Güncelleme Tarihi:
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği tarafından düzenlenen Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgede, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla mücadele için okul öncesinden başlayarak oyun, dans, drama, ritim ve müzik gibi sanat etkinliklerinden yararlanarak çok kültürlü eğitim verilmesi gerektiği belirtildi.
Yaklaşık 500 özel okul öncesi eğitimi ve ilkokul kurucu, yönetici ve öğretmeninin katıldığı sempozyumda 2 konferans, 4 panel ve 22 çalıştay yapıldı. “Eğitimde Farklılıklara Saygı” genel teması çerçevesinde Farklılıkların Farkındalığı ve Fırsat Eşitliği, Vatandaşlık, Demokrasi ve Barış Eğitimleri ve bunların müfredatta ve ders kitaplarındaki yeri, Çocuk Hakları Sözleşmesi, devlet stratejisi, yerel yönetimlerin desteği, okul ve ailenin farkındalık geliştirilmesindeki yeri ve tutum birliğinin gerekliliği, Farklı Çocuklar için Kaynaştırma ve Bütünleştirme Uygulamaları, farklılık=zenginlik, aynılık=ortak kimlik, insanlık, hoşgörü kavramları, toplumsal cinsiyet algısı, kalıp yargıların kırılması ve eşitlikçi bakış kazandırmada öğretmenin rolü, oyun, drama, müzik, dans ve edebiyat gibi sanat dallarıyla farklılıklara saygı ve hoşgörünün öğretilmesi gibi konular tartışıldı. İstanbul’da yapılan sempozyumda alınan kararlardan bazıları şöyle:
Öğretmenler kendi tutumlarını sorgulamalı
• İnsanın gelişmesinde ve sosyalleşmesinde etkisi olan kurumlar önce aile, sonra okuldur. “Öğretme” nin en etkili yolu olan “örnek olma” da iyi rol model olabilmek için öğretmenlerin “farklılığa saygı” konusunda kendi tutumlarını sorgulaması ve olası önyargıları ile yüzleşmeleri gerekir.
• Öğretmenler, öğretim programları ve öğretme/öğrenme materyallerindeki cinsiyetçi kalıp yargılar ve mesajlara dikkat ederek öğrencilerine eşitlikçi bir bakış açısı kazandırmaya çalışmalılar. Çocuk ve gençlik edebiyatı bu alanda sorunlarla yüzleşme ve onu tartışma ortamına taşıma açısından çok önemli bir rol oynar.
• Ön yargılar toplumların ve kişilerin birbirlerini yeterince tanımamalarından, anlamamalarından kaynaklanıyor. Çok kültürlü eğitim insanlar arasındaki farklılıklar kadar benzerlikleri de açığa çıkararak doğal ya da rastlantısal özelliklerimiz ne olursa olsun, insanları her şeyden önce insan kimliğimizle görmemizi sağlar. Ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla mücadele için okul öncesinden başlayarak herkesin farklılıkları ve benzerlikleri ve fikirleriyle eşit olduğu oyun, drama, dans, ritim ve müzik gibi sanat etkinliklerinden yararlanılarak çok kültürlü eğitim yapılması gerekiyor.
• Öğretmenin düşünsel tutumunun, duygusal tepkilerinin ve alışkanlıklarının öğrenciyi etkilediği, öğrencinin öğretmenin öğrettiklerinden çok yaklaşımına ve kişiliğine duyarlılık göstermesi, onunla özdeşim içinde olması bilimsel gerçeği, demokrasi eğitiminde de öğretmen özelliklerinin önemini ortaya koyuyor. Bu nedenle demokrasi kültürü oluşturmak öğretmenlerin mesleki görevidir.
Barış kültürüne uygun müfredat gerekiyor
• Barış Eğitimi, yaşam başarısını ve akademik başarıyı pekiştiren duygusal zekayı geliştirdiğinden eğitim sistemimizin vazgeçilmez bir öğesi olmalı. Barış eğitiminin amaçlarına ulaşması için barış kültürüne uygun müfredat geliştirme, okul kitaplarının uygun şekilde yazılımı, özel programların geliştirilip uygulanması, bu eğitimi verebilecek nitelikte öğretmenlerin yetiştirilmesi gerekiyor. Toplumsal ve kişisel ilişkilerde farklı kültürler/yaşam biçimleri, inançlar, ırklar, bedensel, zihinsel vb. farklılıklardan kaynaklanan sorunların temelinde ön yargılar yatıyor. Barış ve hoşgörü dolu bir dünya yaratabilmek için farklılıkları tanımayı ve kabul etmeyi amaç edinen çok kültürlü programlar hazırlanmalı, uygulanmalı ve değerlendirilmeli.
• Vatandaşlık eğitimi bir devletin farklılıklar, insan hakları, hoşgörü ve barışçıl sosyal değişimi desteklemek için kullandığı en önemli stratejilerdendir ve bilgiye olduğu kadar değerler eğitimine de dayanır. Öğrencilerin değerleri içselleştirebilmesi için tüm okul olarak tutum birliği içinde hareket edilmeli. Ülkenin tarihiyle ilgili bilgilerin aktarıldığı, belirli bir kimlik ve vatandaşlık anlayışının geliştirilmesine hizmet eden ders kitaplarındaki metinlere ve önerilen etkinliklere farklı kültürlere karşı mevcut kalıpyargıları kıracak ve eleştirel bir bakış açısını geliştirecek nitelik kazandırılması gerekiyor
Farklılıklar sorun değil, zenginlik
•Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi ile insan hakları ilke ve standartları çocuklar açısından geliştirilmiş, onların yeteneklerini özgürce geliştirilebilecekleri olanaklar sağlanmasının koşullarını tanımlıyor. Farklı beyin gelişimleri farklı ihtiyaçları, farklı eğitim süreçlerini, farklı ilgiyi gerektiriyor. Gelişimsel geriliği olan çocuklarda ya da üstün özellikler gösteren çocuklarda ihtiyaçlara yönelik verilecek eğitim fark yaratan çocukları ortaya çıkarır. Ülkemizde eğitimin her tür ve kademesinde yer alan resmi ve özel okullarda eğitimde farklılaştırma uygulanması zorunludur. Eğitimde kaynaştırma ve daha ileri bir adım olan bütünleştirme uygulamaları, fırsat eşitliği ilkesi uyarınca tüm öğrencilerin kendi potansiyelini en üst düzeyde gerçekleştirmesine yarayacak eğitimi alması sağlanması gerekiyor.
• Doğuştan gelenlere ek olarak, bazı farklılıklar, sosyo-ekonomik, kültürel, teknolojik ya da politik değişimlerle ortaya çıkabilir. Değişimi ve farklılıkları, bir sorun olarak değil, tam tersine bir zenginlik kaynağı olarak gören eğitim kavrayışı, çağın gereksindiği eğitimdir. 21. yüzyıl eğitim paradigmasında eğitimde yaşanan farklılıkların giderilmesi ve fırsat eşitliği için pedagojik yaklaşım arayışları önem kazanıyor. Öğretmenden eğitim-öğretim süreçlerini öğrencilerin arasındaki her türlü farkı hesaba katarak planlaması bekleniyor. Eğitim dünyasında kalite ve başarıyı yakalamak için farklılık ve fırsat eşitliği arasındaki paradoksal dengeyi sağlamak gerekiyor.