirme merkezi kurduk. Tek ofis gibi çalışsınlar ve böylece uluslararası karşılaştırmaları rahat bir şekilde yapabilsinler istiyoruz. Türkçeyi öğretebilmek için çocukların okuma, yazma, dinleme, konuşma becerilerine ihtiyaç duyuyoruz. Bunları ayrı ayrı ele almaya ihtiyacımız var. Altı aydır elimizde bu tür araçlarımız var. Çocuklarımızın dört beceriye dayalı ölçümlemesini yapabiliyoruz.

BİR YILDA YAPILANLAR
- Sözleşmeli öğretmenliğin süresini kısalttık. 3+1 şeklinde yeni düzenleme yaptık.

- Öğretmen odalarını yeniden tasarladık, onların mutlu olmasını istiyoruz. İmkânlar ölçüsünde tüm Türkiye’de çoğaltıyoruz.

- Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısını paydaşlardan destek alarak sunduk, çalışmalar sürüyor.

- Eğitimde en temel sorunlardan biri olan çocukların ilgi ve yeteneklerinin keşfedilerek doğru şekilde yönlendirilmesi için yetenek taraması yapıldı ve e-Rehberlik modülü oluşturuldu.

- e-Portfolyo çalışmasıyla öğrencinin doğru tanınması için bir dosya oluşturuldu. Onların okuduğu kitaplardan, aldığı sertifika ve ödüllere kadar tüm donanımını tek bakışta görebilecek bir düzenleme hayata geçirildi.

-Sınıf dışında eğitim için Eğitim Bilişim Ağı (EBA), çağın gerekliliklerine göre güncellendi. Türkiye’nin her yerindeki öğrenci ve öğretmenlere eşit imkân sunabilmek için uydu üzerinden internet hizmeti sağlandı. EBA mobil uygulamasıyla öğrenme zamandan ve mekândan bağımsız hale getirildi.

- Sanat ve sporu da önemsiyoruz, bu konuda altyapı kurmak için çalışmalar yürütüyoruz. Spor salonlarının ve yüzme havuzlarının ortak kullanıma açtık.

MESLEK LİSELERİNDE DOLULUK ARTTI
- Çıraklık eğitim merkezlerinden mezun olan öğrencilerimizin yüzde 86’sı işe giriyor. Dört gün işyerinde çalışıyor, bir günü merkezde geçiriyor. 11’inci sınıfta kalfalık, 12’nci sınıfta ustalık diploması alıyor. Bu merkezlere giden öğrenci sayısında yüzde yüze yakın bir artış oldu. Meslek liselerine talep arttı. Doluluk oranı yüzde 35’lerden yüzde 65’lere çıktı. Bu yıl meslek liseleri yüzde 1’lik dilimden öğrenci aldı.

COĞRAFİ BÖLGE SİSTEMİ HAYATA GEÇİRİLDİ
- Planlama etkinliği ve uygulamanın verimliliği için ‘coğrafi bilgi sistemi’ni hayata geçirdik. Tüm okullarımızı uydudan takip ederek, imar durumuna bakarak, kaç sınıfı, kaç odası var izliyoruz. Parayı ilk önce hangi şehirde hangi ilçede nerede kullanmalıyım, en öncelikli ve acil yer neresi buna bu sistem karar veriyor. İhtiyacı veriye dayalı, somut olarak yapabiliyoruz.