Güncelleme Tarihi:
Facebook’un binlerce kişi tarafından takip edilen sayfaları cinsel içerik taşıdığı gerekçesiyle temelsiz suçlamalar üzerine kapattığını belirten akademisyenler, Türkiye’deki siyasi muhalefete karşı sansür politikalarının uygulandığını savundu. Öğretim üyeleri, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın, “Facebook uzun zamandır Türk makamlarıyla uyumlu bir çalışma içinde bulunuyor” açıklamasının ardından, kapatılan sayfaların arttığını savunarak, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Facebook arasında Türkiye’deki siyasi muhalefeti susturmak amacıyla yapılmış bir işbirliğinin” bulunduğuna dair şüphe taşıdıklarını dile getirdiler.
“Temelsiz suçlamalarla kapattı”
Ağdan, Türkiye’deki muhalif sayfaları en kısa sürede tekrar açmasını ve ülkedeki faaliyetlerinde ifade özgürlüğünü güvence altına almasını talep ettiklerini belirten akademisyenlerin imza metninde şu ifadeler yer aldı:
“Facebook’u Türkiye’deki siyasi muhalefete uyguladığı sansür politikalarından ötürü kınıyoruz. Gezi eylemleri boyunca Facebook, sosyal medyanın dönüştürücü gücüne inanan insanlar tarafından oluşturulan ve takip edilen çok sayıda grup sayfasının yayınına son vermiştir. Bu sayfalar porno ve seks içeriği taşımak gibi temelsiz suçlamalar üzerinden kapatılmıştır. Bu sayfalar, Haziran 2013’te Türkiye’de yapılan sosyal medya temelli politik mobilizasyonun kilit aktörleriydi. O günden bu yana çok sayıda kullanıcı tarafından takip edilmekteydi. Bizler, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Facebook arasında Türkiye’deki siyasi muhalefeti susturmak amacıyla gerçekleştirilmiş bir işbirliğinin bulunduğuna dair derin bir şüphe taşımaktayız. Bu şüphe, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, “Facebook uzun zamandır Türk makamlarıyla uyumlu bir çalışma içinde bulunuyor” açıklamasını yaptıktan sonra daha da güçlenmiştir. Ağın kapattığı sayfaların sayısı bu açıklamanın ardından hızla artmıştır.
Siyaset, tıpkı Facebook’ta kolayca yer bulabilen kültür, spor, mizah gibi, insan hayatının temel unsurlarından biridir. Fakat, bu ağ sansür politikaları sonrasında, sosyal medyanın özgürleştirici gücüne yönelik bu tehdidi bizlere derin bir hayal kırıklığı yaşatmaktadır. Bizler Facebook’a hatırlatmak istiyoruz ki, insanlar artık sosyal medya üzerinden siyasi görüşlerini ifade etmek ve taleplerini yükseltmek hakkına sahiptirler. Ağın gerçek muhatapları hükümetler değil, halklardır. Türkiye’deki muhalif sayfaların en kısa sürede tekrar açılmasını ve faaliyetlerinde ifade özgürlüğünü güvence altına almasını talep ediyoruz.”
“Güven azalıyor”
Metni imzalayan akademisyenlerden, Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdem Yörük ise, uygulamanın nedeni hakkında yetkililerden tatmin edici bir yanıt alamadıklarını belirtti. Konunun dünyada bilim insanları tarafından dikkatle izlendiğini söyledi. Yörük, üniversiteler dışında Avrupa’dan milletvekili olan isimlerin de süreci yakından takip ettiğini ifade ederek, şu açıklamalarda bulundu:
“İmza kampanyasını başlattığımız dönemde Facebook Avrupa ve Ortadoğu Direktörü Richard Allen bizlerle temasa geçerek bireysel kullanıcılar tarafından yapılan şikayetler üzerine sayfaların kapatıldığı bilgisini verdi. Ancak, sayfalarda belirtilen cinsel içerikli bir durum olmadığını söyledik. Ya merkezde bulunan uzmanların henüz kalifiye olmaması ya da experlerin politik eğilimlerinden ötürü bu durumun olduğunu düşünüyoruz. Toplu şikayetler olduğunda uzmanlar inceleme yapar, kanıt arar, burada iddia edildiği gibi bir içerik yok. Bu konuya açıklık getirilmesi için yetkililere taleplerimizi ilettik ama henüz yanıt alamadık. Avrupa Parlamentosu’ndan Milletvekili Pawel Zalewski de bizlerle temasa geçerek, yaşananları parlamentoya taşıyacaklarını söyledi. Akademisyenler arasında Gezi olayları sırasında sosyal ağlar bireylerin kendi fikirlerini özgürce dile getirdiği alanlar oldu. Ancak Facebook yaptığı sansür nedeniyle hayal kırıklığı yarattı. Kullanıcılar tarafından ülke genelinde 21 Temmuz’da, 1 günlük hesap dondurma eylemi yapıldı. Bu halkın talebiydi ve bizler de devamını getirerek bir metne imza attık. Dünyanın saygın üniversitelerinden akademisyenler, uzmanlar, ülkemizde sosyal medyada sansür uygulandığını düşünüyor. Bu ağa her geçen gün güven azalıyor.”
Metne, Türkiye de dahil olmak üzere 16 ülkeden 246 akademisyen imza attı.