Annesi için hipodrom tasarlayacak

Güncelleme Tarihi:

Annesi için hipodrom tasarlayacak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2022 11:26

Türkiye’nin lisanslı ilk kadın jokeyi olan Zülfiye Bulut 33 yıldır profesyonel olarak yarışlara katılıyor. Henüz 6 yaşındayken tanıştığı atlardan o zamandan beri ayrı kalamıyor. 48 yaşındaki Bulut, şartlar el verdiği sürece mesleğine devam edeceğini söylüyor. 18 yaşındaki kızı Yeliz Şimşek ise mimar olup hem annesi hem de diğer kadın jokeyler için çok daha kullanışlı hipodromlar tasarlamak istediğini söylüyor.

Haberin Devamı

Bulgaristan’da doğup büyüyen ve 1989 yılında Türkiye’ye göç eden Zülfiye Bulut çocukluğundan beri atları çok sevdiğini, hep onlara yakın olmak istediğini söylüyor. Zülfiye hanım lise çağına geldiğinde jokey olmayı hayal etmeye başladığını ancak çevresindekilerin “kadın jokey olmaz kendine başka bir meslek bul” demeleri üzerine veteriner olmayı düşündüğünü anlatıyor.
Zülfiye Bulut veteriner olmamış ama çocukluk hayalinden de hiç bir zaman uzaklaşmamış. Şimdi 18 yaşında bir kızı var, adı Yeliz Şimşek. Yeliz mimarlık okuyor ve onun da tıpkı annesi gibi hayalleri var. Anne mesleği jokeylik olunca Yeliz de atlara, çiftliklere ve hipodrom yaşamına aşina olarak büyümüş. Annesini ve diğer kadın jokeylerin çalışma koşullarını yakından gözlemlemiş ve bu gözlemleri sırasında hipodromların sadece erkek jokeylere göre tasarlandığını farketmiş. Bu yüzden şimdi mimar olup annesi ve diğer kadın jokeylerin kendilerini daha rahat hissedecekleri bir hipodrom tasarlamak istiyor.

Annesi için hipodrom tasarlayacak
Kendisine annesinin yolundan gitmek yerine onun yolunu kolaylaştıracak bir hedef belirleyen Yeliz Şimşek, Kocaeli Üniversitesi mimarlık bölümünü geçtiğimiz yıl kazandı. Çizime olan ilgisi ve yeteneğini fark etmesiyle mimar olmaya karar verdiğini söyleyen Şimşek, mezun olduktan sonraki hayalinin bir hipodrom tasarlamak olduğunu dile getiriyor:

Haberin Devamı

ANNEM BANA İLHAM VERİYOR
“Annemin Türkiye’deki ilk kadın jokey olması ve bu işi yıllardır başarıyla sürdürmesine hayranım. Annem her kadına olduğu gibi bana da ilham veriyor. Ben de annem sayesinde küçük yaşlarımdan beri hep atlarla iç içe oldum. Fakat sonrasında at kılına alerjim olduğu ortaya çıktı. Bir süre atlardan uzak kaldım. Şimdi biraz daha iyiyim ve atlarla eskiye göre daha fazla bir araya gelebiliyorum.

KÜÇÜKKEN JOKEY OLMAK İSTİYORDUM
Küçükken özellikle annemi yarışlarda izlediğimde ben de onun gibi jokey olmak istiyordum. Hatta evde oyuncak bir atım vardı ve sanki onunla yarışıyormuşum gibi oyun oynuyordum. Sonrasında çizime karşı ilgili olmamla yönümü mimarlığa çevirdim.

Haberin Devamı

ANNEME ÖZEL HİPODROM
İlerde bir hipodrom tasarlamak istiyorum. Hatta annemi düşünerek tasarlayacağım ona özel bir hipodrom bile olabilir. Çünkü gün geçtikçe kadın jokeylerin sayısı da artıyor. Hipodromları kadın jokeyler için daha kullanışlı bir hale getirebileceğimizi düşünüyorum. Bunun yanı sıra bazı hipodromlarda seyircilerin yarışı rahatlıkla takip edemediklerini fark ettim. Bu sebeple izleyicilerin yarışı daha kolay takip edebilecekleri bir tasarım yapmak istiyorum.”

Yeliz Şimşek’in yaşamından ilham alarak ona özel bir hipodrom tasarlamayı hayal ettiği Zülfiye Bulut ise 25c yaşında profesyonel olarak yapmaya başladığı jokeylik mesleğinin hikayesini şöyle anlatıyor:

Haberin Devamı

“At binmeye hobi olarak başlamıştım. Zaten köyde yaşıyorduk. Köyde babam atları eğitirken ben de ata binmek istediğimi söyledim. Bir anda içimden geldi. Ata ilk bindiğim an çok farklı hissettim ve o anı hiç unutmuyorum. O günden beri de atlardan ayrı kalamıyorum. Asıl süreç köydeki çiftliğimize bir yarış atı almamızla başladı. Eski bir jokeyin gelip bana eğitim vermesiyle de kariyerim şekillendi.

Annesi için hipodrom tasarlayacak
HAYATIMI ATLARA YAKIN OLACAK ŞEKİLDE YÖNLENDİRDİM
Okuldan eve geldiğimde hemen atların yanına koşar, onlarla ilgilenirdim. Liseye başlayacağım yıl insanların bana jokeylik yerine farklı bir alana yönelmelisin demesiyle veteriner olmaya karar vermiştim. En azından bu şekilde atlarla yan yana olabilirim diye düşünmüştüm. Fakat okulum çiftliğimizden uzakta olduğu ve ben atları göremediğim için bu süreç sadece 10 gün sürdü. Ardından evimin yakınındaki meslek lisesinde dikiş bölümü okumaya başladım. Bu sayede atlarla daha fazla zaman geçirebiliyordum. Hayatımı hep atlara yakın olacak şekilde yönlendirdim.

Haberin Devamı

ÇOCUĞUMA DAVRANDIĞIM GİBİ DAVRANIYORUM
Ben atlara çocuğuma davrandığım gibi çok sakin davranıyorum ve hepsiyle bir bağ kurabiliyorum. Yaşım belli bir yere geldiğinde ve emekli olduğumda yine atlarla bir arada olmak istiyorum. Antrenörlük, at bakıcılığı gibi mesleklerde devam edebileceğimi düşünüyorum.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!