Güncelleme Tarihi:
Eski ve köklü bir kültüre sahip olan, çok sayıda Nobel ödülü sahibi vatandaşı bulunan Almanya'nın pek çok atasözü ve deyimleri bulunmaktadır.
Almanca Atasözleri ve Deyimleri
Atasözü ve deyimler bir kültürün en önemli değerlerindendir. Çünkü toplumun hayata bakışını, geleneklerini, değerlerini ve toplumsal hafızayı yansıtırlar. Nesillerden nesillere aktarılmış tecrübe ve deneyimlerin en kısa ve özlü bir anlatım formudur.
Atasözü ve deyimler, en az kelime ile en derin manayı yansıtan özlü sözlerdir. Bazı atasözü ve deyimler pek çok dilde az farklılıklarla ifade edilmiştir. Fakat sadece o dilde var olan ve o kültürün bir parçası olan atasözleri ve deyimleri de bulunmaktadır. Almancada da çok sayıda atasözü ve deyim vardır. Bunlardan en önemlilerini anlamını öğrenmek kullanmaya çalışmak kişiye derinlik kazandıracaktır.
En Bilinen Atasözleri ve Deyimlerin Anlamları İle Açıklamaları
Alma kültürü çok sayıda sanatçı, yazar, bilim insanı çıkarmış derin ve kapsamlı bir kültürdür. Bu bağlamda Almancada da pek çok atasözü ve deyim bulunmaktadır. Fakat dilin statik değil dinamik bir yapısı olduğu unutulmamalıdır. Almancada da zamanla daha az kullanılır olan ve hatta unutulan bazı atasözü ve deyimler de bulunmaktadır. Burada en sık ve yaygın biçimde kullanımda bulunan bazı atasözü ve deyimler örnek olarak açıklanacaktır:
"Auf grossem Fuss leben." ( Ayranı yok içmeye, atla gider ...meye.): Bir kimsenin hayat standardının ötesinde müsrif, savurgan yaşadığını anlatan bir atasözüdür. Gelirinin, bütçesinin çok üzerinde harcama yaptığını, har vurup harman savurduğunu ifade eder.
"Kindermund tut Wahrheit kund." (Çocuktan al haberi.) Bir konuda doğruyu öğrenmek için çocuğa başvurmak gerektiğini, çocukların genellikle doğruyu söyleyeceklerine işaret eden bir deyim ve atasözüdür. Farklı bir ifade ile Türkçe'de de var olan bir atasözüdür.
"Zeit ist Geld." ( Vakit nakittir.) Zamanın çok kıymetli olduğunu anlatan bir atasözü olup Tükçe'de de karşılığı bu şekilde mevcuttur.
"Wie gewonnen, so zerronnen." (Haydan gelen huya gider.) Türkçe'de de böyle formüle edilmiş bir atasözüdür. Bir şekilde emek verilmeden, çaba gösterilmeden, kolaylıkla ve hatta belki de emek verilip hak edilmeden elde edilen kazancın, paranın ve başka maddi değerlerin yine bu şekilde manasız biçimde elden çıkacağına, çarçur olacağına işaret eden bir atasözüdür.
"Das Kind beim Namen nennen." ( Doğrucu Davut.) Her ne kadar Türkçedeki bu atasözü ile çevrilebilse de Almancadaki atasözünün manası biraz daha kapsamlıdır. Çünkü her konuda detaylı, ayrıntılı bilgi vermek ve açıklama yapmak gerektiğini de ifade eder. Türkçedeki gibi daha alaycı ve ironik bir anlamından ziyade olumlu ve sorunları net bir biçimde ortaya koymak gerektiğini anlatan bir sözdür.
"Morgen, morgen, nur nicht heute, sagen alle faulen Leute. (Bugün git, yarın gel.) Almancadaki bu atasözünün Türkçeye tercümesi çoğunlukla bu şekilde yapılmaktadır. Fakat Almanca atasözünün kelime kelimesine çevirisi şöyledir: Yarın, yarın yeter ki bugün değil (olmasın) , diye sadece tembel kişiler söylerler, konuşurlar. Yani Almancadaki bu atasözü ile "erteleme" eğiliminin tembel insanlarda olduğuna vurgu yapılmaktadır. Ve bu özellik, alışkanlık yerilmektedir.
"Auf dem falschen Dampfer sein." ( Yanlış ata oynamak.) Bir konuda karar verirken hataya düşmek ve yanlış ya da kaybeden tarafta olmayı ifade eder.