Anaokulu öğretmeni miniklerin hayallerini gerçekleştiriyor: Taş devrinden uzaya

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2018 08:30

Bir derste doktor, ötekinde pilotlar. Bir başka etkinlikte uzaya çıkıyor, diğerinde taş devrine ışınlanıyorlar. Etkinlikte kullanılan malzemelerin çoğu esnaftan, sağlık ocağından ödünç alınıyor. Veliler kıyafetleri dikiyor. Gebze Mimar Sinan İlkokulu okulöncesi öğretmeni Mehmet Bilgin, “Çalışmalarımızı çocukların o anın bir parçası olmasını sağlayarak hazırladığımızda inanın hiçbir şey öğretmemize gerek kalmıyor” diyor.

Haberin Devamı

Bir derste uzaya çıkıyor, diğerinde taş devrine ışınlanıyorlar. Gebze Mimar Sinan İlkokulu’nda görevli okul öncesi öğretmeni Mehmet Bilgin, öğrencilerini klasik ders işleyişinin dışına çıkarıyor, sınıfını velilerle her etkinlik için farklı alanlara dönüştürüyor. Hastaneye çevirirken sağlık ocağından ödünç malzeme alıyor, kutuplara çıkarken kıyafetleri veliler dikiyor. Öğrencilerine hayal etmekten vazgeçmemeyi öğretmeye çalıştığını anlatan Mehmet öğretmen, “Çalışmalarımızı yaşayarak, hissederek ve çocuklarımızın o anın bir parçası olmasını sağlayarak hazırladığımızda inanın hiçbir şey öğretmemize gerek kalmıyor” diyor. Sanılanın aksine maliyetlerin çok düşük olduğunu belirten öğretmen, köpük tabaklarla Eskimo evi, alüminyum folyoyla astronot kıyafeti yapıyor.

Haberin Devamı

Anaokulu öğretmeni miniklerin hayallerini gerçekleştiriyor: Taş devrinden uzaya

ÖNCE VELİLERİ İKNA ETTİ
10 yıllık sınıf öğretmeni, etkinlikleri ‘aile katılım çalışmaları’ kapsamında velilerle, onların da desteğini alarak yaptığını söylüyor. Boyama, oyun gibi basit etkinliklere alışık olan velileri ikna etmek için önce her desteği vereceğini söyleyip, ardından farklı çalışmalar öneren Bilgin, “Başta hayal ettiklerimi paylaştığımda, çoğu yapılamayacağını ya da çok zor olduğunu söyledi, vazgeçmedim. Zamanla bu fikir kırıldı, çok güzel işler başardık” diyor.
Şimdi etkinlikleri velilerle belirliyorlar. 15 günde bir yapılan çalışmalarda iki ya da üç veli görevli oluyor. Mehmet öğretmen, yapılanları şöyle özetliyor:
“Sınıfımızda taş devrini canlandırabileceğimiz bir ortam oluşturduk. Bir hastane, havaalanı ve pist kurduk. Robotlarla ilgili keyifli bir çalışma yaptık, kutupları sınıfımıza taşıdık. Uzaya çıkıp gezegenleri tanıdık, Ay’a bayrağımızı diktik. Arkeolog olup topraktan dinozor kemikleri çıkardık. Kültürel değerlerimiz ve yöresel zenginliklerimizi çocuklarımıza tanıttığımız çok özel bir etkinlik yaptık.”

ESNAF VE HASTANEDEN ÖDÜNÇ MALZEME
Bu etkinliklerin maliyetli olduğunu düşünenlere “Gerçekte öyle değil” diyor. Örneğin bir kere edindikleri led ışıklarını farklı etkinliklerde kullandıklarını söyleyerek, şöyle devam ediyor:
“Ayrıca pek çok materyali mahallemizdeki başka velilerden, esnaftan, hatrımızın geçtiği kişilerden ödünç alıyoruz. Her etkinliği iki ya da üç velim bir araya gelerek yapıyor ve masrafları bölüşüyor. Ama zora sokacak maliyetler asla olmuyor. Okulumuz oldukça alt sosyo-ekonomik seviyeye sahip bir bölgede. Velilerimizin pek çoğu asgari ücretle çalışıyor, bazıları çalışmıyor. Zaten bu şartlarda çok yüksek masrafları karşılayamazlar.”

Haberin Devamı

Anaokulu öğretmeni miniklerin hayallerini gerçekleştiriyor: Taş devrinden uzaya

GECE 12’YE KADAR ÇALIŞTIK
Etkinlikleri hazırlamak çok emek istiyor ama bir o kadar da keyifli. Örneğin, taş devri etkinliği için sadece kumaş, iplikler ve meşalelere para verdik. Kıyafetleri velilerimizle tasarladık ve onlar dikti. Kâğıtlarla zemini ve fonu kapladık, tanıdıklarımızdan bulduğumuz kumaşlarla diğer aksesuvarları yaptık. Sabah çocuklarımızın taş devrine açılan bir kapıdan içeri girmesi için 4-5 veliyle gece 12’ye kadar çalıştık. Hastane etkinliği için hastanede çalışan bir velimiz birçok malzeme ödünç aldı. Bazılarını mahallemizdeki sağlık ocağından birkaç saatliğine istedik. Hasta başı monitörü, görme tablosu gibi şeyleri kendimiz tasarlayıp kurduk. Havaalanı oluşturmak ve çocuklarımızı uçuracak mekanizmayı kurmak için hafta sonu iki gün kuzenimle 4-5 saat sınıfta çalıştık.

Haberin Devamı

SADECE REHBERLİK EDİYORUM
Yaptıklarının fotoğraflarını görenlerden çok güzel mesajlar aldığını belirten Bilgin, “Özellikle yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarından ve orada okulöncesi öğretmenliği yapanlardan gelen mesajlar çok mutlu etti. Orada bile bu seviyede çalışmalara rastlamadıklarını yazdılar. Her şeyden önemlisi, küçük de olsa okulöncesi eğitimle ilgili bir farkındalık oluşturmak benim için paha biçilmez” diyor. Etkinliklerin öğrencilere katkısını ise şöyle özetliyor: “Hepsi pırıl pırıl, ben sadece onlara rehberlik ediyorum, engelleri kaldırmaya çalışıyorum. Sürekli yeni şeyler keşfetmeye çalışmaları ve uçsuz bucaksız hayallerini benimle paylaşmaları etkinliklerin en büyük katkısı bence.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!