Akran zorbalığına müdahale

Güncelleme Tarihi:

Akran zorbalığına müdahale
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2022 09:54

Çocuğun sosyalleşme hayatı ilk olarak ailede başlar. Okul öncesi eğitim kurumuna başlamasıyla birlikte sosyalleşme süreci hızlanır. Bebeklerin birbirlerinin farkına varmalarıyla başlayan akran ilişkileri, çocuğun okula başlamasıyla ve diğer kişilerle etkileşime girmesiyle birlikte pekişir. Akran ilişkileri, sosyal ortamda nasıl davranılması gerektiği ile ilgili çocuğa zengin yaşantılar sunar, çocuğun sosyal ilişkilerine yön verir ve ileriki hayatında deneyimleyeceği sosyal duygusal ilişkileri şekillendirir Bu açıdan, yaşamın ilk yıllarından itibaren kurulan akran ilişkileri oldukça önemlidir.

Haberin Devamı

Çocukların bir kısmı, akranlarıyla iş birliği içinde hareket edip sağlıklı ilişkiler kurarken, diğerleri için bazen bu geçerli olmayabiliyor. Zorbalık, akran ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen ve yıllardır süre gelen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Küçük yaşlardan itibaren görülebilen zorbalık; çocuğun, güçsüz olarak gördüğü ve kendisini savunmaktan aciz olan bir başka çocuğu kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesi ve incitmesidir.

BİRSEYSEL, AİLESEL VE ÇEVRESEL NEDENLERE DİKKAT
Kişinin hem çocuklukta hem de ilerleyen dönemlerde hayatını olumsuz yönde etkileyen akran zorbalığının önlenmesi oldukça önemlidir ve çok yönlü çaba gerektirir. Zorbalığın önlenebilmesinde, çocuğu zorbalık yapmaya iten bireysel, ailesel ve çevresel nedenlerin bilinmesi oldukça önemlidir. Erken yaşlardan itibaren çocuğun bakımını sağlayan kişinin çocuğa yönelik duygusal tutumu, uyguladığı disiplin yöntemleri ve çocuğun mizacı akran zorbalığı ile yakından ilişkili olabilir. Zorba davranışların ortaya çıkmaması için ebeveynlerin, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaları, onlara karşı ilgili ve sıcak davranmaları, çocuklarının saldırgan ve zorba davranışları konusunda hassasiyet göstermeleri gerekir. Bu bağlamda, koyulan kuralların açık ve net olması, fiziksel cezanın asla bir disiplin yöntemi olarak kullanılmaması çok önemlidir. Sadece evlerde değil okullarda da benzer yaklaşımlar içinde olunması gerekir. Okullarda koyulan kuralların da dikkatli düşünülmesi, denetlenmesi, fiziksel cezalara asla müsaade edilmemesi önemlidir. Çocukların sadece okulda değil, okul dışındaki faaliyetlerinin de takip ve kontrol edilmesi gerekir.

Haberin Devamı

Zorbalığın önüne geçebilmek için okullarda programlar hazırlanmalı, programlar önlemeyi, müdahaleyi ve değerlendirmeyi kapsamalıdır. Tabi bu programlar hazırlanırken birçok parametre göz önünde bulundurulmalı. Örneğin okulun bulunduğu bölge ve bu bölgenin kültürel özelliği dikkate alınması gereken önemli noktalardan biridir. Zorbalığa müdahale programları yapan, uygulayan okulların olumlu ve olumsuz deneyimleri mutlaka incelenmeli, özellikle olumlu sonuçlar elde eden okulların deneyimleri diğer meslektaşları ile paylaşılmalı.

Haberin Devamı

ÇOCUKLARA ŞİDDET KABUL EDİLEMEZ
Dünya Sağlık Örgütü (2019) tarafından yayımlanan raporda zorbalık davranışını önlemede yaşam becerilerini geliştirmenin, çocuklara güvenli davranışları öğretmenin, sosyal ve kültürel normları değiştirmek için mücadele etmenin ve eşit ilişkilere teşvik etmenin önemi üzerinde duruluyor (WHO, 2019). Bu bağlamda öğretmenlerin çok iyi birer gözlemci olması, çocuklar arasındaki ilişkileri anlamaları ve bu ilişkilere yönelik stratejiler geliştirmeleri önemli görülüyor. Akran zorbalığını önleme çalışmaları ekip işidir. Bu nedenle başta öğretmenler olmak üzere; güvenlik görevlileri, temizlik elemanları, aşçılar, okul servis görevlileri gibi tüm okul çalışanlarının akran zorbalığı hakkında bilgilendirilmeleri ve farkındalıklarının artırılması oldukça önem taşıyor. Okullarda, çocuklara şiddetin kabul edilebilir olmadığının ve çatışma sürecinde sakin kalmanın iyi sonuçlar doğurduğunun farkındalığı kazandırılmalı, öğretim yılı başında hazırlanan planlarda zorbalığı önleyici etkinliklere yer verilerek hem çocukların hem de öğretmenlerin zorbalık hakkında bilgi ve farkındalık kazanmaları sağlanmalıdır.

Haberin Devamı

Bazı durumlar, zorba davranışlar ortaya çıktıktan sonra müdahale etmeyi gerektirebiliyor. Ebeveynler, çocuklarının zorba davranışlar sergilediklerini veya zorba davranışlara maruz kaldıklarını öğrendiklerinde panikleyip şiddetli tepkiler gösterebiliyor. Bu gibi durumlarda ebeveynlerin çocuklarıyla sakin bir şekilde konuşmaları, çocuklarını eleştirmemeleri, tepkilerini kontrol edebilmeleri, bu duruma sebep olan etmenleri öğrenmeye çalışmaları gerekiyor. Okul aile iş birliğinin sağlanması bu noktada çok değerli.

ÇOCUKLARA GÜVEN KAZANDIRILMALI
Bazı aileler, çocuklarının zorbaca davranışlar sergilediklerini veya zorba davranışlara maruz kaldıklarını öğrendiklerinde çocuklarını cezalandırabiliyor. Bu çok önemli bir hata. Çünkü bazı çocuklar, utandıkları için ya da çözüme kavuşmayacağını düşündükleri için zorba davranışlar sergilemeye veya zorba davranışlara maruz kalmaya devam ediyor. Öğretmenler, çocukları zorbalık hakkında konuşmaları için cesaretlendirmeli ve zorbalık olaylarını anlattıkları takdirde herhangi bir problem yaşamayacakları yönünde çocuklara güven kazandırmalı. Ayrıca okullarda uygulanan müdahale programlarının etkililiğinin analizi ve değerlendirmesi yapılmalı. Elde edilen çıktılar, zorbalık durumumun önlenebilmesi ve uygun müdahale programlarının hazırlanabilmesi bakımından oldukça önemli.

Haberin Devamı

Sonuç olarak yaşamın ilk yıllarından itibaren görülebilen ve tüm hayatı olumsuz yönde etkileyen akran zorbalığının daha ortaya çıkmadan önce engellenmesi, ortaya çıktıysa bile bir an önce ortaya çıkan bu zorbalığa müdahale edilmesi gerekiyor. Akran zorbalığının önlenebilmesi için müdahale programlarının çeşitlendirilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi, toplumun zorbalık konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor. Zorbalıkla mücadele edilmesi doğrudan çocukların, dolaylı olarak da toplumların sağlıklı olabilmeleri için gerekli ve önemli görülüyor.

PROF. DR. GÜLÜMSER GÜLTEKİN AKDUMAN KİMDİR?
Ankara’da doğdu. İlk ve orta eğitimini Ankara ili Elmadağ ilçesinde, lise eğitimini ise Ankara’ da tamamladı. Ankara Üniversitesi’nde 2000 yılında lisans eğitimini, 2003 yılında yüksek lisans eğitimini ve 2007 yılında ise doktora eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanında tamamladı. 2003-2008 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Çocuk İstismarı Araştırma Biriminde görev yaptı. Bu birimde ihmal ve istismara maruz kalan çocuklar ve suça karışan çocuklar ile ilgili çalışmalar yaptı. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Çocuk Satışı, Çocuk Fahişeliği ve Çocuk Pornografisi Ek İhtiyari Protokolü Ülke Raporu’nun hazırlanmasında görev aldı. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi’nde 2008-2013 yılları arasında yardımcı doçent olarak görev aldı. 2011 yılında TÜBİTAK KAMAG projesinde araştırmacı olarak yer aldı ve OSBEP projesi kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’nde kısa bir süre eğitim aldı. 2013 yılında doçent ve 2019 yılında da profesör unvanı aldı. UNICEF VE PICTES projelerinde araştırmacı olarak da yer alan Prof. Dr. Gülümser Gültekin Akduman’ın çocuk ruh sağlığı, çocuk hakları, çocuk ihmali ve istismarı, özel durumlarda çocuk ve eğitimi, sosyal beceri eğitimi ve erken çocukluk döneminde pozitif düşünmenin desteklenmesi konularında lisans ve lisans üstü dersleri, çok sayıda ulusal ve uluslararası yayını bulunuyor. Halen Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesinde öğretim üyesi olarak çalışan Akduman, evli ve iki çocuk annesidir.

BAKMADAN GEÇME!