Güncelleme Tarihi:
4 çocuğum var. En büyük oğlum Berke 11, Arda 10, Deniz 6 yaşında. Kızım Sevgi ise 6 aylık. Berke’yi 20 yaşında doğurdum. Mide bulantıları ve halsizlik başlamıştı. Hastaneye gittim tahlil yaptırdım ve bu şekilde ilk oğluma hamile olduğumu öğrendim. Hastaneye eşim ve görümcemle gittik. Onlar da benimle birlikte orada öğrendiler. Sonrasındaysa en büyük ablama haber verdim. Eşim hem çok şaşırdı, hem de çok sevindi. Çünkü yeni evliydik. Evliliğe daha yeni alışmaya başlarken bir de baba olma sorumluluğu yüklenmişti üstüne.
Eşim babasız büyüdüğü için kendi çocukluğunu düşünerek duygulandı. Ama bebeğin cinsiyetinin erkek olduğunu öğrendikten sonra bütün duygusallığı yerini sevincine bıraktı. Görümcem çok sevindi. Ablam ise, çocuk için çok erken olduğunu söyledi. Ama sonrasında güzel dileklerini iletti.
Ta ki bebeğimi kucağıma alana kadar...
Bebeğimi elime alana kadar hamileliğimden hiçbir şey anlamadım. Kocamla kaçarak evlenmenin verdiği stresle 9 ayı geçirdim. Bildiğim tek şey şuydu:İçimde yaşayan bana ait bir parça var ve ben onu korumak zorundayım. Gerçi hayat zorluklarından hamileliğimin tadını da tam olarak çıkaramadım. Anneliğin ne demek olduğunu bilmiyordum ta ki bebeğimi kucağıma alana kadar.
Bebeği elime getirdiklerinde bir trans haline girmiştim. O trans halinden emzirmeye başladığım an çıktım. Ve ilk emzirdiğimde bebeği tekrar içime almak istedim. Kimsenin bebeğimi benden almasını istemiyordum. Uyuması için kendi yatağına koyuyorlardı onu da istemiyordum. Ben sadece onu yanımda, kucağımda istiyordum! Zaten bebeğim hastalandı ben doğum yaptığım yerde kaldım. Bebeğimi başka bir hastaneye gönderdiler, 3 gün orada kaldı. Yeni anneyim, onu kucağımdan almak istedikleri zaman bile kıyametleri koparan ben 3 gün çocuğumdan ayrı kaldım. Çocuğum yanımda değildi. Ona bir şey olacak diye çok korkmuştum. Anlayacağınız o bile strestli geçti!
Büyük oğlum Berke 18 aylıkken Ardayı doğurdum. Arda’da hem istekli hem de isteksizdim. Çünkü ikinci hamilelik için çok erkendi, çok üzülmüştüm. Büyük oğlum Berke daha büyümemişti. Bu durum eşim için daha zordu tabi. Ekonomik durumumuz da çok iyi değildi. O yüzden tereddütlerim vardı. Eşim askerlik yapmamıştı onun endişesini de taşıyordum. Ona ikinci bir bebek yükü verdiğim için çok üzülmüştüm ama sonuçta Arda da doğdu.
Arda’da anneliği daha iyi biliyordum. Daha sevinçliydim. Arda çok zor bir bebeklik geçirdi. Maddi manevi zorlandık. Berke ne kadar uysal bir bebeklik geçirdiyse Arda da bir o kadar zor büyüdü. Sürekli havale geçiriyordu. Tam iyileşti derken üçüncü oğlum Denize hamile olduğumu öğrendim. Arda 4 yaşındaydı Deniz’e hamile kaldığımda. İlk iki çocuğum da daha çok küçüktü. Arda tam olarak iyileşmemişti. Ama maddi sorunlarımız biraz çözülmüştü, bir düzene girmişti. Denizi aldırmayı bile düşündüm ama belki bir kızım olur diye vazgeçtim, onu aldırmak istediğimde geç kalmıştım. Bu arada yine erkek çocuk doğuracağımı öğrendim. Kız evlat hayali kurmuştum, erkek olacağı için çok üzüldüm. Ama Deniz’in hamileliği çok güzel geçti. Hiçbir sıkıntı yaşamadım.
Onların okulunda çalıştım
Deniz de okula başladıktan sonra eşime maddi olarak destek olmak istedim. Ama çocuklarımı da bırakmak istemiyordum. Çocuklarımın okuduğu okula temizlik personeli arandığını duyduğum zaman başvuruda bulundum ve kabul edildim. Çocuklarımın okuduğu okulda çalıştım. Bütün gün onlarla birlikteydim. Hem onları yalnız bırakmamış oluyordum, hem de evime ve eşime desetek oluyordum.
Fakat büyük oğlumun üzerinde arkadaşları tarafından bir baskı vardı. Arkadaşları ona, “Annen hademe mi?” diye soruyorlarmış. Onun da yaşından dolayı ağırına gidiyordu. Ama ben ona çalışmam gerektiğini ve onlarla da vakit geçirerek okul masraflarını daha iyi ödeyebildiğimizi anlattım. Beni anladı ve arkadaşlarının dediklerini umursamadı. Sezonluk bir iş olduğu için okullar kapandığında işi bırakmam gerekti. Zaten Sevgi’ye de hamileydim...
Kızım bana Allah’ın lütfu
Sevgiye hamile olduğumu öğrenince çok üzüldüm. Çocuklarımı büyütmüştüm, çalışıyordum. Çevre baskısı da cabası. Nasıl tepki alırım diye bir korku kapladı beni. Zaten 3 oğlum vardı. Bir 4’üncüsünün yükü çok daha ağır gelecekti. Çok istememe rağmen doktorum aldırmamı kabul etmedi. Kız olduğunu öğrenince havalara uçtum, dünya benim oldu. Bir anda bütün zorlukları, yaşadığım her şeyi unuttum. 3
erkekten sonra bir kızım olması Allah’ın bana bir lütfuydu.
Genç ve 4 çocuklu bir anneyim. Annelik bana göre tabii ki de zor. Ama müthiş bir şey. Okul hayatları, evdeki yaşantıları… Bunlar hep annenin sorumluluğunda olan şeyler. Eşim bana çok yardımcı oluyor. Çok ilgili bir baba ama bir annenin yerini ne tutar ki?
Düzen diye bir şeyim kalmadı. Sosyal hayatım yok. Eşime de eskisi kadar vakit ayıramıyorum. Çocuklarım önceliğim olduğu için tamamiyle onları düşünüp adım atıyorum. Ben hayatımı onlara adadım. Onları büyütmeden hiçbir şey yapmayı düşünmüyorum. Tek amacım onlara düzenli bir hayat sunabilmek. Çocuklarımın özellikle kızımın benim yaşadığım zorlukları yaşamaması için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Annelik: Ödün vermek
Tarifi yok anneliğin aslında. Kızımdan sonra bunu daha da iyi anladım. Sadece çocuklarımı düşünüyorum. Yeri geliyor aç kalıyorum susuz kalıyorum ama sadece onları düşünüyorum. Annelik tamamen kendinden ödün vermek. Giyinmiyorsun giydiriyorsun. Ağzındaki lokmayı bile ona veriyorsun.
Çocuklarımın geleceği benim için çok çok önemli. İyi bir gelecek yaşayabilmeleri için eşim de ben de çok çabalıyoruz. Berke’nin öğretmen olmasını istiyorum. Kendi öğretmeninden örnek vererek onun bu mesleği sevmesini sağlamaya çalışıyorum. Arda daha küçük olduğu için kararsız. Bir gün itfaiyeci olmak istiyor, ertesi gün polis. Deniz en küçükleri olmasına rağmen kararını vermiş durumda, polis olmak istediğini söylüyor. Ama ne olursa olsun ben onların destekçisi olacağım. Maddi ve manevi her türlü yanlarında olmaya çalıyorum.
İlk anneler günümde Berke 11 aylıktı. Her zaman anne olmanın Allah’ın en büyük lütfu olduğunu düşünmüşümdür. Her anneler gününde çocuklarım ellerinde çiçeklerle gelip beni öpüyorlar ve sarılıyorlar. Bu duygu kadar yaşanması gereken başka bir şey daha yok bence. Zaman zaman çok zorluk yaşamış olmama rağmen kendimi her zaman çok şanslı bir anne olarak görmüşümdür. Çünkü her çocuk annesine özeldir.
Anne olmak bana idare etmeyi öğretti. Çocuklar ise sabrı. Tabii ki, kızdırdıkları sinirlendirdikleri zamanlar oluyor. Ama gelip sarılmaları bile bir ömre bedel. O zaman ne sinir kalıyor ne kızgınlık!