Güncelleme Tarihi:
Bakan Avcı, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Genel Direktörü Irina Bokova ile bir araya geldi. Avcı, basına kapalı gerçekleşen yemeğin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Bokova ile bir araya gelme nedeninin” sorulduğu Bakan Avcı, konuğun, Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Türkiye’de bulunduğunu belirtti.
Görüşmede, Türkiye’nin, Dünya Kültürel Miras Komitesi’ne seçilmesinin de gündeme geldiğini belirten Bakan Avcı, “Ayrıca, UNESCO eğitim kurumu da olduğu için özellikle bizim ‘Fatih’ projesiyle çok yakından ilgileniyorlar. Bu projenin kazanımları, birikimi, başka ülkelerle de paylaşma olanakları üzerine konuşma fırsatımız oldu” diye konuştu.
UNESCO´nun Mayıs´ta yapılacak Dünya Eğitim Kongresi´ne davet edildiğini anlatan Bakan Avcı, kendisinin de Bokova’yı ayrıca bir resmi ziyaret için Türkiye´ye davet ettiğini, Bokova´nın bunu olumlu karşıladığını söyledi. UNESCO´nun gelecek yıl 70’inci kuruluş yıldönümünü kutlayacağını anımsatan Bakan Avcı, bu vesileyle UNESCO’nun ideallerini, faaliyetlerini ve Türkiye’nin katkılarını, öğrenciler ve öğretmenlerle paylaşma fırsatı bulacaklarını ifade etti.
“Vatandaşlarımızın sağduyusuna güveniyorum”
Nabi Avcı, “Almanya’da okul duvarlarına Türklere hakaret içeren ırkçı ifadeler yazıldı. Avrupa’da da Müslümanlara karşı ırkçılık artıyor. Bununla ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?” sorusuna, “Özellikle okullara yönelik bu tür ırkçı söylemleri ve eylemleri şiddetle kınıyoruz. Öncelikle bunu vurgulamakta yarar var. Biz, bu tehlikeye uzun bir zamandan beri Türkiye olarak dikkat çekiyorduk” yanıtını verdi.
Avcı şunları söyledi:
“Sadece Almanya´da değil, Avrupa’nın başka ülkelerinde de sadece okullara değil, camilere, ibadethanelere yönelik ırkçı, yabancı düşmanı söylemlerin yaygınlaştığını da görüyoruz. Bu, Avrupa açısından da Avrupa’nın kendi esenliği bakımından da fevkalade tehlikeli bir gidişe işaret ediyor. Onun için Avrupalı siyasetçiler başta olmak üzere Avrupa aydın kamuoyunun da bu konuya vakit geçirmeden gereken tepkiyi göstermesinde ve tedbirleri almasında büyük fayda görüyorum. Aksi takdirde bu karşılıklı bir nefret söylemine ve eylemine dönüşürse Avrupa açısından da çok sıkıntılı olur.
Ben, Avrupa’daki, özellikle Almanya´daki vatandaşlarımızın sağduyusuna güveniyorum. Biz çok kültürlülüğü, dinliliği uzun yıllar yaşamış bir millet olarak, bir imparatorluk varisi olarak bu konularda gerekli duyarlılığı gösteririz, göstermişizdir. Alman makamlarının da bu tehlikeli işaretleri biran önce ciddiye almalarında fayda görüyorum.”