Güncelleme Tarihi:
Anadolu Ajansı Editör Masası’na konuk olan Bakan Avcı, öğretmen atamaları, öğretmenlere uygulanacak rotasyon ve dershane öğretmenlerinin Millî Eğitim Bakanlığı’nda istihdamı konularında açıklamalarda bulundu. TBMM’den 2015 yılı içinde Millî Eğitim Bakanlığı’na 47 bin kadro kullanabilme yetkisinin verildiğini hatırlatan Bakın Avcı, bu kadrolar belirlenirken Maliye Bakanlığı’nca bütçe imkânları ve bütçe dengelerinin gözetildiğini söyledi.
Bakan Avcı, atanmak için gerekli puanı alamamış öğretmen adaylarında “Nisan´da 10-15 bin, hiç değilse 3 bin atama yapılması” yönünde bir beklentinin bulunduğunu, ancak 2014 KPSS sonuçlarıyla daha önce iki öğretmen ataması yapıldığını hatırlattı. Bu atamalarda, bazı öğretmen adaylarının puanları yetmediğinden atanamadığını dile getiren Bakan Avcı, mevcut duruma, “Diyelim ki 100 puan alan aday girdi. Sizin de puanınız 98. Peki 100 ile 98 arasında örneğin 200 kişi var. Siz diyorsunuz ki, ‘250 kişi daha alsanız ne güzel olur.’ Çünkü 250 kişi daha alınırsa siz de gireceksiniz. Mesela fizikten 68’inci sırada olan bir kişi ‘100 kişi daha alsanız ne olur’ diye soruyor, çünkü ilk atama açıldığında 100’ün içinde olduğundan o girecek. Ondan sonraki 68’inci kişiye ne diyeceğiz? Bunun sonu yok” sözleriyle açıklık getirdi.
Nisan ayında öğretmen ataması yapılmasının, bu öğretmenlerin mayısta göreve başlayacakları anlamına geldiğini vurgulayan Avcı şöyle devam etti:
“Zaten haziranda tatile giriyoruz. Şurada ders yılının bitmesine bir ay kala niye öğretmen ataması yapılsın? Bu, temmuz ayında yapılacak. KPSS´ye girmek üzere hazırlanan binlerce insan var. Yeni mezun olacak binlerce öğretmen adayı var. Bunlar da bekliyorlar ki okullarını bitirecekler ve temmuz ayında KPSS´ye girecekler ve müracaat edecekler. Şimdi aldığınız takdirde, ‘Kusura bakmayın daha önceki sınavdan düşük puan aldığı için listeye girememiş olanları alıyoruz, siz bir sene daha bekleyin’ diyorsunuz.”
KPSS’den sonra atama yapmak daha adil
Bakan Avcı, bazı sosyal paylaşım sitelerinde zaman zaman “Ben 8 senedir atanmayı bekliyorum, atanamadım, onlar da 1 sene bekleyiversinler” şeklinde, “bencilce” yaklaşımlar görüldüğünü belirterek, “O bakımdan işin doğrusu, rasyoneli Temmuz başında yapılacak KPSS ve alan sınavlarını beklemek ve sonra da Ağustos ayında bu atamaları o günün koşullarına, ihtiyaçlarına, branşlarına göre, il dağılımlarına göre yapmak” dedi. Bakan Avcı, atamanın Ağustos’ta yapılmasının her bakımdan daha adil olacağını belirtti.
“Öğretmen atamalarında popülist davranmıyoruz”
Öğretmen atamalarıyla ilgili “Zaten seçim geliyor” argümanlarının da çok kullanıldığını aktaran Bakan Avcı, “Böyle bir şey yok. Bugüne kadar ne öğretmen atamalarında ne diğer ekonomik konularda yapmamız gereken bir işi, seçim geliyor diye ertelememekle övünüyoruz. Popülist davranmamakla, kendimizi hep öyle takdim ettik. Seçim ekonomisi uygulamayız dedik, uygulamadık” şeklinde konuştu.
Muhalefetin yaklaşımı fütursuzca
Bakan Avcı, muhalefetin seçim argümanlarını kullandığını ifade ederek, “Adam fütursuzca çıkıp diyor ki ‘300 bin öğretmen adayı’ bekliyor. Ben yarın hepsini alacağım. Yani bunun neresine cevap vereceksiniz? Bu ayıp. Bir defa öğretmen adaylarının zekâsına hakaret ediyorsun. 300 bin kişilik kadro yok. Bizim en ideal şartlarda, yani bütün okullarda sabahçı, öğlenciliği kaldırıp tekli eğitime geçtiğimiz takdirde, sınıf mevcutlarını 30’un altına çektiğimiz takdirde alabileceğimiz maksimum öğretmen sayısı 115 bin 953. Oluru bu. Sonra nereden biliyorsun, hangi dersten ne kadar ihtiyacın var? Öğretmenlerin branşlarına göre dağılımlarını, ihtiyaç listelerini biliyor musun da böyle bir vaatte bulunuyorsun, olta atıyorsun böyle bir kitleye. Doğrudan bu kitlenin zekâsına hakaret ediyorsun.”
“Atanamayan öğretmenler” ifadesi düzeltilmeli
Bakan Avcı, “atanamayan öğretmenler” ifadesinin de düzeltilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Siz ´atanamayan öğretmen değilsiniz.´ Siz atanabilmek için sınava girmiş fakat atanmak için gerekli puanı tutturamamış olan öğretmen aday adaylarısınız. Sınavda gerekli puanı alamamışsınız” dedi.
Ağustos’ta ataması yapılacak öğretmen sayısının, temmuzda emekli olacak öğretmenlerin ve branşlarının belirlenmesinden sonra netlik kazanacağını ifade etti.
Rotasyon 8 yıl olarak belirlendi
Bakan Avcı, öğretmenlere rotasyonu da içeren Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Mevzuatı’nda yapılacak değişikliklere ilişkin detayları da açıkladı. Bakan Avcı, öğretmenlerin rotasyonun nedenlerini iyi bildiğini ancak kamuoyunda “insanlar hiç istemedikleri hâlde kaldırılıp dolaştırılacak” gibi bir algının oluşabileceğine dikkat çekerek özellikle büyükşehirlerdeki bazı semtlerde, ilçelerde ve okullarda kilitlenmeler yaşandığını ifade etti.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında, eş olan askerler ve öğretmenlerin atanmaları konusunda centilmenlik anlaşması bulunduğunu dile getiren Bakan Avcı, belli bir rütbeye kadar TSK´nın Millî Eğitim Bakanlığına, belli rütbeden sonra da Millî Eğitim Bakanlığının TSK´ya uyduğunu belirtti.
Bakan Avcı, buna rağmen Ankara gibi bazı şehirlerde ciddi tıkanmaların yaşandığını, bazı okullarda 20 senedir görev yapan öğretmenlerin bulunduğunu söyledi.
Dışarıdan gelen genç öğretmenlerin de buralarda görev yapmak istediklerini anlatan Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama okullar kilitlenmiş vaziyette. Buna mukabil başka yerlerde de boşluklar var. Yaptığımız düzenlemeye göre, bu yıl 12 yılla başlıyoruz. 12 yıl ve fazla bir yerde görev yapmış olan öğretmenler, il içinde rotasyona tabii olacaklar. Ondan sonraki yıl 11´e indiriyoruz, ondan sonraki yıl 10´a, ondan sonraki yıl 9’a, en son 8 yıla. Dolayısıyla 4 sene sonra bir öğretmen 8 yıldan fazla bir okulda görev yapamaz kuralını yerleştirmiş olacağız. Böylece öğretmenler arasında bir sirkülasyonu, okulları da rahatlatacak bir sirkülasyonu gerçekleştirmiş olmayı umuyoruz.”
Bakan Avcı, 20-25 yıl aynı okulda görev yapmanın, mesleki açıdan da verimliliğe katkıda bulunmadığını vurguladı.
Dershanede 6 yıl kesintisiz çalışma koşulu aranmayacak
Bakan Avcı, dershanelerde 6 yıl sigortalı olarak çalışan öğretmenlerin Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde istihdamı için çalışmaların hangi aşamada olduğu konusunda da “Yasada, toplam 6 yıl sigortalı çalışmış olanlar müracaat edebilirler´ denildi. Kesintisiz 6 yıl değil, girmiş 8 ay sigortalı çalışmış çıkmış, 10 ay sigortalı çalışmış çıkmış, 2 sene sigortalı çalışmış. Bunların hepsini topladığımız zaman prim ödeme süresi 6 seneyi dolduruyorsa, o zaman onlar bu müracaatları yapabilecekler” açıklamasını yaptı.
Bu durumda olan öğretmenlerin sayısı konusunda da dershane sektörüyle aralarında bir ihtilaf bulunduğunu anlatan Bakan Avcı, bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sigorta kayıtlarına baktıklarını bildirdi.
“Kapatma değil, dönüştürme süreci”
Bakan Avcı, Millî Eğitim Bakanlığı’na başvuracak öğretmen sayısı konusunda farklı rakamların telaffuz edildiğini dile getirerek, “Bugün itibarıyla bütün dershane öğretmenlerinin, eğitimcilerinin Millî Eğitim’e geçecekleri, geçmek için müracaat edecekleri kanısında değilim. Çünkü bu bir kapatma süreci değil, bu bir dönüştürme süreci” değerlendirmesinde bulundu.
Dershanelerin daha çok sayıda eğiticiye, öğretmene, yardımcı personele ihtiyaç duyacak eğitim kurumlarına dönüşeceklerinin altını çizen Bakan Avcı, şu bilgileri verdi: “Dolayısıyla dershanelerden öğretmen akımından çok, belki kendilerine ´atanamayan öğretmen´ diyen arkadaşlarımızın içinden de bu yeni kurulacak özel okullara bir talep olacağını bekliyoruz. Dershanelerde görev yapan arkadaşlarımız nasıl müracaat edeceklerini, teknik konuları çok iyi biliyorlar. Ama onlar da Millî Eğitim Bakanlığı’nın bir sınav sistemine tabi olacaklar ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın ihtiyaç duyduğu branşlarda, alanlarda ve yerlerde görevlendirilecekler. Yani ´Ben Bebek´te bir dershanede çalışıyorum, 6 senelik sigorta şartlarını karşılıyorum, beni şimdi Bebek Koleji´ne öğretmen olarak alın´ derler belki de. İsteyenin yüzü bir kara... Ama öyle değil. Türkiye´nin neresinde, hangi branşta ihtiyaç varsa oralarda görevlendirilmek üzere müracaatlarını alacağız.”