Güncelleme Tarihi:
Söz konusu akım ateizm ve deizmden farklıdır. Örneğin ateistlere göre evrenin özü maddeden oluşur ve Tanrı kesinlikle yoktur. Evren Big Bang ile oluşmuştur ve madde ezelidir. Oysa agnostikler Tanrının var olup olmadığının kesin olarak bilinemeyeceğini savunur. Deizm ise bir yaratıcının varlığını kabul edip tüm semavi ve çok tanrılı dinleri reddeder. Deistlere göre yaratıcı hiç peygamber ve kitap göndermemiştir. Tanrı, insana akıl ve vicdan, yani doğru ile yanlışı ayırt etme kudreti vermiştir. Agnostisizmde ise dinler de Tanrı kavramı gibi doğrulanamaz ya da yalanlanamaz. Çünkü dinlerin nasıl oluştuğuna dair deney ve gözlem yapmak mümkün değildir.
Agnostisizm Nedir?
Agnostisizm temelinde ''belirsizlik ilkesi'' olan bir disiplindir. Bu ilkeye göre insanın gerçek bilgiye ulaşması mümkün değildir. Duyu organları tarafından algılanan birçok şey illüzyon gerçek sanılabilir. Ya da tam tersi birçok göz yanılgısı, gerçek olarak kabul edilebilir. Bu nedenle ''Tanrı var mı?'' ya da ''Evrenden önce ne vardı?'' gibi sorulara cevap verilemez.
Belirsizlik ilkesi Kuantum fiziğine dayanır. Zamanı, maddeyi ya da enerjiyi tam olarak ölçmek mümkün değildir. Çünkü zaman ve enerji gibi kavramlar bulundukları konuma ve algılayan kişiyle arasındaki mesafeye göre değişebilir. Agnostiklere göre fiziğin bile yetersiz olduğu bir alanda metafizik bilgilerin sağlaması yapılamaz. Bu nedenle soyut kavramların ve varlıkların tamamı ''bilinemez'' olarak tanımlanır.
Agnostik Ne Demek?
''Bilinemezcilik'' olarak tanımlanan bu akımı savunan kişilere ''agnostik'' denir. Agnostik kavramını ilk kullanan kişi İngiliz biyolog Thomas Henry Huxley olmuştur. Aynı zamanda Darwin'in Evrim kuramını savunan Henry Huxley, kaleme aldığı birçok eserde, doğada evrimin olduğunu, buna karşın Tanrının varlığının kesin olarak bilinemeyeceğini ifade etmiştir.
Agnostik sözcüğü Yunanca ''An'' ve ''gnostik'' kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiştir. ''Bilgisi bulunmayan'', ''Bilmeyen'' manasına gelir.
Felsefede Agnostisizm (Bilinemezcilik) Akımı Özellikleri
Felsefede agnostisizm akımının öncülerinden biri Rene Descartes'tir. Fransız filozof ''Düşünüyorum öyleyse varım'' saptamasında olduğu gibi insan bilincinin, sadece kendisini algılayabileceğini öne sürmüştür. Bilincin an be an algıladığı dışsal gerçeklikler ise gerçek ya da göz yanılgısı olabilir. Bertrand Russell ise ''düşünüyorum öyleyse varım'' saptamasına da karşı çıkar. Onun felsefesinde ''kendi kendisini algılayan bilinç'' güvenilir bir kaynak değildir. Ünlü düşünür ''Felsefe Sorunları'' adlı kitabında ''bir şey algılanıyor'' cümlesini kurar. Buna göre bilincin kendi kendini algılaması bile şüphelidir. Bu nedenle ''ben'' öznesi yerine ''bir şey'' ifadesi kullanılmalıdır.
Albert Einstein'ın ''Görelilik Teorisi'' agnostisizm felsefesinin gelişmesinde etkili olmuştur. Evrendeki zaman-madde ilişkisine yepyeni bir boyut katan Genel Görelilik Kuramına göre,, maddenin ağırlığı ve zamanın geçiş hızı, evrendeki konuma göre değişebilir. Bu farklılık, izafiyet teorisini doğrular niteliktedir.
Alman filozof ve matematik Gottfried Leibniz ise agnostisizm ve ateizme karşı çıkmış ve ''Neden hiçbir şey yok da bir şey var?'' sorusunu yöneltmiştir. Filozof, evrendeki düzen ve uyumu işaret ederek, bunların tesadüfen oluşamayacağını, her şeyin insan iradesinin çok daha üstünde olan bir irade tarafından yaratıldığını öne sürmüştür.
Agnostisizm Akımının Kurucusu ve Temsilcileri
Thomas Henry Huxley: Evrim ve Etik, Yöntemler ve Sonuçlar, Agnostisizm ve Hristiyanlık
Bertrand Russell: İktidar, Neden Hristiyan Değilim, Aylaklığa Övgü, Felsefe Yapma Sanatı, İnsanlığın Geleceği,
Ludwig Wittgenstein: Kültür ve Değer, Kesinlik Üstüne, Felsefi Soruşturmalar
Immanuel Kant: Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı