Güncelleme Tarihi:
Aşkın kendisinin bir hastalık olup olmadığı tartışıladursun, acısının birçok rahatsızlığa davetiye çıkardığı kesin. Araştırmacılar, aşk acısının önce beynimizi sonra sağlığımızı etkilediğini söylüyor. ABD’deki Columbia Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Edward Smith, yoğun bir duygusal acının aynı sinirsel yolları uyararak fiziksel bir acı olarak hissedilebileceğini söylüyor. Görünen o ki terk edilmek bazen orta siklet bir boksörden yumruk yemek kadar can acıtabiliyor. Dahası da var. Fiziksel acı birçok farklı şekilde ortaya çıkabiliyor. Göğüs ağrısını bir kenara bırakırsak, şiddetli grip ya da nezle veya uykusuzluk hemen yanı başınızda bitebilir. İştahsızlık ya da ishal, hatta stres kaynaklı astım atakları bile yaşanabilir. Cilt sağlığı da bu işten nasibini alıyor ve aşk acısı egzama ve sedefe zemin hazırlayabiliyor. Bağırsaklar için de ‘ikinci beynimiz’ lafı boşuna söylenmemiş. Psikolojik durum bozulunca hassas bağırsak sendromu da kendini gösterme fırsatı buluyor. İşte Today Health adlı internet sitesinde yer alan bilgilerle, aşk acısı çekenlerin karşılaşabileceği bazı sağlık problemleri...
Şikâyet: Anormal kalp ritmi, çarpıntı
Stresle karşı karşıya kaldığımızda vücut kortisol ve adrenalin hormonları salgılar. Amerikalı ünlü kardiyoloji uzmanı Dr. John M. Kennedy, “Eğer adrenalin seviyeniz her zaman yüksekse, daha hızlı atan bir kalbiniz olacaktır” diyor ve ekliyor: “Bunun yanı sıra kalp çarpıntısı, düzensiz kalp atışı gibi durumlarla da karşı karşıya kalabilirsiniz.” Yani mecazi anlamda kalp kırıklığının gerçeğine dönüşmesi an meselesi.
Ne yapmalı?
Aşk acısını hafifletmek için egzersiz yapabilirsiniz. Bu, hem kafanızı hem kalbinizi rahatlatacak. Yoga, meditasyon, rahatlama ve nefes hareketleri, stresle baş etmenizi kolaylaştırır. Aşk acısı çekiyor ve kalbinizi yıpratmak istemiyorsanız egzersiz yapın.
Şikâyet: Nezle ve grip
Stres hormonları sadece kalbi değil bağışıklık sistemini de etkileyerek, fırsat kollayan virüs ve bakterilere karşı vücudu savunmasız bırakıyor. “Normalde vücudumuz virüs ya da bakterilerle karşı karşıya kaldığında, bağışıklık sistemi bunlara karşı savunma yapar” diyor ABD’li Dr. Valeria Scott: “Ancak savunma sistemi bir şekilde güçsüz kalmışsa hastalığı önlemede yetersiz olacak.”
Ne yapmalı?
Stres çok önemli. Onu yönetmek için egzersiz ve iyi beslenme öneriliyor. Özellikle B vitamini gibi vücudun direncinde rol oynayan vitaminler beslenmemizde yer almalı. Ayrıca dinlenmek, rahatlatıcı müzik dinlemek, mümkünse komedi filmi izlemek ve arkadaşlarla vakit geçirmek, stres hormonlarının etkisini azaltır.
Şikâyet: Karın ağrısı, iştahsızlık
Fazla kortisol hormonu kana karıştığında sindirim sistemini etkiler. Birkaç hafta müthiş iştahsızlık, mide ekşimesi ve bulantıyla karşılaşabilirsiniz.
Ne yapmalı?
Kurtuluş başka bir hormon olan endorfinde. ‘Mutluluk hormonu’ da denilen endorfin özellikle egzersiz sırasında salgılanır. Neşe verir, iştahı arttırır. İkinci bir yöntem de arkadaşlarla vakit geçirmek. Bu sayede depresyonun bir adım uzağında kalabilirsiniz.
Bazıları aşk acısıyla gün boyu yataktakalarak baş edeceğini düşünüyor. Fakat ya geceleri kâbusa çeviren uykusuzluk...
Bilim bunun neden olduğunu tam olarak anlamış değil. Muhtemelen gece boyunca birbiriyle yarışan düşünceler dolayısıyla uyuyamıyoruz. ‘O bunu dedi, şu bunu söyledi, şimdi ben ne yapacağım, karşılaştığımız anda ne diyeceğim’ düşünceleri ve kafamızda duygusal anları yeniden ve yeniden yaşamamız, dinlenmemize izin vermez. Uykusuzluğun diğer bir nedeni de yine stres hormonları. Gün boyunca zirve yapan adrenalin ve kortisol, vücudun günlük ritmini bozabilir. Yani normalde uykunuzun geldiği saatlerde yatmak istemezsiniz.
Ne yapmalı?
Yeterince aktif kalın, bir süre sonra vücut kendini toparlayacak. Ancak bunu kendinizi tüketecek kadar abartmayın, geri tepebilir. Egzersiz yapabilirsiniz ama akşam 9’dan sonra değil. Bu saatte spor uykusuzluğu daha da arttırır. Kafeinden uzak durun. Televizyonu kapatın. Bilgisayar ve cep telefonunuzdan da yatmadan bir saat önce uzaklaşın.
Şikâyet: Egzama ve sedef
Egzama ve sedefin birçok nedeni olabilir. Ancak stresin çoğu zaman egzamayla birlikte anıldığını duyuyoruz. Yükselen stres hormonları sadece kalbi ve iç organları değil cildi de etkiliyor. Etkilenen cilt, hastalıklara karşı daha savunmasız hale geliyor.
Ne yapmalı?
Strese karşı tüm öneriler cilt rahatsızlıklarına karşı da geçerli. Fakat diğer tüm rahatsızlıklar gibi sedef ve egzamada da doktora uğramakta fayda var.
SİNÜZİTTE BELİRTİLER ÇOK FARKLI
Çoğu zaman baş ağrısıyla özdeşleşmiş olarak bilinen kronik sinüzitin aslında pek çok belirtisi var. Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Seyhan Alkan, kronik sinüzitin belirtilerini anlattı:
“Sabahları yorgun uyanıyorsanız,boğaz ağrınız varsa, burnunuzda kuruma ve kabuklanma oluyorsa, ağız ve diş sağlığınıza dikkat ettiğiniz halde ağız kokusu problemi yaşıyorsanız, geceleri horluyorsanız, burun tıkanıklığınız varsa, koku alamıyorsanız, son dönemlerde sürekli yorgunsanız, kuru öksürüyorsanız, sesiniz değişmeye başladıysa, geniz akıntınız varsa, boğazınızda batma gibi bir rahatsızlık hissi oluşuyorsa, gribiniz 10 günden uzun sürüyorsa kronik sinüzit hastası olabilirsiniz. Sinüzitin yanı sıra burun kıkırdak- kemik eğriliği ve burun eti büyümesi varsa kış mevsimi sizin için çok daha sıkıntılı geçebilir. Sık sık antibiyotik kullanmak zorunda kalabilirsiniz.
Ayrıca uykuda nefes alma probleminin artması oksijen alım miktarını düşürdüğünden yorgunluk ve baş ağrısı şikâyetleriniz belirginleşir. Bu nedenle en kısa zamanda bir kulak burun boğaz hastalıkları hekimine başvurmanızda fayda var.”