Güncelleme Tarihi:
Osmanlı döneminde kaleme alınan eserlerde ateş, çoğu zaman sözlük anlamı dışında kullanılmıştır. Sevgiliden ayrı kalmak, karşılıksız aşk ve özlem gibi duygular ''kalbe düşen ateş'' olarak nitelendirilmiştir. Ateşpare adlı eser de kelimenin mecazi anlamda kullanıldığı şiirler arasında yer alır.
Ateşpare Şiiri Kimin Eseri ve Kim Tarafından Yazılmıştır?
Ateşpare şiiri Muallim Naci'nin en çok okunan ve beğenilen şiirlerinden biridir. Hem şair hem de öğretmen olan Muallim Naci, Ziya Paşa ve Namık Kemal ile birlikte, Tanzimat Edebiyatının önde gelen temsilcileri arasında yer alır. Yenilikçi bir çizgide olmasına rağmen, şiirlerinin büyük bir kısmını aruz vezniyle yazmıştır.
Türk Edebiyatına yaptığı en büyük katkılardan biri 20 yıllık bir çalışmanın ürünü olan Lugat-ı Naci adlı sözlüktür. Toplam 900 sayfa olan sözlükte 18 binden fazla Osmanlıca - Türkçe kelime bulunmaktadır. Muallim Naci'nin ölümünden sonra sahnelenen tek tiyatro oyunu Heder'dir. Mektuplarını ''Şöyle Böyle'' adlı kitapta toplayan Muallim Naci, son dönem Türk edebiyatının aruz veznini en iyi kullanan şairleri arasında yer alır.
Ateşpare Şiirinin Türü Nedir?
Ateşpare şiiri, münacat türündedir. Şiirde Allah'ın güzel isimleri zikredilir ve onun varlık alemine tecelli eden sıfatları övülür.
Ateşpare Şiirinin Konusu
Ateşpare şiirinde ilahi aşk, vahdet-i vücut, galu-bela gibi tasavvufi konular ele alınmıştır. Allah'ı bilmeyen kişilerin ''gafil'' olarak nitelendirildiği şiirde, gerçek ilmin ve marifetin, nefsin tüm isteklerinden vazgeçip Allah'a yönelmek olduğu ifade edilir.
Ateşpare Şiiri İnceleme
Ateşpare şiiri 15 beyit ve 30 dizeden oluşur. Her beyit kendi içerisinde kafiyelidir. Şiirde Esma-i Hüsna'da yer alan isimlerden bazılarına yer verilmiştir. Örneğin 3. beyitte yer alan Hâlık, her şeyi yoktan var eden, sonsuz yaratma kudretine sahip olan demektir. Subbuh ise, insanın ve diğer tüm yaratılmışların sahip olduğu kusurlardan münezzeh anlamına gelir.
Şiirde kullanılan Osmanlıca kelime ve tamlamalardan bazıları şunlardır:
Hamuş - Sessiz, suskun
Nikap - Örtü, peçe (Tasavvuf edebiyatında Allah ile kul arasındaki perde manasında kullanılır)