Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2007 09:48
Atatürk Türkiye'si 1923-1938
ATATÜRK FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
Türkiye Cumhuriyeti milli bağımsızlığın kazanıldığı Kurtuluş Savaşı’na dayanır. Öte yandan Cumhuriyet, Osmanlı Devleti’ne son veren siyasal bir devrimdir. Kuruluşundaki bu özellikler, gelişmesinin ana çizgilerini de belirleyecektir. Atatürk’ün önderliğinde, Cumhuriyet’in ilk uygulamaları ulusal ve çağdaş bir toplum ve devlet yaratmaya yönelikti. Bu, aynı zamanda Osmanlı-Islam kültüründen radikal bir kopmanın da ifadesiydi. Ilk adımda, Istanbul’da geçmişe dönük ikinci bir iktidar odağı durumundaki hilafet kaldırıldı. Bunu toplumu Batı örneğine göre biçimlendirmeyi amaçlayan bir dizi radikal reform izledi: Isviçre örneğine göre hazırlanmış Medeni Kanun, Latin harflerinin kabulü, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi, Soyadı Kanunu vb. ile Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu, ulusal bilinci güçlendirme çabalarının bir parçasıydı. Cumhuriyet’in, zaman içinde ortaya çıkan ve önce Cumhuriyet Halk Partisi’nin programına, daha sonra da anayasaya giren temel ilkeleri Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve Inkılapçılık olarak belirlendi. Cumhuriyet, Osmanlı Imparatorluğu’ndan, savaşın etkisiyle daha da kötüleşmiş, geri bir ekonomi devralmıştı. 1929’a kadar yürütülen ekonomi politikaları II. Meşrutiyet’in "milli iktisat" siyasetinin bir uzantısı durumundaydı. 1929’dan sonra dünya ekonomisinin içine düştüğü buhranın da etkisiyle Türkiye, devletçi bir ekonomi politikasına yöneldi. Devletçilik Türkiye’ye ilk büyük ölçekli sanayi tesislerini kazandırdı. Bütün bu dönüşümler Atatürk’ün ve genel başkanı olduğu Cumhuriyet’in tek siyasal kuruluşu Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetimi altında gerçekleşti. 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 1930’daki Serbest Cumhuriyet Fırkası denemeleri, günün koşulları içinde yaşama imkánı bulamadı. Atatürk 10 Kasım 1938’de öldüğünde, demokratik bir rejimin üzerinde yükseleceği temeller ilkesel düzeyde sağlam biçimde atılmıştı.
İÇ POLİTİKA
Cumhuriyetin ilanı 29 Ekim 1923’te TBMM’de kabul edildi. Aynı gün Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı seçildi ve ertesi gün Inönü’yü başbakanlığa atadı. Cumhuriyetin ilanına tepki duyan çevreler Istanbul’daki hilafete, Cumhuriyet’e karşı içinden saltanatın çıkabileceği bir seçenek gözüyle bakıyorlardı. 3 Mart 1924’te hilafet kaldırdı, son halife Abdülmecid Efendi ve Osmanlı hanedanının üyeleri yurtdışına çıkarıldı. Yeni düzen, 1924 Anayasası’nda belirlendi: "milli hákimiyet" ilkesine dayalı 1924 Anayasası, Kurtuluş Savaşı ve 1921 Anayasası’nın temel ilkelerini sürdürüyordu. 17 Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucuları arasında Rauf Bey (Orbay), Kázım Paşa (Karabekir), Adnan Bey (Adıvar), Refet Paşa (Bele), Ali Fuat Paşa (Cebesoy) gibi Kurtuluş Savaşı’nın tanınmış isimleri de yer almaktaydı. TCF’nin programı siyasi ve iktisadi bir liberalizmi temsil ediyordu. TCF’ye 29 milletvekili katıldı. TCF’nin kuruluşundan üç gün sonra, sıkıyönetim talebi reddedilen Ismet Paşa’nın istifası üzerine başbakanlığa 21 Kasım 1924’te liberal eğilimli Fethi Bey (Okyar) getirildi. 1925 Şubat’ında başlayan Şeyh Sait Isyanı, Cumhuriyet’e karşı ciddi bir tehdit niteliğindeydi. Bu bakımdan siyasi sonuçları da önemli oldu. CHP içindeki Mustafa Kemal Paşa’nın da desteklediği sertlik yanlısı grup, hükümeti suçluyordu. Sonunda CHP grubunda güvensizlik oyu alan Fethi Bey 2 Mart’ta istifa etti. Başbakan atanan Ismet Paşa, 4 Mart’ta güvenoyu aldı ve aynı gün Meclis’ten hükümete olağanüstü yetkiler veren "Takrir-i Sükûn Kanunu" nu geçirdi. Yine aynı gün ayaklanma bölgesinde ve Ankara’da görev yapacak iki "Istiklal Mahkemesi" kuruldu. Isyan süratli bir askeri harekát sonucu Nisan 1925’te bastırıldı. Hükümet 3 Haziran 1925’te isyanla ilgisi bulunduğu gerekçesiyle TCF’nin kapatılmasına karar verdi. Haziran 1926’da Izmir’de Mustafa Kemal Paşa’yı hedef alan bir suikast girişimi açığa çıkarıldı. Suikastçıları yargılayan Ankara Istiklal Mahkemesi soruşturmayı, kapatılan TCF mensuplarını ve bir kısım eski ittihatçıları kapsayacak biçimde genişletti. 1927 Ağustos ve Eylül’ünde yapılan 3. dönem TBMM seçimlerine CHP muhalefetsiz ve tek parti olarak katıldı. 15 Ekim 1927’de CHP’nin ilk kongresi toplandı. Kongrede Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat okuduğu Büyük Nutuk, Türk Kurtuluş Savaşı’nın askeri, siyasi ve diplomatik tarihi niteliğindeydi. Takrir-i Sükûn Kanunu, 1927’de iki yıllık bir süre için uzatıldıktan sonra, 4 Mart 1929’da yürürlükten kaldırıldı. 1929 dünya ekonomik bunalımının, etkilerini Türkiye’ye duyurduğu sırada Mustafa Kemal Paşa, bir demokrasi denemesine girişti. Onun isteği üzerine, eski başbakan Fethi Bey’in başkanlığında 12 Ağustos 1930’da kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’na CHP’den 15 milletvekili katıldı; bütün hoşnutsuz unsurlar bu partide toplandı. Fethi Bey, kuruluşundan yaklaşık üç ay sonra, olgun bir muhalefet oluşmadığından (17 Kasım 1930) partinin feshedildiğini açıkladı. Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 8-18 Mayıs 1931’de toplanan 3. Kongresi’nde partinin "altı ok" ambleminde simgeleşecek olan ana ilkeleri belirlendi: Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve Inkılapçılık. Bu ilkeler, 1937’de Anayasa’ya girerek devletin temel ilkeleri durumuna yükselecekti. Ekim 1937’de Atatürk ile anlaşmazlığa düşen başbakan Ismet Inönü istifa etti. Başbakanlığa iktisat bakanı Celal Bayar atandı.
DEVRİMLERİ İÇİN TIKLAYIN