Güncelleme Tarihi:
Üniversiteye gitmeye hazırlanan öğrenciler için en kritik konu, tercih listesinin oluşturulması. Bu dönemde adaylar, seçtiği alanla gelecek yıllarda yapacağı mesleği belirliyor. Doğru yapılan tercihler, beraberinde başarıyı getirirken, bu süreç aileler için de stresli geçiyor. Zaman zaman anne-babaların istekleriyle adayların hayalleri kesişmiyor. Uzmanlar, ailelere çocuklarının isteklerine kulak vermelerini; adaylara ise aileleriyle sağlıklı iletişim kurmak için çaba harcamalarını öneriyor.
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Ergene,ailelerin tercih döneminde çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiğine yönelik önerilerde bulundu. Adaylara da, doğru meslek seçiminde dikkat etmeleri gereken noktaları belirtmeyi unutmadı. İşte ailelere önerileri:
KENDİ FİKRİNİZİ EMPOZE ETMEYİN
Adayların gelecekteki yaşam tarzının belirlenmesinde dönüm noktası olan meslek seçimi için doğru ve isabetli karar vermesi, tüm hayatının kalitesini ve mutluluğunu etkiliyor. İnsanın mutluluğunda doğrudan etkili olan faktörlerin en önemlisi; çalışma yaşamı. İş hayatında ve özel yaşamda mutlu olmanın, iyi bir kariyer elde etmenin ilk adımı; kişiliğe uygun meslek seçmek. Bunu başarmış kişilerin, işlerini severek yaptığı, mesleğinde ilerlediği, böylece coşkulu, mutlu ve verimli şekilde yaşamını sürdürdüğü görülüyor.
Anne-babalar, çocuklarının eğitimle iyi bir gelecek elde etmesini arzu ediyor. Zaman zaman da aslında kendilerinin isteyip de çeşitli nedenlerle yapamadıkları iş ve mesleklere, çocuklarının sahip olmasını istiyorlar. Çocuklara sosyal statüsü yüksek ve fazla gelir getirdiklerini düşündükleri meslekleri empoze edebiliyorlar. Bundan uzak durulmalı.
ASLINDA HAYAT BİÇİMİ SEÇİLİYOR
Bireyler yetenek alanlarına, ilgi ve değerlerine göre okuyacakları programları ve meslek alanlarını seçmeli. Meslek için karar vermek, hayat biçimini belirlemek demek. Bu nedenle doğru ve gerçekçi seçim yapılması önemli. Meslek seçimi açısından bir insanın kendini tanıması; kişilik özelliklerini açık ve doğru biçimde değerlendirebilmesiyle mümkün. Adaylar, ne istediklerine iyi karar vermeli ve onlara erişebilme gücüne sahip olup olmadıklarını anlamalı. Hangi alanda ne düzeyde yeteneğe sahip olduklarını, nasıl bir çalışma ortamında ne gibi işleri yapmaktan hoşlanacaklarını, mesleklerinden ne gibi yararlar beklediklerini bilmeleri gerekiyor.
YETENEĞİNİ KEŞFETMESİNE YARDIMCI OLUN
Ebeveynler; çocuklarının hangi alanlarda yeteneklerinin ve ilgisinin olduğunu gözlemeli. Onlara, bu becerilerini keşfetmeleri için yardımcı olmalılar. Mesleklere yüklediği değeri, göz önünde bulundurmalılar. Meslek sayısının dünyada yaklaşık 13 bine ulaştığı günümüzde, her alanda önlisans eğitimi için meslek yüksekokulları; lisans için fakülteler ve lisansüstü eğitim için de enstitüler büyük önem kazanıyor. Bu konuda karar verme sürecinde; işin tanımı, eğitim süresi, okutulan belli başlı dersler, kişide olması gereken nitelikler, mezun olunca kazanılacak unvan, çalışma ortamı ve koşulları, ilerleme, kazanç, istihdam olanaklarıyla ilgili soruların cevapları araştırılmalı. Meslekleri ayrıntılı olarak tanımak gerekiyor. İşlerin içeriklerini, gerektirdiklerini inceledikten sonra, adaylar kendi özellikleriyle seçmeyi düşündükleri işin ortak noktalarını belirleyerek, alternatiflerini oluşturabilir.
ONUN İSTEKLERİNİ GÖRMEZDEN GELMEYİN
Üniversitelerin üç işlevinden söz edilebilir; bilimsel araştırmalar yapmak ve bilgi üretmek; meslek elemanı yetiştirmek ile kültür kazandırmak. Ayrıca üniversiteler, gençlerin iş bulma olanaklarını arttırmak için programlarına çeşitli seçmeli dersler koyuyor. Çift ana dal, yan dal adı altında programlar oluşturuyor. Bazı üniversitelerde ise iki daldan diploma alabilmek mümkün. Lisans programlarından birini bitirdikten sonra benzer başka bir alanda lisansüstü eğitim görme olanağı da var.
Bu aşamada seçilen üniversite bireye sağladığı yabancı dil olanakları, bilgisayar erişimi ve kültürel olanaklarıyla öğrencilerin gelecekte iş bulup bulamamalarını da belirliyor. Günümüzde insanlar büyük işyerlerinde pek çok kişiyle işbirliği yaparak çalışıyor. O halde geleceğin genci, başkalarıyla sağlıklı iletişim kurabilmeli ve işbirliği yapabilmeli. Değişik insanlarla, farklı koşullarda çalışabilme esnekliğine sahip olabilme, belirsizliğe dayanabilme ve yaratıcılık iş yaşamında başarıyı arttırıcı kişilik özellikleri olarak görülüyor. Birden fazla yabancı dil, kişinin gelişme ve iş bulma şansını da yükseltiyor.
Anne-babalar, bu süre içinde çocuklarını dinlemeli ve onların birçok meslek alanı hakkındaki düşünceleri, beklentileri hakkında konuşmalı. Aileler, bu konuda yalnız değil. İhtiyaç duyduklarında okulun psikolojik danışma ve rehberlik servislerinden yardım alabilirler.