Güncelleme Tarihi:
İTÜ Rake takımı, 2019 yılından beri arama kurtarma çalışmaları için araç üretiyor. Bu zamana kadar Hope, Bumbble Bee ve DEV adındaki üç farklı arama kurtarma aracıyla yarışmalara katılan ve önemli dereceler elde eden takım, 24-28 Haziran’da Almanya’nın Trier şehrinde düzenlenen yarışmada da diğer takımlar arasında öne çıkmayı başardı. The European Land Robot Trial Yarışması için Türk mitolojisinde ‘kurtaran ana’ anlamına gelen ‘Umay’ isimli aracı tasarlayan takım, 33 kişiden oluşuyor. 2006 yılından beri düzenlenen yarışmada ilk kez ülkemizi temsil eden takım, yarıştıkları ‘arama kurtarma’ kategorisinde hem üniversitelerden hem de uluslararası şirketlerden oluşan 8 ekip arasında 5’inci oldu. Takım kaptanı Tunacan Taplı, yarışmada Almanya, Finlandiya, Kanada, Amerika, Polonya ve İtalya’dan katılan rakiplerinin olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
ZİYARETÇİLERİN YÜZDE 90’I ASKERDİ
Bulmamızı istedikleri modelin üstünde bir kanca vardı. Diğer ekipler görev modeli araçlarında bulunan robot kollarla sürükleyerek kurtardı. Ancak biz daha gerçekçi bir tasarım yapmıştık. Aracımızda bulunan sedye benzeri bir yapı modeli bulduğunda aşağı kayıyor ve onu üstünde bulunan robot koluyla sedyeye çekiyordu. Ardından sedye, aracın üstüne çıkıyor ve yaralı bu sayede yerde sürüklenmeden güvenli bölgeye taşınabiliyordu. Diğer yandan yarışma Avrupa Birliği’nin savunma sanayi alanına yönelik yapıldığı için katılan ziyaretçilerin yüzde 90’ı askerdi. Askerler, savaş alanlarında ve afet bölgelerinde yarışmadaki araçların nasıl kullanılabileceğini inceliyor. Özetle yarışma, katılımcıların kendini deneyebilmesine, ziyaretçilerin de savunma sanayi alanında kullanılabilecek araçları gözlemlemesine fırsatı sunuyor.
SAVAŞ ALANINDA KULLANILABİLİR
Yarışmadayken yanımıza Almanya ordusundan sivil bir asker geldi. Görevinin ise bu tarz yarışmalara katılıp Almanya ordusuna dahil edilebilecek araç tasarımlarını incelemek olduğunu söyledi. Bu nedenle genel olarak yarışmada, fikirlerin ne kadar uygulanabilir olduğuna bakıldığını söylemek mümkün. ‘Umay’ın sedye mekanizması büyük fark yarattı çünkü diğer araçlarda böyle bir eklenti yoktu. Hem jürinin hem de ziyaretçilerin hakkımızdaki yorumları çok olumluydu. Özellikle savaş alanında görev almış askerler, aracımızın diğerlerine kıyasla daha kullanılabilir olduğunu söyledi.
TÜRK BAYRAĞINI İLK KEZ BİZ AÇTIK
Yarışmada birinciliği Almanya ve Amerika’dan iki şirket takımı paylaştı. Ancak bizim asıl amacımız birinci olmak değil, yarışmada ülkemizi başarıyla temsil edebilmekti. Bunu da yaptık. Ayrıca yarışmada ilk kez bir Türk takımı olarak bulunmak çok farklı bir duyguydu. Yarışma tarihinde ilk kez Türk bayrağını biz açtık. Normalde 2 yıl hazırlık süreci gerektiren yarışmaya 9 ayda hazırlanmamıza rağmen önemli bir başarı elde ettiğimizi düşünüyorum. Ülkemizi böyle bir yarışmada temsil etmek gurur vericiydi. Gelecekte ürettiğimiz araçlarla da bir ‘arama kurtarma filosu’ kurmayı hedefliyoruz.”
HIZINI KAYBETMEDEN İLERLEYEBİLİYOR
Otonom bir araç olan Umay’ın üstünde 3 kamerası ve 10 farklı sensörü bulunuyor. Görüntü işleme teknolojisiyle belirlenen alanda ilerlerken insan bedenini tespit edebiliyor. Umay’ın 45 dakika boyunca aktif çalışabilen bir batarya sisteminin de olduğunu belirten Taplı, “Umay, 30 derece eğime kadar hızını kaybetmeden ilerleyebiliyor. Yani rahatlıkla kaldırım çıkabiliyor. Hızı ise bir insanın tempolu yürüyüşüne eş değer. Aracın uzunluğu 1 buçuk metre, genişliği 90 santimetre ve ağırlığı 200 kilogram” dedi.