Güncelleme Tarihi:
Analitik Felsefe, 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış olan bir düşüncedir. Analitik Felsefenin temsilcileri Russell ve Wittgenstein olarak karşımıza çıkar.
Analitik Felsefe Nedir?
Analitik felsefe 19. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmış bir disiplindir ve günümüzde kadar da devam etmiştir. Analitik felsefenin ortaya çıkmasında en etkili olan düşünce pozitivizm olarak bilinmektedir. Bundan dolayı da Analitik felsefe ile mantıkçı pozitivizm arasında oldukça benzerlikler vardır. Birçok felsefe düşünürüne göre de analitik felsefe linguistik bilimin felsefi bir yorumu olarak kabul edilir.
Analitik felsefeye göre mutlak olan gerçeğe yalnızca kelimeleri ve olayları çözerek ulaşılabileceğine inanılmaktadır. Kelimelere yüklenen olgular ve dilbilgisi kuralları büyük bir öneme sahiptir. Dünya, mantık ve olaylar dil üzerinden ele alınan olaylar bir sonuca ulaştırılmaya çalışılır. Analitik felsefe de aynı pozitivizm gibi felsefe ile bilimi birleştirmiştir. Neredeyse tüm filozofların amacı gerçek ve mutlak bilgiye ulaşmaktır. Bu yönü ile de analitik felsefe kıta felsefesinden ayrılır ve en çok Almanya, Danimarka, İngiltere ve Amerika'da etkili olmuştur. Analitik felsefe üzerine yazılmış olan en önemli eserler de şu şekildedir:
Fottlob Frege: Aritmetiğin Temelleri, Fonksiyon ve Kavram
Ludwig Wittgenstein: Kültür ve Değer, Kesinlik Üstüne, Felsefi Soruşturmalar
Bertrand Rusell: İktidar, Evlilik ve Ahlak, Aylaklığa Övgü
Temsilcileri Kimlerdir?
Analitik Felsefenin kurucuları Bertrand russell, Moore ve Cambridge olarak kabul edilmektedir. Her iki kurucu sayılan filozof da Wittgenstein, Carnap, Gödel, Feigl, Reichenbach ve Passmore gibi isimlerden etkilenmişlerdir. Analitik Felsefe temel olarak mutlak gerçeklik kavramına ulaşmak için ortaya çıkmıştır. Analitik felsefenin babası olan kabul edilen Gottlob Frege felsefeye daha titiz ve aynı zamanda spesifik bir düşünce getirmek için çalışmalarda bulunmuştur.
Analitik Felsefe Özellikleri ve Örnekleri
Analitik felsefe akımının özellikleri şu şekildedir:
Dil çalışmaları önemlidir ve teori ile argümanlar için dil çalışmaları kavramsallaştırılmıştır. Zaman bağlı olması ile beraber titizlikle yapılan dil çalışmaları hem biçim olarak hem de mantık olarak odaklanılan bir konudur.
Doğa bilimlerinde kullanılmış olan tüm bilimsel araştırma yöntemleri kullanılmaktadır. Fizik ve biyoloji bilimlerine ontolojik yönleri ile benzerlik gösterir.
Bilimsem yöntemi ile tek gerçek bilgilinin mantıksal doğru ile ulaşılabilen bir durum olduğu düşünülür.
Analitik Felsefede mantıksal olguların mantık aracılığı ile biçimsel dilinin kurulması amaçlanır.
Analitik felsefedeki temel hareket noktası dil anlayışıdır ve dilin önemlidir. 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış olan analitik felsefe düşünürler arasında dil çalışmalarının önemi ile ortaya çıkmıştır. Felsefenin kendisinin herhangi bir bilgi ya da gerçeklik üretemeyeceğini düşünen filozoflar dilsel yapıları çözerek ve inceleyerek mutlak gerçekliğe ulaşabileceklerini düşünmüşlerdir. Russel ve onun mantıksal düşünce temeli ile gelişen analitik felsefe mükemmel bir biçimsel dil kurmayı amaçlamaktadır. Bu amaçtan uzak kalarak daha çok gündelik dile yönlenen Rusesel sıradan insanların konuştukları dilin tam ve yetkin dil olduğunu kabul etmiştir. Herkesin konuştuğu ve herkesin kolay bir şekilde anladığı dilin doğru ve gerçeği bulmak için yeterli olduğu savunmuştur. Analitik felsefeye göre dilin gündelik olan kullanımının dışına çıkanları belirlemek ve bunun nedenleri araştırmaktır. Bu sayede anlaşılamayan ve sorgulanan tüm bilgiler de gerçekliğe kavuşmuş olur.