AREL Okulları’nın kurucusu Münevver Gözükara: Öğretmek sanattır
Güncelleme Tarihi:
İstanbul Yenibosna’da başladığı yerde hâlâ çalışan Münevver Gözükara, öğretmen okulundan mezun olduktan sonra 10 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. Matematik öğretmenliği yapan eşinin İstanbul Yenibosna’da konut yaptığı araziye okul da yapmasını istedi. Bu tarihten sonra hem kendi, hem de eşi eğitimden hiç kopmadı. Açtığı AREL Koleji’ne yıllar sonra aynı adı taşıyan üniversiteyi ekledi. Münevver Gözükara, öğretmenlerin bir toplumun temelini oluşturduğunu söyleyerek, “Öğretmek bir sanattır, bu sanatı kavramak da kolay değildir, inceliği çok fazladır, biz ömür boyu o sanatı geliştirmeye çalışıyoruz” diyor.
Evet. Kasabalarımız birbirine yakındı. Eşim Kemal Gözükara, Gazi Eğitim Fakültesi matematik bölümü mezunu. Ben de Maraş Öğretmen Okulu mezunuyum. Ben ilk olarak köy öğretmenliği yaptım, Maraş ve İstanbul’da da çalıştım. Ancak, çocuklarım olunca bıraktım. Eşim de öğretmenlik yaptı, hep kafasında eğitim vardı. Yaptığı işten para kazanıyordu, ama eğitimle uğraşmak istiyordu. Çünkü, eğitim ikimize de huzur veriyordu. Birkaç arkadaşı ile kooperatif kurduğu Yenibosna’da okul da kurdu. O zamanlar özel okulculuk daha yeni yeni başlıyordu. Ben de bu araziye okul yapılmasını istedim. 1990’da okul açıldı. Ben 1996’da okulda çalışmaya başladım. Eğitim koordinatörlüğü yaptım.
- AREL adının anlamı nedir?
Memleketimiz Arapgir ve Elbistan’ın kısaltması. Zaman içerisinde eğitime yaptığımız katkılarla araştırmada rehber, eğitimde lider vasıfları AREL adının anlamını daha iyi tanımladı. Bu yıl 29’uncu yılımız.
- Tek okulla kaldınız, zincirleşmediniz.
Evet, bütün tatmini bu okulda yaşıyoruz. 1200 öğrencimiz var. Zincir okul kurmayı hiç düşünmedik. Bir okuldaki kaliteyi başka bir şubeye taşımak zor. Eğitime olan tutkumuzu burada yaşıyor, burada gideriyoruz. Ülkemizde tek kalıp, kaliteyi tutturmuş çok iyi okullarımız var. Biz niye öyle bir okul olmayalım? Ayrıca küçük öğrencilerin sorumluluğu çok yüksek. Zincir okul kurmak yerine üniversite açtık. Ben yıllarca öğretmen arkadaşlarımla eğitim koordinatörü olarak çalıştım. Şimdi kurucu olarak görev yapıyorum. Bu süre içinde dünyada birçok eğitim modelini inceledik, okulumuza IB modelini getirdik.
- Çocuklarınız da kurumlarınızın içinde.
Evet. Çocuklarımdan Pınar Karadeniz, Boğaziçi Üniversitesi İşletme mezunu. Beş yıl bankada çalıştıktan sonra eğitimci oldu, şimdi okulda birlikte çalışıyoruz. Diğer kızım İzlem Yıldız Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdi, şimdi üniversitemizde doçent. Oğlum Özgür Gözükara ODTÜ Kimya Mühendisliği’ni bitirdi. Şu anda üniversitemizin Mütevelli Heyet Başkanlığı’nı yapıyor. Ben hep kolejle ilgilendim. Kolejin işi çok yoğundu, eğitim kalitesini yükseltmek için çok çabaladım, kalitenin sonu yok. Ne kadar ileri giderseniz o kadar iyi olur.
SEVGİNİN DE İLGİNİN DE FAZLASI ÇOCUĞA ZARAR
Ailelerde çocuk sayısı azalınca anne baba bütün dikkatini çocuğa vermeye başladı. O ne derse onu yapıyor. Çoğu zaman bunu abartıyor. Her şeyin fazlası zarar, bazen sevginin de, ilginin de fazlası çocuğa fazla gelebiliyor. Günümüz çocuklarında gördüğümüz en büyük zaaflardan biri. Her şeyin normalini vermek gerekiyor, dozunu hiç kaçırmamak lazım. Ailede el bebek gül bebek tutulmuş, aşırı ilgi gösterilmiş bir çocuk okulda da aynı ilgiyi bekliyor. Üstelik kendisi gibi onlarca çocukla karşılaşıyor. Çocuklar arası iletişimi kurmak çok kolay olmuyor. Çocuklarımızı sevgi ve özenle büyütürken, işin içine “yapabilirsin”, “başarabilirsin” kelimelerini çok katmalıyız.
3 YAŞINDAN SONRA ÇOCUĞU OKULA GÖNDERİN
Çocuklar artık daha bilinçli okula geliyor. Veliler, 3 yaşındaki çocuğu artık evde tutmamalı. 36 ayını bitirdikten sonra öz bakım ihtiyacı artık bitiyor çocuğun. Bu zamandan sonra anne babanın o çocuğa bir şey vermesi için oturup bir anaokulu öğretmeni gibi çalışması gerekir. Kesinlikle 36 aydan sonra o çocukları düzgün bir okul bularak vermeleri gerekiyor. Çocuk bu yaştan sonra daha bilinçleniyor ve öğrenmeye açık hale geliyor.
EĞİTİM FAKÜLTELERİ İYİ ÖĞRENCİ SEÇMELİ
Biz öğretmen okulluların nesli tükeniyor, çok az sayıda kaldık. Öğretmenlik kolay gibi görünür ama çok önemlidir, bir toplumun temelini öğretmenler oluşturur. Yaptığı işleri herkes yapar gibi görür, ama incelikleri çok farklıdır. Öğretmek bir sanattır, bu sanatı kavramak da kolay değildir, inceliği çok fazladır, biz ömür boyu o sanatı geliştirmeye çalışıyoruz, geliştirmeliyiz de. Aksi halde toplum olarak hep aşağıda kalırız. Bu sanatı öğretmen topluluğu olarak geliştirmemiz gerekiyor. Eğitim fakültelerinin bu nedenle çok iyi seçim yapmaları gerekiyor. İyi öğrenci seçmeli, ama bu eğitimi verecek akademisyenler de çok ama çok iyi olmalı.
SEMTE GÖRE DEĞİŞİYOR
İstanbul’daki veliler semte göre değişiyor. Biz 29 yıldır aynı yerdeyiz. Ama bu kez semt değişti, veli profili de değişti. Şimdi daha bilinçli veli ile karşı karşıyayız. Yeni sitelerde daha eğitimli bilinçli aileler geldi. Ben, her dönem çıkardığım rehberlik dergileri ile velilere de çocukları ile ilgili eğitim verdim.
VELİYE ULAŞMADAN ÇOCUĞU EĞİTMEK ZOR
Bilinçli veli ile hiçbir zaman sorun yaşamadık. Ancak, bu kadar yıllık eğitim hayatımda şunu öğrendim: Veliye ulaşmadan çocuğa ulaşmak, eğitmek zor. Bir çocuğa davranış ya da çalışma alışkanlığı kazandırmak ya da sorumluluk vermek için veliyle işbirliği şart. Onun da okulla çalışması ve buna inanması gerekiyor. İsterse veli birkaç üniversite bitirsin, ama anlayışı çok önemli. Buna açık değilse biz o çocuğa hiçbir şey veremeyiz.