Alternatif sistemde eşitsizlik uyarısı

Güncelleme Tarihi:

Alternatif sistemde eşitsizlik uyarısı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2017 22:29

Eğitimciler, TEOG’a alternatif modellerin eşitsizliği artırabileceğini söylüyor. Adrese dayalı kayıt için yeterli altyapı olmadığına dikkat çekerken, ailelerin taşınması gibi durumların yaşanabileceğini vurguluyorlar.

Haberin Devamı

Türkiye’de sadece şehirlerarasında değil, aynı ilçede bile okullar arasında büyük ‘kalite farkı’ bulunduğu en çok eleştirilen konulardan biri. 2017 ÖSYS istatistiklerine göre, fen lisesinde her iki öğrenciden biri lisans programlarına yerleşirken bu, imam hatiplerde beşte bir, endüstri meslek liselerinde ise yüzde 3.

Uzmanlar, TEOG’a alternatif modelde adrese dayalı kayıt sisteminin eşitsizliği büyütebileceğini söylüyor. Türkiye’de adrese dayalı kayıt sistemi için yeterli altyapı olmadığını vurgulayan eğitimciler, her lisenin öğrencilerin akademik-mesleki ihtiyaçlarını karşılayabilecek program çeşitliliğine, insan kaynağına sahip olması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca liselerdeki nitelik farkları nedeniyle ailelerin taşınması gibi durumların doğabileceğini de hatırlatıyorlar.

Öte yandan ‘en iyi lise yarışı için yüzde 5-10 sınırı’, TEOG’da birinci çıkabilen ‘çoban öğrenci’lere ne olacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. Ayrıca sınav okunurken gözlemci öğretmenlik iyi uygulanmazsa haksızlıklar yaşanabileceği de vurgulanıyor.

İşte uzmanların dikkat çektiği ‘eşitsizlik’ler ve Türkiye’nin eğitim araştırmaları konusunda iki öncü kurumu Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve TEDMEM’in Hürriyet için yaptığı analizler:

Alternatif sistemde eşitsizlik uyarısı



1-)
ADRESE DAYALI SİSTEM, KALİTE FARKI YÜZÜNDEN UÇURUMU BÜYÜTEBİLİR
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın açıkladığı alternatifler arasında, adrese dayalı kayıt sistemi de bulunuyor. Bakan Yılmaz, “Her okulun aynı şekilde talep edilebilir hale getirilmesi lazım. Anadolu liselerine geçişin arkasındaki düşüncenin altında yatan da buydu. Bu nedenle tüm okullarımızı kaliteli hale getirirsek, adrese dayalı kayıt sistemi de hayata geçirilebilir” diyerek bu sistemi açıklarken, Türkiye’de bölgeler ya da şehirleri bırakın, aynı ilçede bile okullar arasında büyük ‘kalite farkı’ bulunduğu, bunun eşitsizlik yarattığı en çok eleştirilen noktalardan biri. ÖSYM’ye giriş istatistikleri de farklı okul türleri arasındaki ‘başarı’ durumunu gözler önüne seriyor. 2017 ÖSYS istatistiklerine göre, fen lisesinde her iki, Anadolu lisesinde her üç öğrenciden biri lisans programlarına yerleşirken bu, imam hatiplerde beşte bir, endüstri meslek liselerinde ise ancak yüzde 3 olabiliyor.

Alternatif sistemde eşitsizlik uyarısı



2-)
YÜZDE 5’LİK SİSTEM, BAŞARILI ‘ÇOBAN ÖĞRENCİ’Yİ ETKİLEYEBİLİR
TEOG’un kalkmasıyla, köklü liselere nasıl öğrenci alınacağı en çok tartışılan konulardan biri oldu. Alternatiflerden biri de Ankara Fen Lisesi ve İstanbul Lisesi gibi okulların, öğrencilerin puanına göre en başarılı yüzde 5-10’luk dilimi çağırarak sınav yapması. Ancak bu, akıllara her TEOG zamanı ‘başarı hikâyesi’ olarak gazetelerde boy gösteren, maddi imkânı kısıtlı öğrencilerin sınavlara nasıl katılacağı sorusunu getiriyor. Tıpkı, Kahramanmaraş’tan Ankara Fen Lisesi’ni kazanan Mustafa Solak gibi. Babası hayvancılıkla uğraşan, annesi ev hanımı olan Mustafa, ortaokuldayken çobanlık yaparak ailesine yardım ederken, hayalindeki liseyi kazandı. Tunceli Çemişgezek’te sınava hazırlanan Berdan Karataş ise, Elazığ Fen Lisesi’ne girdi. Babası odunculuk yapan, annesi ev hanımı olan öğrenci boş zamanlarında hayvanları otlatıyor, ailesine destek oluyordu. TEOG birincileri arasına girmeyi başardı. Bu yüzden uzmanlara göre, fen liseleri gibi iyi okul türleri için en iyi yüzde 5’lik dilimden gelen öğrencilerin merkezi sınava alınması gerekiyor. Öğrencilerin, Türkiye’nin her bölgesinden bu sınavlara katılabilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, “Sınavlar Türkiye genelindeki illerde merkezi olarak yapılmalı ki, erişimde problem oluşmasın. Okullar bu sınavları tek bir merkezde yaparsa, öğrenciler için önemli problemler ortaya çıkabilir. Bu sınav hormonlu notların önüne geçilmesinde de rol oynar” diyor.

3-) GÖZLEMCİ ÖĞRETMENLİK İYİ UYGULANMAZSA HAKSIZLIKLAR OLABİLİR
MEB’in soru bankasından sorularla yapılacak sınavlardaki cevap kâğıtlarının iki öğretmen tarafından değerlendirilecek olması olumlu bulunsa da, bazı haksızlıklar yaratabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, gözlemci uygulaması iyi şekilde hayata geçirilmezse, ‘kayırma’ların olabileceğine dikkat çekiyor. Veli ve öğrencileri, kağıtların adil değerlendirildiği konusunda ikna etmekte sorunlar yaşanabileceğini söylerken, aynı durumun ‘hormonlu not’ sorununu daha da derinleştirebileceğini de vurguluyorlar.

Alternatif sistemde eşitsizlik uyarısı



UZMAN ÖNERİLERİ

ERG: REKABET KAÇINILMAZ
PISA 2015 sonuçlarına göre, Türkiye’de akademik başarı okul türlerine göre büyük farklılıklar gösteriyor. Özellikle mesleki ve teknik Anadolu liselerindekilerin puanları en düşük düzeyde. Anadolu imamhatip liselerine gidenlerinki de Türkiye ortalamasının altında. Özetle sınırlı bir öğrenci grubu gelişmiş ülkelerin standartlarında nitelikli eğitime erişebilirken, çoğunluğu bu olanaktan yoksun. Nitelikli eğitim bu kadar sınırlı olduğu sürece oraya ulaşmak isteyen öğrencilerin birbirleriyle rekabete girmesi kaçınılmaz. Adrese dayalı kayıt sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için her lise kapsama alanındaki öğrenciler için akademik/mesleki eğitim ihtiyaçlarını karşılayabilecek program çeşitliliğine, insan kaynağına ve altyapıya sahip olmalı. Bu mevcut değil; kurulması ise zaman alacak. Dolayısıyla bu sistem öğrencilerin ve velilerin okullardaki eğitimin niteliğine ilişkin gözlem ve algılarına göre adres değiştirmelerine yol açabilir. Seçici devlet liselerinin öğrenci alma yöntemi farklı olabilir. Ancak bu yöntem kitleselleşmemeli ve tüm eğitim sisteminde baskı yaratacak bir araca dönüşmemeli. Okulda sunulacak programa en uygun, bilimsel ve teknolojik gelişime katkıda bulunmaya en istekli öğrencileri seçmeli.

Alternatif sistemde eşitsizlik uyarısı



TEDMEM: NİTELİK FARKLARI AZALTILABİLİR

Adrese dayalı olacaksa, öğrencinin yaşadığı yerleşim biriminde istediği lise türüne yerleşmesi güvence altına alınmalı. Küçük yerleşim biriminde farklı kurum türleri açma olanağı olmayacağından çok programlı liselerin oluşturulması sorunu çözebilir. Okullar arasında nitelik sorunu mevcut durumda, öğrenci giriş puanı ve mezuniyet sonrası yükseköğretime geçişle değerlendiriliyor. Bunlar, nitelikle ilgili sağlıklı bilgi vermekte yetersiz. Ortaöğretime geçişte sorun, sınavın içeriği veya şeklinden çok öğrencilerin akademik başarı düzeyine göre ayrıştırılmasıyla ilgili. Nasıl sıralanırsa sıralansın, sonunda farklı akademik yetenek ve kapasiteye sahip öğrenciler bir puana göre ayrıştırılıp, aynı müfredatı ve kitapları izliyor. Adrese dayalı sistemde öğrenciler liselere daha heterojen olarak yerleşeceğinden okulların nitelikleriyle ilgili diğer faktörler üzerinden değerlendirme yapılabilir. Okullar arasında altyapı, donanım, öğretmen gibi nitelik farklılıkları orta vadeli bir planla azaltılabilir. Etkili rehberlik ve yönlendirmeyle öğrencilerin ilgi, yetenek, bilişsel kapasite ve tercihine uygun liseye geçişi sağlanabilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!