Güncelleme Tarihi:
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Su Enstitüsü (SUEN) koordinasyonunda Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nün yürütücülüğünü ve bilimsel danışmanlığını üstlendiği proje kapsamında atık sularda COVID-19’un varlığı araştırılıyor. Böylece virüsün bölgesel yayılımının ve seyrinin tespit edildiği bir erken uyarı sistemi oluşturuluyor.
Pandeminin henüz başında, Nisan 2020’de başlayan projenin ilk aşamasında, Türkiye’nin 81 ilinde belirlenen 189 atık su arıtma tesisinin farklı noktalarından numune alındı ve laboratuvarlarda analiz edildi. Haziran 2020’den itibaren ise ülkenin her bölgesini kapsayacak şekilde belirlenen 22 pilot ilde çalışma düzenli olarak sürdürülmeye başlandı. Atık sularda yapılan analizle koronavirüs yoğunluğunun yanı sıra varyantların tespiti de sağlanıyor ve sonuçlar çok düşük, düşük, orta ve yüksek vaka yayılımını renklerle gösteren bir haritaya aktarılıyor. www.covid19.tarimorman.gov.tr adresiyle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi sitesinden yayınlanan harita üzerinde bölgelerdeki vakaların yoğunluğu görülebiliyor.
HEDEFLENEN ERKEN UYARI SİSTEMİ
Türkiye’nin genel haritasını çıkarabileceğini düşündüğümüz yoğunluktaki 22 ilden alınan atık su numuneleri DSİ tarafından soğuk zincir altında getirtildiği İstanbul ve Samsun’daki Tarım Orman Bakanlığı’na ait Veterinerlik Araştırma Enstitüsü laboratuvarlarında rutin olarak incelenerek COVID-19’un yayılımı ve seyri tespit ediliyor. Bu noktada projenin hedefinin erken uyarı sistemi olduğunu belirtmekte fayda var. Düzenli olarak yapılan PCR testlerinin hem laboratuvar kapasitelerinin sınırlı olması hem de ekonomik nedenlerle tüm topluma uygulanması maalesef mümkün olamıyor. Ancak bizim uyguladığımız atık sulardan tespit sistemi toplumun ayak izini oluşturduğu için bölge bölge virüs yoğunluğunu tam olarak çıkarmamıza imkan sağlıyor. Bu tespitin ardından da bölge bazında önlemler alınması mümkün hale geliyor. Ayrıca bu proje, COVID-19 ile sınırlı kalmak durumunda değil, atık su örneklerinde diğer virüslerin ve antibiyotik rezistans genlerinin tespiti için kullanılabilecek atık su epidemiyolojisi olarak adlandırdığımız sistematik bir metodolojiden bahsediyoruz. Bu sistemin hayata geçmesi için COVID-19 salgını mecburiyetten doğan bir alan açtı fakat ileriye dönük farklı tespitler için de kullanılabilir.”