Güncelleme Tarihi:
Anlam belirsizliği hem sözlü hem de yazılı iletişimde ortaya çıkabilir. Bu tür cümleler sağlıklı bir iletişim kurulmasına önler ve yanlış anlaşılmalara yol açabilir.
Zamir eksikliğinden ya da noktalama işaretlerinin yanlış kullanılmasından dolayı cümlenin birden fazla anlam içermesine anlam belirsizliği denir.
Anlam Belirsizliği Anlatım Bozukluğu Örnekleri ile Konu Anlatımı
A- Karşılaştırma Cümlelerinde Anlam Belirsizliği
Karşılaştırma cümlelerinde ögelerin yanlış yerde kullanılması anlam belirsizliğine neden olur.
Örnek Cümleler:
Ablam, kitap okumayı abimden daha çok seviyor.
''Ablanın'' kitap okuma eylemini abiye nazaran daha fazla sevdiğini söylemek için cümle şöyle kurulmalı:
Ablam, abime göre, kitap okumayı daha çok seviyor.
Diğer Örnekler:
1- Dışarı çıkmayı, ablamdan daha çok severim.
Doğrusu: Ablama nazaran dışarı çıkmayı ben daha çok severim.
2- Film izlemeyi, evdeki herkesten daha çok severim.
Doğrusu: Evde film izlemeyi en çok seven kişi benim.
B- Virgülün Kullanılmadığı Cümlelerde Anlam Belirsizliği
Örnek Cümleler:
1- Müdür yardımcısından telefon beklediğini söyledi.
Bu cümlede müdürün yardımcısından mı yoksa ''müdür yardımcısından'' mı telefon beklendiği belli değildir. Bu cümledeki anlam belirsizliğini gidermek için cümle iki farklı şekilde kurulabilir.
1- Müdür, yardımcısından telefon beklediğini söyledi.
2- Kendisi, müdür yardımcısından telefon beklediğini söyledi.
Diğer Örnekler:
1- Şoför arkadaşına bir saat kadar gecikeceğini söyledi.
(Şoför kelimesinden sonra virgül konmalı.)
2- İhtiyar adamı daha önce bir yerden hatırladığını söyledi.
Türkçede genç ve ihtiyar gibi kelimeler hem sıfat hem de isim olarak kullanılabilir. Bu nedenle yukarıdaki cümlede ''ihtiyar' kelimesinden sonra virgül kullanılmalıdır.
3- Uyanık kadını kandırabileceğini zannetti.
Cümlede kadın mı uyanık olarak nitelendiriliyor yoksa ''uyanık'' olarak nitelendirilen başka biri var mı? Okunduğun iki farklı anlama gelen tüm cümlelerde anlam belirsizliği vardır.
C- Zamir Eksikliğinden Kaynaklı Anlam Belirsizliği
İsim tamlamalarında, tamlananın sonunda yer alan -nın, -nin ekleri, zamirlerin yerine kullanılır. Ancak bazı cümlelerde, hem bu ekler hem de zamirler kullanılmalıdır. Aksi takdirde eylemin kim tarafından yapıldığı tam olarak anlaşılmaz. Bu da anlam belirsizliğine yol açar.
Örnek Cümleler:
En yakın arkadaşını dün çarşıda gördüm.
Bu cümlede kimin en yakın arkadaşından bahsedildiği tam anlamıyla belli değildi. Anlam belirsizliğini ortadan kaldırmak için cümlenin başına ''Senin'' ya da ''Onun'' sözcüklerinden biri getirilmelidir.
Ne dediğini anlamadım.
''Senin ne dediğini anlamadım'' ya da ''Onun ne dediğini anlamadım'' şeklinde yazılmalı.
Diğer Cümleler:
1- Ona, söylediklerini ciddiye alıp da kendini yok yere yıpratmaması gerektiğini söyledi.
2- Fotoğrafını ilk kez burada çekmiştim.
3- Buralardan taşınacağını başkalarından duydum.
4- Eşyalarını tam olarak nereye koyacağımı bilemedim.
5- Neler dediğin henüz bilmiyorum.
6- Şarkılarını zevkle dinliyorum.
7- Evden alelacele çıktığı için bilgisayarını açık unutmuş.
8- Kulaklıkla müzik dinlediğim için defalarca kapı ziline bastığını duymadım.
9- Bu konu hakkında tam olarak ne düşündüğünü çok merak ediyorum.
10- Söyleyeceklerini can kulağıyla dinlemeye hazırım.
Not: ''Senin'' / ''Onun'' zamirlerinden biri kullanılmadığı için yukarıdaki cümlelerin tamamında anlam belirsizliği vardır.
D- Zamirlerin Yanlış Kullanılması
Bana, oğlunun çıkardığı kitabı hediye etti, bunu çok sevdim.
Yukarıdaki cümlede ''bunu'' kelimesi işaret zamiri olarak kullanılmıştır. Ancak cümlede kitabın hediye edilmesinin mi yoksa kitabın kendisinin mi sevildiği belli değildi.