Alman sisteminde öğrenci iç disiplinini yaratır

Öncelikle bireyin oluşmasını sağlayan bir yaklaşım bu. Öğrencinin önünde bir hedef belirmesini sağlamaktan söz ediyoruz. Başlangıçta, peşine düşmeye değer hedefler yelpazesi oluşur. Öğrenci kendisini tanıdıkça yöneleceği hedef belirmeye başlar. Öncelikle bu hedefin, öğrenci açısından değerli hale gelmesini sağlamak gerekiyor.

Öğrenci, hedefine yönelirken, okul sürecinde şunu kavrar ki bu da disiplin dediğimiz unsurdur: Okul yaşamının her yönüyle parçası ol, zamanı doğru planlayıp kullanan, ilkeleri olan bir yaşam planla, iyi bir ders dinleyicisi ol, kendini ifade etmek konusunda üsluplu, açık, çekincesiz ol, entelektüel gelişimin en önemli unsurun olsun. Başarı, senin hedefine koşan insan olarak geçireceğin olumlu dönüşümün kendisidir. Bu şartlar altında, bizim öğrencimiz, derslerinin not olarak istediği seviyeye ulaşmasını sağlayacak unsurları kendisi oluşturmaya yönlendirilmiş olur. İç disiplinini yaratır. Özü budur.

Bu sistem öğrencilere neler katıyor?

Özel Alman Lisesi söz konusu olduğunda özgün bir durumdan söz ediyoruz demektir. Zira, iki farklı kültürün eğitim sistemlerinin aynı çatı altında yürütüldüğü bir gelenek söz konusu. Öncelikle, okulumuzun tüm fertleri farklı kültürlerin oluşturduğu bir yaşam alanını paylaşıyor ki bu sadece eğitim öğretim anlamında değil, sosyal yaşam anlamında da özgün bir durum yaratıyor. Öğrenciler bu durumun asli parçası.

Eğitim ve öğretim anlamında iki ana çizgi üzerinde yol aldığımızı söylemek mümkün. Türkçe yapılan derslerimiz okulumuzun entelektüel boyutunun ana hatlarıdır. Çünkü, Özel Alman Lisesi geleneği, şu konuyu ilkesel olarak benimsemiştir ve savunur: Öğrencinin kendisine ve asli değerlerine yabancılaşmadan, o değerlerin tüm hatlarını kavrayarak ve hissederek bir başka kültürü tanıması, geniş bir bakış açısı ve düşünce oluşturması ve insana evrensel ölçüde bakabilmesinin sağlanması.
Bu savununun en önemli sonucu, farklılıkları anlamak, kavramak konusunda hoşgörü sahibi olmak ve farklılıklarla birlikte ortak bir yaşam oluşturabilmek. Bu çok önemli bir sonuçtur bizim okulumuzdan çıkan.

Öğrenciler iyi okuyucu ve nitelikli yazıcı

Meselenin diğer tarafı, öğrenme ve öğretme yöntemleriyle ilgili. Okulumuzda matematik, fen bilimleri derslerinin hepsi ve doğal olarak Almanca dersi Alman meslektaşlarımızla yürütülüyor. Almanya’nın sanayi ve teknoloji konusundaki zirvede oturan bir ülke olduğu gerçeğine bakarak şunu söylemek mümkün: Bu toplumu büyük bir sanayi devi, mühendis toplumu yapan süreç eğitim ve öğretim sisteminin üniversite öncesindeki yapısı ve yaklaşımının bir sonucu. Buna bakarak Özel Alman Lisesi’ni de bir yere oturtmak mümkün hale geliyor sanırım.

Okulumuzun, öğrencilerimiz açısından en önemli katkılarından ve bunun sonucu olarak çıktılarından bir tanesi, yöneldiği hedef ne olursa olsun, entelektüel gelişimin önemini kavraması ve bunun yolculuğuna çıkmasıdır. Bu nedenle, mühendislik hedefi koyan öğrencilerimiz kadar tıp, sanat, hukuk, sosyoloji, psikoloji gibi alanlara yönelen öğrenci sayımız dikkate değer. Bizim okulumuzda, öğrencinin iyi okuyucu ve nitelikli yazıcı olmasını sağlamak önemli.

Okul, öğrenciyi dönüştürebilmeli

Öncelikle şunu söylemek gerekir, okul öğrenciyi dönüştüren bir yer olmalı. Onun, kendisini tanıyarak bir yolculuğa çıkmasını sağlayacak değerler ve ortamlar üretmeli. Bu nedenle, öğrencinin kişilik özellikleri hakkında şöyle, böyle demenin bir gereği yok. Nihayetinde, “Beni yaşama hazırlayın!” diye gelen gencecik insanlar var. Zaten, sınavla geliyorlar zorlu bir süreci yaşayarak. Belli bir çalışma disiplinleri oluyor. Bize düşen, onlara yeni ufuklar sunmak. Bu bizim görevimiz. Her kişilik özelliğinde öğrenci olacaktır elbette.

Peki kimler bu sisteme uygun değil? Bu noktada söylenecek iki şey var. Özel Alman Lisesi kendi eğitim öğretim ilkeleri ve hedefleri konusunda, bu konudaki geleneği söz konusu olunca tavizsiz bir kurumdur. Örneğin, LYS adkalı bir yaklaşım arayanlar için doğru bir yer değil. Kaldı ki, yürüttüğümüz eğitim ve öğretim yaklaşımı bu ihtiyacı da karşıla ama odaklanmaz. Bizimle olmak isteyen öğrencinin bizim özgünlüğümüzü kabul etmiş olması gerekiyor. Zaman içinde, farklı algıyla gelen ama okulumuzdaki sürecinden sonra bambaşka hedeflerin insanı haline gelen çok öğrencimiz oldu.

Tiyatro yönetmeni de çıkıyor, tarihçi de

Almanya söz konusu olunca mühendis olmak isteyen gençler için nitelikli bir üniversite ortamı söz konusu elbet ama bu konuda sınırlama yapılamaz. Bildiğiniz gibi, Alman üniversiteleri özellikle sosyal bilimlerin tüm alanında seçkin kurumlardır. Burada önemli olan öğrencinin kendisine doğru hedef bulmasını sağlamak. Her alana yönelir öğrencilerimiz ama mühendisliğin öncelikli geldiğini söylemek gerekir. Mühendis olmak için Almanya’ya giden ama ben tarih sevdalısıydım deyip tarih okuyan öğrencimiz de var, şu an tiyatro yönetmeni olan öğrencimiz de.

Önemli olan öğrenciye nitelikli bir gelecek seçeneği sunmak ve bu seçeneklere yönelecek bilinci oluşturmaktır. Bizim yaptığımız da bu zaten. O kendisi için en doğru olanı bulacak. Bir örnekle tamamlayalım, şu günlerde, 11’inci sınıf öğrencilerimizin çoğu, gelecekte okumak istedikleri üniversiteleri görüp tanımak için Almanya’da üniversiteleri geziyorlar kendi yaptıkları planlamayla.