Bakan Özer: Kütüphanelerimizde 80 milyon kitap var

Güncelleme Tarihi:

Bakan Özer: Kütüphanelerimizde 80 milyon kitap var
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2022 13:49

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Bu projeyi başlatmadan önce kütüphanelerimizde 28 milyon kitap vardı. Şu anda kütüphanelerimizde 80 milyon kitap var. İnşallah yıl sonuna kadar da kitap sayımızı yüz milyona çıkartacağız” dedi.

Haberin Devamı

Bakan Özer, Yavuz Bülent Bakiler Kütüphanesi’nin İstanbul Kadıköy’de bulunan İstanbul Anadolu Lisesi’ndeki açılış törenine katıldı.
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in yanı sıra İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın da katıldığı törenin açılış konuşmasında tüm vatandaşların Türkçeyi çok daha iyi kullanabilmesi için Bakanlık olarak çaba sarf ettiklerine dikkat çeken Bakan Özer şunları söyledi:

HER TÜRLÜ İMKANI SEFERBER ETMEYE ÇALIŞIYORUZ
“Biz dili sadece dil olarak algılıyoruz. Aslında Türkçe, ana dil aynı zamanda kültürün, dinin tüm yaşam formlarının kendisinde temsiliyet bulduğu konuşma vasatımız. Onun için Türkçemizi çok daha güçlü hale getirerek gençlerimizin, öğretmenlerimizin, vatandaşlarımızın Türkçeyi çok daha iyi kullanabilmesi için Bakanlık olarak da elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı olarak üç dile ağırlık verdik. Birincisi Türkçe, ikincisi matematik, çünkü matematiğin de bir dil olduğuna inanıyorum. Bir insanın yaşamla ilişkisini rasyonel bir zeminde kurgulama imkanı veren enstrümanlar içeriyor. Üçüncüsü de yabancı dil. Ama bunların ilk çıkış noktası mutlaka Türkçe. Onun için Milli Eğitim Bakanlığı olarak Türkçe seferberliğini başlatarak özellikle gençlerimizin, yavrularımızın Türkçe’nin zengin sözcük dağarcığıyla, kültürüyle tanışmaları için her türlü imkanı seferber etmeye çalışıyoruz.

Bakan Özer: Kütüphanelerimizde 80 milyon kitap var
KÜTÜPHANESİ OLMAYAN OKULUMUZ YOK
Bizim evlerimizin yüzde 95’inde ne kitap vardı ne de kütüphane vardı. 2021 yılının sonunda bu ülkenin şehirlerinde, köylerinde, ilçelerindeki tüm okullarda artık kütüphane var. İki ay gibi kısa sürede 16 bin 361 kütüphane yaptık. Bir günde 272 kütüphane demek ve gerçekten bu bir rekor. Artık gönül rahatlığıyla diyoruz ki kütüphanesi olmayan hiçbir okulumuz yok. Aynı zamanda mevcut kütüphanelerimizin ve yeni açmış olduğumuz kütüphanelerin içeriğini zenginleştirdik. Bu projeyi başlatmadan önce kütüphanelerimizde 28 milyon kitap vardı. Şu anda kütüphanelerimizde 80 milyon kitap var. İnşallah yıl sonuna kadar da kitap sayımızı yüz milyona çıkartacağız. Artık gençlerimiz nerede olurlarsa olsunlar Yavuz Bülent hocamızın kitaplığıyla buluşabilecekler. Tüm kültür insanlarımızın edebiyat insanlarımızın eserleriyle çok rahat bir şekilde buluşabilecekler. Bugün de bu okulumuzu kıymetli hocam Yavuz Bülent Bakiler’e emanet ediyoruz. İstiyoruz ki hem buradaki gençlerimiz, çocuklarımız sizleri tanısınlar ama en önemlisi sizin rehberliğinizle hayata tutunsunlar, zorluklar aşsınlar. Öğretmenlerimiz sizlerle vakit geçirerek birlikte bu ülkenin geleceğiyle ilgili düşünceler üretsinler. Ben inanıyorum ki burada nice Yavuz Bülent Bakiler yetişecek. Ben inanıyorum ki kütüphanelerimiz zenginleştikçe ve kütüphaneler okulların kalbi haline geldikçe gençlerimizin okumayla ilgili hiçbir problemi olmadığını hep birlikte göreceğiz.”
Bugüne kadar birçok faaliyete ve toplantıya katılmasına rağmen en çok sevinç ve heyecan duyduğu toplantının adının verildiği kütüphane açılışı olduğunu söyleyen Yavuz Bülent Bakiler şunları söyledi:
Bakan Özer: Kütüphanelerimizde 80 milyon kitap var
EN ÇOK HEYECANLANDIĞIM TOPLANTI OLDU
“Bu bir itiraftır, bugüne kadar birçok faaliyete ve toplantıya katıldım en çok sevinç ve heyecan duyduğum toplantı bu oldu. Ben bir Anadolu ailesinin çocuğu oldum. Benim okumamdan en çok rahatsızlığı annem duydu. Ne zaman kitapla eve gelsem bavulumdaki kitapları gören annem anlatılmaz bir üzüntü duyardı ve bana her defasında ‘Bu kitaplara verdiğin parayı leblebiye üzüme versen daha iyi olmaz mı’ derdi. Ben her defasında annemin boynuna sarılarak ona ‘Müslüman okumak mecburiyetindedir. Okumadan, bilmeden olmaz’ derdim. Tüm bunlara rağmen ben okumaya çalıştım. 1955 yılında Ankara Hukuk Fakültesine kaydoldum. Kaydolduğum zamanlarda konuşurken duraksardım ve bundan kurtulmak için çareler arardım. Bir gün Namık Kemal’in bir kitabında ‘Biz kelimelerle düşünür ve kelimelerle konuşuruz. Hafızamızda yeterli miktarda kelime olmadan söz söylememiz, rahatlıkla meseleleri ortaya koymamız mümkün değildir. O bakımdan çok okumalı ve kelime dağarcığımızı artırmalıyız’ açıklamasından sonra okumanın büyük önemini kavradım ve elime geçen her kitabı otobüs duraklarında bile okumaya başladım. Sonrasında insanlar karşısında saatlerce duraksamadan konuşmaya başladım. Bugün burada beni sizler değerlendiriyorsunuz. Ömrümce unutamayacağım güzel davranışlar içindesiniz. Hepinize derin minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.”

Haberin Devamı

YAVUZ BÜLENT BAKİLER KİMDİR?
Aslen Azerbaycanlı olan Yavuz Bülent Bâkiler, 1936 yılında Sivas’ta doğdu. Şair ve yazar olarak tanınan Bakiler, aynı zamanda gazeteci ve avukattır. İlk ve ortaöğrenimini Sivas, Gaziantep ve Malatya’da tamamladı. 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Ardından Yeni İstanbul gazetesinde, TRT Ankara Radyosu Merkez Program Dairesi Başkanlığında çalıştı. Bir süre siyasetle ilgilendi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak görev aldı, 1992 yılına kadar müşavir olarak çalıştı. 1994 yılında emekli oldu.

Haberin Devamı

İlk şiiri liseden mezun olduğu 1953 yılında Türk Sanatı dergisinde yayınlandı. Şiirlerinde, Anadolu’ya, Anadolu insanına eğilmiş, onların sorunlarını yapıcı bir tavırla dile getirdi. Uzun süre Tercüman ve Türkiye gazetelerinde köşe yazıları yazdı. Yalnızlık, Duvak, Seninle , Harman Şiir gibi şiir kitaplarının yanı sıra Sivas’a Şiir ve Şiirimizde Ana isimli antoloji kitapları da bulunuyor. Bakiler’in, Üsküp’ten Kosova’ya ve Türkistan Türkistan gezi kitaplarının yanı sıra Aşık Veysel ve Mehmet Akif Ersoy’un biyografisini kaleme aldığı kitapları da bulunuyor.

Bakan Özer: Kütüphanelerimizde 80 milyon kitap var

BAKAN ÖZER: GENÇLERİN ŞİDDET İÇERİKLERİNE MARUZ KALMASI TRAVMALARA YOL AÇIYOR
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Çocuklarımızın, gençlerimizin özellikle şiddet içerikleriyle çok sık karşı karşıya kalmaları elbette onların psikolojik durumlarında travmalara yol açıyor. Bu travmalar akranlarıyla ilişkilerini etkilediği gibi okul ortamındaki iklimin de bozulmasında çok büyük bir etkiye sahip” dedi. Bakan Özer, İstabul’da Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından düzenlenen ‘Şiddet ve Medya Çalıştayı’na katıldı.
Çalıştaya Bakan Özer’in yanı sıra RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Rıdvan Duran, basın ve yayıncılık meslek örgütü temsilcileri, kamu kurumlarının ve medyanın üst düzey yöneticileri de katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasında medyadaki şiddet, dezenformasyon ve yanlış bilgilendirme bağlamında öğretmenleri, öğrencileri ve aileleri bilinçlendirmek için önemli adımlar attıklarının altını çizen Bakan Özer şunları söyledi:

Haberin Devamı

ARTIK GERÇEK BİLGİYE ERİŞMEK ZOR
“Teknolojik gelişmeler toplumun tüm alanlarını etkiledi. Aynı zamanda iletişimi de etkiledi. Teknoloji, yapay zeka ve derin öğrenme mekanizması işin içine girdikçe artık hayatın vazgeçilmezi oldu. Özellikle internet modern insanın vazgeçilmezi olduktan sonra internetle iletişim mecralarının farklılaştığını, zenginleştiğini ve giderek kontrolünün zorlaştığını görmekteyiz. Gençlerimiz çok daha fazla yalnızlaşmaya ve aile bireyleriyle iletişimlerini minimumda tutmaya başladılar. Giderek bilgiye maruziyet artarken doğru bilgiye erişim zorlaşmaya başladı. Artık gerçek bilgi çok daha gömülü ve çok daha erişilmesi zor. Teknoloji geliştikçe bilgiye erişimin arttığı bir ortam olmasını beklerken bağımlılıkların artığı ve teknoloji üreten grubun dünyanın büyük bir kesimine müdahale edebildiği yeni bir sisteme evrilmeye başladık. Bu durumun öne çıkan iki konusu medyada şiddet ve doğru bilgiye erişimin zorlaşması.

Haberin Devamı

ŞİDDET İÇERİKLERİ TRAVMALARA YOL AÇIYOR
Bizim görevimiz gençlerimizi sadece akademik olarak güçlü bir şekilde yetiştirmek değil sağlıklı, iletişim becerileri güçlü bireyler olarak yetiştirmek. Çocuklarımızın, gençlerimizin özellikle şiddet içerikleriyle çok sık karşı karşıya kalmaları elbette onların psikolojik durumlarında travmalara yol açıyor. Bu travmalar akranlarıyla ilişkilerini etkilediği gibi okul ortamındaki iklimin de bozulmasında çok büyük bir etkiye sahip. Onun için şiddeti ben sadece fiziksel bir şiddet olarak tanımlamıyorum. Yanlış bilgi de hakikate karşı işlenmiş bir şiddet.

OKULLAR TOPLUMUN YANSIDIĞI YERLER
Medyadaki şiddet, dezenformasyon, yanlış bilgi bağlamında öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi, ailelerimizi bilinçlendirmek için önemli adımlar atıyoruz. Bunlardan bir tanesi RTÜK Başkanımızla birlikte yürüttüğümüz medya okuryazarlığı seçmeli derslerimiz. Doğru bilgiyle medya okuryazarlığı kapasitesini artırmak ve doğru bilgiye erişmeyle ilgili önemli katkılar sunmaya çalışıyoruz. Yakın zamanda Emine Erdoğan Hanım Efendinin himayesinde Aile Okulu projesini başlattık. Amacımız aile içi iletişim, kültürel değerler, çocukların gençlerin bağımlılıklarının azaltılmasında ailevi farkındalıklarını artırmak, çevre bilincini artırmak. Ama en önemlisi iletişim, bağımlılık ve doğru bilgiye erişimle ilgili ailelerimizi bilgilendirmek. Öğretmenlerimizin kişisel ve mesleki gelişimlerini çok önemsiyoruz. Öğretmenlerimizin okul ekosistemi içinde rol model olarak yer almaları nedeniyle sürekli eğitimlerimize devam ediyoruz. Okullar istisnai yerler değil, okullar toplumun yansıdığı yerler. Okulda ne görüyorsak toplumda bu vardır.”

BAKMADAN GEÇME!