Güncelleme Tarihi:
Bakan Özer, Fransa'nın başkenti Paris'te gerçekleştirilen OECD Eğitim Bakanları Toplantısı'na katıldı. Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen OECD Eğitim Bakanları Toplantısı, 38 OECD ülkesi ve 6 aday ülkenin eğitim bakanları; UNESCO ve Avrupa Konseyi gibi çeşitli uluslararası örgütlerin katılımıyla başladı. Özer, konuşmasında kendisinden önceki konuşmacılara atıfta bulunarak sosyal politikalarla desteklenmediği sürece kapsayıcı ve eşitlikçi bir toplum inşa etmede eğitimin tek başına yetersiz kalabileceği uyarısında bulunarak şöyle konuştu:
SOSYAL POLİTİKALAR KARARLI BİR ŞEKİLDE UYGULANDI
“Eğitim sistemi ve okulları toplumdan soyutlayarak değerlendiremeyiz. Dolayısıyla toplumlardaki okul dışı ortamlardaki eşitsizlikler ve engeller azaltılmadığı müddetçe tek başına eğitim sistemi, bu fonksiyonu yerine getiremez çünkü okullar tek başına eşitsizliklerin üreticisi değil; sadece toplumdaki eşitsizliklerin yansıtıcısı olabilir. Bu nedenle okul dışı ortamları, bu bağlamda yeniden düşünmeliyiz. Eşitlikçi ve kapsayıcı bir toplum inşa etmede öncelikle eğitimdeki eşitsizlikleri azaltıcı ve kapsayıcılığı artırıcı sosyal politikaların son derece kritik. Bu bağlamda Türkiye'de son yirmi yılda eğitim alanında yapılanlar, tüm ülkelere örnek oluyor. Eğitime erişimi artırmak için derslik sayısı yaklaşık üç kat artırıldı. Eğitime erişimin önündeki tüm engeller kaldırılmış ve eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için şartlı eğitim yardımından burs programlarına, ücretsiz taşıma ve ders kaynaklarına ulaşmaya kadar çok sayıda sosyal politika yirmi yıldan beri kararlı bir şekilde uygulandı.
ÖĞRENCİLER ÜCRETSİZ YEMEK DESTEĞİNDEN YARARLANIYOR
Bugün Türkiye'de 1,8 milyon öğrenci, ücretsiz yemek desteğinden yararlanıyor. Tüm bu sosyal politikalar eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmiş ve ilk kez eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranları yüzde 95'in üzerine çıktı. Özellikle dezavantajlı kesimlerin dezavantajları böylece ortadan kaldırıldı ve özel eğitim ihtiyacı duyan öğrenciler de çok rahat bir şekilde eğitim sistemine dâhil edildi. Bugün Türkiye'de 19 milyon öğrenci bu sosyal politikaların desteği ile eğitime erişebiliyor. Yaklaşık bir milyon geçici koruma altındaki Suriyeli çocuk, eğitim hizmetinden yararlanıyor. Bu şekilde eğitim sistemi kapsayıcı ve eşitlikçi yapıldığında artık toplumun kapsayıcılığı ve eşitliğinden bahsedebiliriz."
‘DOSTLUK KÖPRÜSÜNÜ GÜÇLENDİRECEKLER’
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Paris'te katıldığı OECD Eğitim Bakanları Toplantısı'nın yanı sıra, temasları çerçevesinde Kanada'nın Saskatchewan Eyaleti Yüksek Eğitim Bakanı ve Kanada Eğitim Bakanları Konseyi Başkanı Gordon Wyant ile ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Özer, görüşmede yaptığı değerlendirmede önceki dönemlerden bu yana Kanada ile Türkiye arasında Bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı düzeyindeki temasların devam etmesinin mutluluk verdiğini söyleyerek, "Kanada ile Türkiye'nin eğitim alanındaki ilişkilerinin son 10 yılda gelişim göstermesinden memnuniyet duyuyoruz. Ülkenizdeki yükseköğrenim kurumlarında 66'sı devlet burslusu olmak üzere toplam 2 bin 857 Türk vatandaşı öğrenimine devam ediyor. Ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarında 3'ü Türkiye bursları kapsamında olmak üzere toplamda 218 Kanadalı öğrenci, eğitimlerini sürdürüyor. Misafir ettiğimiz bu gençlerin toplumlarımız arasındaki dostluk köprüsünü güçlendireceklerinden şüphem yok" dedi.
İLİŞKİLERİMİZİ GÜÇLENDİRMEYİ YASAL ZEMİNE OTURTACAĞIZ
Her iki ülkede de karşılıklı öğrenci sayılarının yıllar içinde artış göstermesinin eğitim ilişkilerini geliştirme konusunda önemli fırsatlar doğurduğunu söyleyen Özer, ayrıca Türkiye burslarına olan ilgiden duyduğu memnuniyetini dile getirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gittikçe küreselleşen eğitim alanında Kanada ile ilişkilerimizi anlaşmalar boyutuna taşımaktan memnuniyet duyarız. Bu amaç doğrultusunda taslakları oluşturularak ülkenizin makamlarına iletilen 'Kültürel İşbirliği ve Eğitim İş Birliği Anlaşmaları'nı hızla hayata geçirmek, büyük öneme sahip. Desteğinizle bu anlaşmalara ilişkin süreci hızlandırarak Kanada ile eğitim ve kültür alanlarındaki iş birliğimizi derinleştirmekten memnun olacağız. Yaklaşık üç ay önce de Millî Eğitim Bakanlığında Senato Başkanı George Frey ve heyetini ağırlamıştık. Kendisine, ilişkilerimizi anlaşmalar boyutuna taşımanın öneminden bahsetmiştim. Sayın Başkan da benzer fikirde olduğunu ve süreci hızlandırmak üzere çalışacaklarını ifade etmişti. Bu konularda ilerleme sağlarsak ilişkilerimizi güçlendirmeyi yasal zemine kavuşturmuş olacağız."
TÜRKİYE İLE ÇALIŞMA YAPMAK BİZİM İÇİN BİR FIRSAT
Wyant, görüşmede uluslararası anlamda yürüttükleri çalışma stratejileri içinde önem verdikleri konulardan birinin de eğitim noktasında birlikte faaliyet yürütmek olduğunu söyledi. Bu sebeple üniversiteler arasındaki etkileşime değer verdiklerini belirten Wyant, "Bu tip iş birlikleri hem bizim ülkemiz hem de ülkenizin değerlerini artırmada ve öğrencilerimizle araştırmacılarımız açısından önemli bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Türkiye ile çalışmalarımızı daha da artırmak açısından sizinle görüşmekten memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Kanada'ya döndüğümde 'İişkilerimizi ne kadar hızlı geliştirebiliriz?' diye hemen meslektaşlarımla, diğer bakanlarla görüşeceğim. Türkiye ile daha fazla çalışma yapmanın bizim için bir fırsat olduğunu düşünüyorum” dedi.