Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, katıldığı bir televizyon programında Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında yerleştirme sonuçlarını ve özel okulların durumu ile ilgili açıklamalarda bulundu. TEOG kapsamında uzak okullara ve isteği dışında imam hatip liselerine yerleşen gayrimüslim öğrencilerin, tercih yapmadığı için bu durumun ortaya çıktığını söyledi. Ayrıca, özel okullarda öğrencilere haksız yere ‘şişirilmiş not’ verildiği iddialarıyla ilgili, “Her okul kendi öğrencisinin başarılı olmasını ister. Yaptığımız bütün merkezi yazılıları belli oran dahilinde, yerleştirme sonuçlarına katıyoruz. ‘Şişirilmiş not’ ile ilgili duyduklarımız var. Müfettişler gidiyor. Öğretmenin yaptığı yazılının notu ile, bizim merkezi olarak yaptığımız sınav notları arasında farkın olup olmadığına bakıyor. Birinci sınavda 100 alan bir çocuk bizim sınavdan nasıl 25 alabiliyor. Bunlara bakılıyor. Elimizde ölçümler var. Müfettişler çalışmalarını sürdürüyor” dedi.
Bakan Avcı’nın açıklamalarından satır başları şöyle:
Yaklaşık 1 milyon 300 bin öğrenci ortaokuldan mezun oldu. 1 miyon 57 binini yerleştirdik. A grubu listede 15 tercih yapma hakları var. Geçmiş yılların puanına bak, 15 tercihini yap diyoruz. bunlara yerleşemezsen, B grubu listede de 6 okul türünden 4 okul türü seç, bunlardan birine yerleştirelim seni diyoruz. 1 milyon 57 binin yarısından fazlası, 550 bini ilk üç tercihine yerleşti. Bazı öğrenciler özel okula gideceği için tercih yapmadı, bunlar hiç sisteme girmedi. 12 yıllı zorunlu eğitim olduğu için tercih yapmasa da öğrencinin nüfus bilgilerine göre bir okula yerleştiriliyor. Ermeni, Musevi öğrencilerin imam hatiplere yerleşmesi, bir gazetecinin kızının imam hatipe yerleşmesi tecrih yapmamasından kaynaklanıyor. Bunlar nakillerle çözülecek. Özel okula gitmek isteyen kaydını oraya aldıracak, diğerleri de boş kontenjanı olan devlet okullarına gidecek. Biz diyoruz ki, seni bir okula yerleştirdik, kendine uygun bir okul bul, kaydını oraya aldır.
Özel okullarda ‘şişirilmiş notlar’
Her okul kendi öğrencisinin başarılı olmasını ister. Yaptığımız bütün merkezi yazılıları belli oran dahilinde, yerleştirme sonuçlarına katıyoruz. ‘Şişirilmiş not’ ile ilgili duyduklarımız var. Müfettişler gidiyor. Öğretmenin yaptığı yazılının notu ile, bizim merkezi olarak yaptığımız sınav notları arasında farkın olup olmadığına bakıyor. Birinci sınavda 100 alan bir çocuk bizim sınavdan nasıl 25 alabiliyor. Bunlara bakılıyor. Elimizde ölçümler var. Müfettişler çalışmalarını sürdürüyor
Özel okul destekleri
Eğitim öğretim desteği için 250 bin öğrencilik kontenjan açtık. İlkokullarda 50 bin kontenjan var 24 bin 342 öğrenci başvuru yaptı, ortaokulda 75 bin kontenjan var 61 bin 339 öğrenci başvurdu, lisede 75 bin kontenjan var 40 bin başvuru oldu. Bunların hepsi teşvik aldı. Şimdi 70 bin kontenjanımız var. İkinci başvuru hakkı verdik. İsteyenler eğitim öğretim desteği için başvuru yapıp yararlanabilirler. Başvurular 8-18 Eylül arasında yapılacak.
Göç alan illerde derslik ihtiyacı var
200 bin küsür yeni derslik yaptık. Her derslikte 10 öğrenci okusa, 2 milyon öğrenciye yeni sınıf açmış oluyoruz. 17 milyon küsür öğrenci var daha da derslik açacağız. Anadolu şehirlerinde sınıf sorunu tamamlandı sayılır. Göç alan İstanbul, Ankara, Urfa, Diyarbakır gibi illerde hala derslik ihtiyacı var. Göç hızıyla uyumlu yeni dersliklere ihtiyacımız var. Eğitimin kalitesi, sınıfa ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ile orantılı. O yüzden bizim amacımız sınıf mevcutlarını azaltmak, ikili eğitimi kaldırmak.
Öğretmen atamasında top Meclis’te
11-12 yılda 450 bir öğretmen atadık. Hala öğretmen açığı var. 40 bin öğretmen ataması konusunda top Meclis’te. Görüşmelere başlayacağız, Meclis’ten ne kadar hızlı geçerse o kadar hızlı atamaları tamamlayacağız.
Müfredat için zamana ihtiyaç var
Bizim müfredatlarımız, ders programlarımız maalesef bilgi yüklemeye yönelik. Bu 20. yüzyılda anlaşılabilirdi. Çünkü okul bilgi edinmenin tek mekanıydı. Bilgi edinme imkanlarımız çok gelişti. Artık iletişim, enformasyon teknolojileri öyle gelişti ki, bilgi edinmenin tek kaynağı okul olmaktan çıktı. Her şey sadece okulda öğrenilecekmiş gibi davranmaktan vazgeçip, öğrenmeyi öğretmemiz gerekiyor. Her kademede hala çocuklara bilgi yüklemeye çalışıyoruz. Biz onlara neyi, nasıl, nerede en güzel şekilde öğrenebileceklerini, öğrenme zevkini öğretmeliyiz.
Bütün çocukların fizik dersinde, fizikçi olacakmış gibi davranıyoruz. Gerek yok, çocuklara fiziği, coğrafyayı, sevmeyi aşılayabiliyorsak. İlkokullar için özellikle sosyal ilişki, toplumsal hayatta onların işine yarayacak, sınıftan çıkarken merdivenlerde koşmamak gerektiğini, birbirlerini itmemeleri gerektiğini öğretmeliyiz. Müfredat için biraz daha zamana ihtiyacımız var. 4+4+4’ün anlamı, çocukların önüne farklı kulvarlar açmak, farklı dersleri seçebilmelerine imkan sağlamaktı. Aileler ve öğretmenler çocukların eğilimlerini, hangi alana ilgi gösteridğini ne kadar erken keşfederlerse biz onları daha çabuk gerçekten severek yapacakları mesleklere yönlendirmeye başlarız. Müfredatla ilgili çalışmalarımız sürüyor ama biraz daha zamana ihtiyacımız var.
YÖK taslağı
Bugünkü YÖK, askeri dönemden kaldı. O zaman az sayıda üniversitemiz vardı. Şimdi sayıları arttı, vakıf üniversitelerimiz var, bir kısmı yasa izin verse özel işletme olabilecek. Çok köklü devlet üniversiteleri olduğu gibi daha emekleme aşamasında olan üniversitelerimiz de var. Bunların hepsine bugünkü YÖK düzeninde olduğu gibi tek elbise giydirmek mümkün değil. YÖK de biz bununla başa çıkamıyoruz diyor, haklı olarak. Bütün bu çeşitlilikleri tek bir elbiseye mahkum etmeyen, geniş, esnek bir çerçeve olmalı. Anayasa konusu olmamalı. Bunun için de çalışmalar sürüyor.