Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, çeşitli etkinliklere katılmak üzere geldiği Eskişehir’de, Uluönder Mahallesi’nde esnaf ziyareti yaptı. Ziyaret sırasında bir kahvehanede Hasan Öz isimli vatandaş, öğretmen olan kızının atamasının yapılmadığıyla ilgili sorusu üzerine Avcı, şunları bildirdi:
“Sen kızın Nihal’in derdi ile dertleniyorsun. Ben binlerce Nihal’in derdi ile dertleniyorum. Şimdi bir defa ‘atanamayan öğretmenler’ tabiri yanlış. Bütün kamu kuruluşlarına memur alımı KPSS sınavı ile oluyor. Her sene bunlar KPSS’de imtihana giriyorlar. Sonra KPSS’den bir puan alıyorlar. O puanla Mili Eğitim Bakanlığı’na müracaat ediyorlar. ‘Ben tarih bölümü mezunuyum, tarih öğretmeni olmak istiyorum’. KPSS’den aldığım puanda atarak söylüyorum 460,8. Biz 2003’te 400 bin öğretmenle başladık. Şu anda 812 bin öğretmenimiz var. Bu 10 sene içinde 400 bin öğretmen ataması yaptık. Kamuda en büyük atamayı Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Her sene 30-40 bin, (toplamda) 412 bin öğretmen ataması yaptık. Cumhuriyet tarihi boyunca bu kadar yüksek sayıda öğretmen tayini yok.”
Avcı, öğretmen atamalarının KPSS sonuçlarına göre yapıldığını anımsatarak, şöyle devam etti:
“Milli Eğitim Bakanı olarak benim herhangi bir üniversite mezununu ‘hadi gel seni öğretmen yaptım’ yetkim yok. O sınava girecek o sınavdan aldığı puanla sıralaması yapılacak, o sıralamada puanı tuttuysa atanacak. Sıralamayı neye göre yapıyoruz. Sıralama branşlara göre. Bakıyoruz Milli Eğitim Bakanlığı’nın kaç tane matematik, Türkçe, biyoloji, fizik, kimya, rehber veya kaç tane sınıf öğretmeni ihtiyacımız var. Bunların listeleri var elimizde. En fazla ihtiyacımız olan alan hangisi ona bakıyoruz. Genellikle matematik, İngilizce, Türkçe en fazla ihtiyacımız olan dallar. Bir de imam hatiplerin orta kısımları açıldıktan sonra din kültürü bilgisi öğretmenliği. Daha önce imam hatiplerin ortaokulları biliyorsunuz 28 Şubat’ta kapatılmıştı. O zaman o öğretmenlere ihtiyaç kalmamıştı. Ama şimdi biz ortaokulları açınca oralar içinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni ihtiyacımız çok arttı. Dolayısıyla en çok ihtiyacımız olan alanları biz sıralıyoruz.”
"Bütçeden en yüksek payı biz alıyoruz"
Avcı, Ocak ayında 10 bin öğretmen alımı gerçekleştiğini anımsatarak, “Biyoloji öğretmenleri diyor ki 10 bin öğretmen alacaksınız ya bunun 8 bini biyoloji öğretmeni olsun. Fizik öğretmenleri diyor ki bunun 5 bini fizik öğretmeni olsun. Tarih öğretmenleri diyor ki bin tane tarihçi alın. Kardeşim ben bunu alt alta yazdığım zaman 90 bin tane öğretmen almam lazım. Benim elimdeki kadro, maliyenin bana verdiği kadro 10 bin tane” diye konuştu.
Eğitim fakültelerinde ikinci öğretimi durdurduklarını, bazı branşları ise kapattıklarını ifade eden Avcı, şunları söyledi:
“Şimdi biz Nimet Hanım (Eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu) zamanında başlamış bir proje var. Öğretmen İstihdam Projeksiyonları Stratejileri Projesi. Bu ne demek, 2023 yılına kadar bizim hangi branşta ne kadar öğretmene ihtiyacımız olacak. Bunu çalıştık, şimdi onu biliyoruz, ona göre bu eğitim fakültelerini öğretmen yetiştiren kurumları ona göre kontenjanları durdurduk. Yani ‘tarih öğretmeni olacağım’ diye giriyor, 6 sene imtihana giriyor kazanamıyor. Ben anlıyorum onun derdini. Ama benim de Milli Eğitim Bakanı olarak elimdeki imkanlar bu. Devletin imkanları belli, bütçeden en yüksek payı da biz alıyoruz. Savunma Bakanlığından daha yüksek alıyoruz. Ama hepsini rastgele alacak durumumuz yok. Onun için Nihal biraz daha çalışacak o sınırlı kontenjanın içerisine girmeye çalışacak.”
"Yapabileceklerimizi yapıyoruz, yapamayacaklarımızı söylüyoruz"
Avcı, “Yapamayacağımız işin sözünü vermeyeceğiz. Söz verdiğimiz işi de Allah’ın izni ile yapacağız” diyerek şu ifadelere yer verdi:
“Seçim üstü şurada ben sana rahatça derim. ‘Tamam merak etme ben yazdım Nihal’i imtihandan sonra sen gel beni gör bakalım bir şeyler yaparız’. Ne yapıyorsun, bilgisayarla dizilecek. Puanı varsa girecek. Yani popülizm yapmıyoruz. ‘Alırım’, ‘tamam merak etme’, ‘seneye açacağız, 100 bin daha açacağız’ yapmıyoruz. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu diyor. Ben inanamadım Allah’tan kork be adam. Diyor ki ‘Bütün öğretmen adaylarını alacağız’. Milli Eğitim Bakanlığının bütün okullarındaki öğretmen açığını doldurmak için 126 bin öğretmene ihtiyacımız var. Bütçemiz, imkanlarımız müsait olsa 126 bin öğretmen aldığımız anda bizim bütün tarihle, İngilizce ile branşlarda bütün şeyimiz dolacak. Diyor ki ‘Bütün hepsini alacağım’. Kaç kişi bu bütün hepsi dediği biliyor musunuz? 300 bin kişi. Nereye alacaksın yav, nereye alacaksın. Maaşını nereden vereceksin, hangi sınıfa alacaksın. Sonra biliyor musun kaç tanesi hangi branştan, kaç tanesi hangi dersten. Neye göre alacaksın, hangi kafayla alacaksın. Böyle bir şey olur mu? Öğretmenlik dediğin, eğitim dediğin ciddi bir iş. Adam çıkıyor gayet fütursuz bir şekilde ‘ne kadar öğretmen adayı varsa hepsini alacağım’. Eğer inanıyorsanız Nihal mesela o da duydu bunu, inanıyorsa buna artık benim diyecek bir şeyim yok. Ama şartlarımız bu, yapabileceklerimizi yapıyoruz, yapamayacaklarımızı söylüyoruz. 126 bin, inşallah bunları da bir iki sene içinde tamamlayacağız. Ondan sonra ücretli öğretmenlik meselesi de kalmayacak. Ondan sonra sadece normal emekli olanların yerine peyder pey almaya başlayacağız.”