Güncelleme Tarihi:
Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İstanbul Valiliği Proje Koordinasyon Birimi tarafından depreme karşı yenilendi. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer okulun yeniden hizmete açılması dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. Bakan Özer, öğretmenlerle gurur duyduklarını dile getirerek öğretmenlerde bir doz aşı oranının yüzde 93, iki doz aşı oranının ise yüzde 86, aşı olmayıp antikor üreten öğretmen oranının yüzde 5 olduğunu aktardı. Özer, okulların sağlıklı bir şekilde kurallara riayet ederek yüz yüze eğitime devam ettiğini belirtti.
"TÜRKİYE’NİN NORMALLEŞMESİ İÇİN EĞİTİM SİSTEMİNİN NORMALLEŞMESİ LAZIM"
Bakan Özer, "6 haftayı geride bıraktık ve okul bazlı il bazlı bir sistem geliştirmedik. Sınıf bazlı vaka bazlı sistem geliştirerek herhangi bir sınıfta vaka olduğu zaman başlangıçta 14 gün daha sonra Sağlık Bakanlığı’mızın önerileri doğrultusunda 10 günlük yüz yüze eğitime ara verdik. Değerli konuklar Türkiye’nin eğitim sistemi devasa bir eğitim sistemidir. 18 milyon öğrencisi 1.2 milyon öğretmeni ile tüm Türkiye’nin tamamını etkileyen bir sisteme sahiptir. Milli Eğitim Bakanlığı kapasitesi Türkiye’nin örneklemi değil evrenidir. Pandemi sürecinde Türkiye’nin normalleşmesi için eğitim sisteminin normalleşmesi lazım. Başlangıçtaki kararlılığımızın arkasındayız" dedi.
"ALMANYA’DAN BİLE YÜKSEKTİR"
Özer, "57 bin 108’i devlet okulu olmak üzere sistemimizde 71 bin 320 tane okulumuz var. Bugün itibariyle tüm sınıfları kapalı olan hiçbir okulumuz bulunmamaktadır. Okullarına açık olmasındaki en büyük avantajımız öğretmenlerimizin aşılı olmasıdır. Bugün itibariyle birinci doz aşısını olan öğretmen oranımız yüzde 93, ikinci doz aşısını olan öğretmen oranımız yüzde 86, aşı olmayıp bağışıklık kazanmış antikor üretmiş öğretmen sayımız da yüzde 5 olarak kayıtlara geçti. En az iki doz aşı olmuş ve antikor oluşturmuş öğretmen sayımız yüzde 91dir. Bu oran Türkiye’nin ortalamasından çok yüksek olduğu gibi Almanya gibi geçen bir buçuk yılda okullarını açık bırakan ülkelerin aşılanma oranından bile yüksektir" diye konuştu. Özer, "Türkiye 15 yaş grubunda öğrenci sayısı en fazla artan ülke olmasına rağmen Türkçe, matematik ve fen okur yazarlığında puanını en fazla artıran birinci ülke oldu. Türkiye 4. ve 8. sınıf matematik ve fen okur yazarlığı araştırmasında 1999 yılından itibaren en yüksek puana eriştiği gibi ilk defa 500 ortalamanın üzerine bir puana ulaştı" şeklinde konuştu.
"BİN 100’E YAKIN OKUL KALDI"
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ise, "İstanbul’da 1999 ve öncesinde okullarımız var. Bu okullarımız eski yapı teknolojileri ve yönetmelik kurallarına göre dizayn edildiği için biz bunları riskli gördüğümüz için bu bin 322 okulumuzun hepsinin tek tek deprem dayanıklılığına baktık. Rapora göre binaları yıktık tekrar yaptık. Bu okullardan bin 100’e yakın okul kaldı. Geriye kalan okulları tıpkı Haydarpaşa Mesleki Anadolu Teknik Lisesi gibi yenileyeceğiz" dedi.
Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yeniden hizmete açan Bakan Özer öğrenciler ile hatıra fotoğrafı çekildi. Programa, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci de katıldı.
ÖZER: EĞİTİMDE EŞİTLİK VE ADALETİN TESİSİ İÇİN GAYRET EDECEĞİZ
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, öğleden sonra da Yeniden Açılışının 70. Yılında İmam Hatip Okulları ve Türkiye'de Din Eğitimi Sempozyumu'na katıldı.
Sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada Eğitim sisteminin toplumsal ihtiyaç ve talepleri karşılayabildiği ölçüde işlevsel ve demokratik olduğunu dile getiren Özer, şunları kaydetti:
"Toplumsal taleplerin yok sayılması veya daha kötüsü baskılanması durumunda ise baskıcı bir eğitim sisteminden bahsedebiliriz. Türkiye 1990'lı yılların sonlarına geldiğinde, Cumhuriyet tarihinin en sert ve baskıcı eğitim düzenlemelerine şahit olmuştur. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak 1999'da sadece İstanbul'da acı bir deprem yaşamadık, aynı zamanda eğitim sisteminde ciddi bir deprem yaşadık. 1999'daki katsayı uygulamasıyla imam hatip ve mesleki eğitim mezunlarının yükseköğrenime erişimini kısıtlayan uygulama bir taraftan iş dünyasının ciddi maliyetler ödemesine yol açmış, imam hatiplilerin yükseköğrenime erişiminin kısıtlanmasının yol açtığı hasardan dolayı da toplumdaki din eğitimi ciddi hasar almıştır."
Özer, söz konusu sert müdahalelerin mesleki eğitim ve imam hatipler üzerinde ciddi izler bıraktığını aktararak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğündeki AK Parti iktidarlarının Türkiye'de imam hatiplerin ve mesleki eğitimin toplumsal talepler çerçevesinde yeniden normalleşmesi için çok büyük adımlar attığını söyledi.
Meslek liselerinin böylece uzun süredir hak ettikleri itibara yeniden kavuşmaya başladığını anlatan Özer, şöyle devam etti: "Yine imam hatipler tam anlamıyla toparlanmış ve öğrenci payı itibarıyla tıpkı 1990'lı yılların ortalarında olduğu gibi önemli bir paya kavuşmuştur. 2021 yılı itibarıyla nasıl mesleki eğitimde 1,5 milyon öğrencimiz varsa, imam hatip okullarında da 1,5 milyon öğrencimiz vardır. Şunu da özellikle vurgulamak isterim ki, son 20 yılda imza attığınız en önemli sessiz devrimlerden birisi, din-devlet-toplum ilişkilerini sağlıklı bir zemine taşıyıp din eğitimini ideolojik tartışmaların kıskacından çıkartarak insanımızı, milletimizi, tarihimizi ve geleceğimizi önceleyen bir anlayışı gerçekleştirmiş olmanızdır."
Özer, yıllarca süren ve yüzbinlerce genci ve bilhassa kız öğrencileri mağdur eden başörtüsü yasakları ve katsayı uygulamasının kaldırılmasının bu devrimin en somut örneklerinden olduğunu vurguladı.
"İMAM HATİP OKULLARI DÜNYAYA MODEL"
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü: "4 4 4 ile birlikte ideolojik sebeplerle kapatılan imam hatip ortaokullarının yeniden açılması, bununla birlikte Peygamberimizin hayatı, Kur'an-ı Kerim, temel dini bilgiler gibi derslerin ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulması toplumsal talepleri karşılayan demokratik bir eğitim sistemi inşa etme gayretinin ürünleridir. Bu gayret doğrultusunda hiçbir okul türümüzün geçmişte uğradığı haksız ayrımcılıklara maruz bırakılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Okul türleri üzerinden öğrencilerimizi ve dahası toplumumuzu tasnif eden bir anlayışın daima karşısında yer alacağımızı da özellikle vurgulamak isterim. Ülkemizin her bir köşesinde eğitimde eşitlik ve adaletin tesisi için gayret göstermeye devam edeceğiz. Din eğitiminin yasaklanması ve yanlış dini anlayışların ortaya çıkması neticesinde ülkemiz ve coğrafyamızda ne tür yaralar açıldığını, bu meselenin nasıl büyük sorunlara yol açtığını 15 Temmuz'da acı bir şekilde tecrübe ettik."
İmam hatip okullarının, Türk milli eğitim sisteminde gelişen ve kendine özgü eğitim müfredatıyla dünyaya model olan köklü eğitim kurumlarından olduğunu belirten Özer, "Din eğitimini yasaklayacak kadar bu ülkenin değerlerini yok sayan zihniyete karşı toplumumuzun güçlü bir arayışını temsil eden imam hatipler, gelenekle gelecek arasında dengeli bir ilişki kurma teşebbüsünün eğitimdeki yansımasını temsil etmektedir. Kendi köklerini iyi bilen nesiller istikbale doğru daha sağlam yürüyecektir" diye konuştu.
💬 Herkesin aklındaki soruya ilk ağızdan cevap geldi ☺️ pic.twitter.com/0Cs39BMdp5
— MEB (@tcmeb) October 15, 2021