Güncelleme Tarihi:
Hücre zarında bulunan ve por adı verilen bu deliklerden madde giriş ve çıkışlarının kontrolü sağlanır. Bu noktada moleküllerin hareketleri iki şekilde sağlanır. B yöntemler aktif taşıma ve pasif taşıma yöntemleridir. İkisi arasındaki en temel fark pasif taşımada ATP kullanılmaması ve aktif taşımada ise ATP kullanılmasıdır.
Hücre zarında bulunan porlardan geçebilecek kadar küçük moleküllerin, geçiş sırasında ATP, enerji ve enzim kullanılır. Moleküller az yoğun olan ortamdan çok yoğun olan ortama geçiş sağlar. Bu madde taşınması olayına aktif taşıma adı verilmektedir. Aktif taşıma esnasında ATP enerjisi kullanıldığından dolayı, sadece canlı hücrelerde gerçekleşmektedir. Aynı zamanda aktif taşıma hem hücre içerisinden hücre dışına hem de hücre dışından hücre içerisine doğru gerçekleşebilmektedir.
Aktif Taşıma Özellikleri Nelerdir?
Aktif taşıma sadece canlı olan hücrelerde gerçekleşmektedir.
Gazların ve suyun aktif taşıması gerçekleştirilmez.
Aktif taşıma sırasında taşıyıcı moleküller kullanılmaktadır.
Her iki ortam yoğunluğu eşit olsa dahi aktif taşıma gerçekleşebilir.
Aktif taşıma hem hücre içerisinden hücre dışına, hem de hücre dışından hücre içerisine doğru gerçekleşmektedir.
Herhangi bir denge durumu söz konusu değildir.
Enerji yani ATP ve enzimler kullanılır.
Aktif taşımada suyun geçişi gerçekleşmez. Tatlı sularda yaşan tek hücreli canlılar suyun fazlasını kontraktil koful ile atarlar. Suyun kontraktil kofullardan uzaklaştırılması olayında enerji harcanır. Bu nedenle suyun hücre zarından geçişi sırasında aktif taşıma olayının kullanılması sadece bu canlılarda gözlemlenmektedir.
Aktif Taşıma Nerede Gerçekleşir?
Aktif taşıma olayı sadece canlı hücrelerde gerçekleşir. Hücre zarının üzerinde bulunan por adı verilen deliklerden madde geçişleri sağlanmaktadır. Aktif taşıma olayında ATP enerjisi kullanıldığından dolayı sadece canlı hücrelerde gerçekleşmektedir.
Aktif Taşıma Çeşitleri Nelerdir?
Canlı hücrelerde gerçekleşen aktif taşıma olayı ikiye ayrılır. Bunlar endositoz ve ekzositozdur.
Endositoz: Makromoleküllerin hücre zarından içeri alınması olayına endositoz adı verilir. Endositoz sadece hayvan hücrelerinde gözlemlenir. Bunun nedeni hücre zarının esnek, saydam, yarı geçirgen, canlı olmasıdır. Bitki hücrelerinde hücre çeperi bulunur. Hücre çeperi sert, cansız, tam geçirgen olduğu için endositoz olayı gerçekleşmez. Endositozda;
Enzimler kullanılır.
ATP enerjisi kullanılır.
Taşıma proteinleri görev almaz.
Denge durumu söz konusu değildir.
Canlı hücrelerde görülür.
Endositozda hücre yüzeyi azalır.
Hücre çeperine sahip hücrelerde istisnalar dışında gerçekleşmez. Bunlar bitkiler, bazı prokaryotlar ve mantarlardır.
Endositoz olayı, taşınan maddenin katı ya da sıvı olmasına göre iki şekilde gerçekleşir.
Fagositoz: Katı makromoleküllerin hücre zarından geçmesidir. Akyuvarlar (mikropları hücre içine alarak vücudu savunma), cıvık mantarlar ve amiplerde (beslenme şeklinde) gözlemlenir.
Pinositoz: Sıvı makromoleküllerin hücre zarından geçmesidir. Böbrek ve bağırsak hücrelerinde pinositoz gözlemlenir.
Ekzositoz: Makromoleküllerin hücre zarından dışarı çıkarılması olayına ekzositoz denir. Ekzositozda;
Enzimler kullanılır.
ATP enerjisi kullanılır.
Taşıma proteinleri görev almaz.
Denge durumu söz konusu değildir.
Canlı hücrelerde görülür.
İki ortam arasında bulunan yoğunluk farkının bir önemi yoktur.
Hücre çeperine sahip olan hücrelerde de ekzositoz gerçekleşebilir.
Hücre yüzeyinde artış gözlemlenir.
Prokaryot canlılarda yani zarla çevrili organel bulundurmayan canlılarda ekzositoz gerçekleşmez. Bu canlılar bakteriler ve arkelerdir.
Endositoz ve ekzositoz olayları prokaryot hücre yapısına sahip olan canlılarda gözlemlenmez.