Güncelleme Tarihi:
  ABRAHAM LINCOLN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
Kongre’deki dönemi sona eren Lincoln Illinois’e döndü ve avukatlık mesleğini sürdürdü. Zaten melankolik bir insan olan Lincoln, oğlu Edward’ın 1850’de üç yaşında ölmesi, ardından 1851’de babasını kaybetmesiyle daha da depresif bir kişiliğe büründü ve din ile olan ilişkisi derinleşmeye başladı.
Lincoln’un kiÅŸisel sorunlarıyla uÄŸraÅŸtığı bu dönemde Amerika oldukça sancılı günler yaşıyordu.ÂMeksika’dan alınan bölgelerde güneyli ve kuzeyli milisler, diÄŸerinin avantaj kazanmasını ve bu bölgelerdeki ekonomik ve sosyal yapılanmayı ÅŸekillendirmesini engellemek için çatışmaya baÅŸlamıştı. Bunlar arasında baÅŸ ihtilaf konusu yine "kölelik" idi. Ilımlı politikacıların BirliÄŸin hálá sürebileceÄŸine yönelik iyi dileklerinin dayanaksız olduÄŸu kısa sürede ortaya çıkacaktı.
Meksika’dan edinilen bölgelerde yaşanan sıkıntılı durum Lincoln’u tekrar politika sahnesine çekti. 1854’de Demokrat senatör Stephen Douglas batı bölgelerinin yerleşime açılması konusunu gündeme taşıdı. Güneyli ve kuzeyli politikacılar mevcut politik dengeyi korumak için çekişirken birçok yerleşimci akın akın bu bölgelere göç etmeye başladı. Hem kuzeyli hem de güneyli yerleşimciler, aynı yerlerde mesken ediniyor, geldikleri yerdeki kanunları da burada uygulamak istiyorlardı. Bu durum özellikle kölelik konusunda çatışmaların yaşanmasına sebep oluyordu. Kongre, bu arazilere resmi bölge statüsü vermekte ayak sürüyordu, çünkü güneyli ve kuzeylilerin çatışan beklentileri çok vahim neticeler doğurabilirdi. Bir çok kuzeyli, Batı’yı köle işçilerle rekábet olmayan, beyaz yerleşimciler için cennet olarak görürken, güneyliler kölelerini azat etmeksizin buralarda yaşayabileceklerini umuyorlardı.
Stephen Douglas bu durumu Kansas-Nebraska yasa tasarısı ile sona erdirdi. Bu yasaya göre bölgedeki kanunu halk belirleyecekti. "Halk Egemenliği" tabir olunan bu yasa uyarınca eyaletlerinde kölelik olup olmayacağına orada yaşayan yerleşimciler karar verecekti.
Douglas’ın Amerikan Demokratik Geleneğine uygun bulduğu bu tasarı 1854 baharında yasalaştı ancak mevcut çatışmaların daha da şiddetlenmesine sebep oldu. Çünkü iki taraf da yeni bölgelerde kendi kanunlarının uygulanması için ellerindeki her imkánı kullanarak baskı kurmaya çalışıyordu.
Bu gelişmeler, köleliğin batıya doğru yayılmasına karşı çıkanlarca, Cumhuriyetçi Parti’nin kurulmasına sebep oldu. Bu sorun Abraham Lincoln’un politika sahnesine geri dönmesini sağlamış, Cumhuriyetçi Parti, onun mesajını tüm ulusa duyurmuştu. Lincoln, Cumhuriyetçi Parti’nin en etkili isimlerinden biri olarak 1859 seçimlerinde Parti adaylarını desteklemek üzere kampanyalara katılmıştı. Zaman içerisinde Lincoln’un yükselen yıldızı, çevresindekilerce başkanlığa namzet bir şahsiyet olduğu görüşünü kuvvetlendirdi ve 1860’da Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan Adayı olarak seçildi.
İÇ SAVAŞ VE SUIKAST
Lincoln nüfusu fazla olan kuzey eyaletlerinden aldığı destekle seçimi kazandı ve güneyliler bu durumu bardağı taşıran son damla olarak gördüler. Lincoln’un seçilmesi ve yemin etmesi arasında geçen birkaç ay zarfında bir grup eyalet Birlik’ten ayrıldıklarını ilan ettiler. Yeni Başkan’ı çok zor bir görev bekliyordu: Iç Savaş.
Sumter kalesinin düşmesinden sonra Lincoln bir ordu toplayarak Birliği paramparça olmaktan kurtarmaya karar verdi. Olağanüstü baskılara, can kaybına, muharebelerde alınan yenilgilere, ölüm tehditlerine rağmen 4 yıl süren Iç Savaş boyunca Birliği yeniden oluşturma fikrinden taviz vermedi. 1 Ocak 1863 de Azatlık Beyanını yayınladı. Bu deklarasyonla Birliğin egemenliğinde olmayan Konfederasyon Eyaletleri’ndeki tüm kölelerin azat edildiğini ilan ediyordu.
1864’de Ulysses S. Grant’i BirleÅŸik Devletler BaÅŸkomutanı olarak atadı. Güneyliler artık gerilemeye baÅŸlamıştı. Lincoln Andrew Johnson ile birlikte tekrardan baÅŸkan seçildi. 9 Nisan 1865’de güney kuvvetlerinden General Robert E. Lee ordusuyla beraber Grant’a teslim oldu. Iki gün sonra, Lincoln Beyaz Saray etrafında toplanan kalabalığa bir konuÅŸma yaptı.ÂDeÄŸindiÄŸi konular arasında bazı belirli zencilere oy verme hakkının verilmesini destekleyeceÄŸini belirtti. Bu konuÅŸma, kalabalıktaki güney sempatizanı ve BaÅŸkan’ın temsil ettiÄŸi her ÅŸeydenÂnefret eden aktör John Wilkes Booth’u oldukça öfkelendirdi ve BaÅŸkan’ı öldürmeye kesin karar verdi.
Aslında bu, Booth’un Başkan’a zarar vermek için ilk teşebbüsü değildi. 1864 yazının sonlarında, Booth Abraham Lincoln’u kaçırmak için planlar yapmıştı. Koyu bir güney sempatizanı olan bu genç adam, güneyliler lehine casusluk, asi ordusunun ihtiyacı olan kinin ve diğer tıbbi malzemelerin kaçakçılığını yapmaktaydı. Lincoln’u kaçırmaktaki maksadı ise, Başkan’a karşılık kuzeylilerin elindeki güneyli esirleri serbest bıraktırarak, Konfederasyon’un iyice seyrelmiş saflarına bir nebze olsun destek sağlama umuduydu.
Booth yerel serserilerden oluÅŸturduÄŸu grubuyla planlar yapmaya baÅŸladı. Birkaç ay içerisinde, Michael O’Laughlen, Samuel Arnold, Lewis Powell, John Suratt, David Herold ve George Atzerodt’u saflarına kattı. Booth, Lincoln’un 17 Mart 1865’te "Duru Sular Derin Akar" adlı oyunu seyretmek üzere Washington’un az dışında olan Campbell Hospital’da olacağını öğrendi ve BaÅŸkan’ı kaçırmak için en iyi fırsatın, onu arabadayken kıstırmak olduÄŸunu düşündü. Ancak son anda BaÅŸkan tiyatro oyunu seyretmek yerine 140. Indiana Alayı’nı ziyaret etmeye karar verince komplocuların planı suya düştü. Planın baÅŸarısızlığa uÄŸramasıyla ümitlerini yitiren çete büyük ölçüde dağıldı.ÂTek başına kalan Booth, her ne kadar artık güney için bir umut kalmasa da yapabileceÄŸi son ÅŸeyi yapmak istemekteydi: Lincoln’u öldürmek.
14 Nisan 1865’de Lincoln’lar "Amerikalı Kuzenimiz" adlı oyunu seyretmek için Ford Tiyatrosu’ndaydılar.ÂOyun sırasında Booth tiyatroya geldi, arkadan gizlice ÅŸeref locasına girdi ve saat 22:15’te BaÅŸkan Lincoln’a kafasının arkasından ateÅŸ etti. BaÅŸkan yaralı halde caddenin karşısındaki Peterson House’a götürüldü.ÂErtesi gün saatÂ07:22’de hayata gözlerini yumdu. Bu olay, Amerika’daki ilk baÅŸkan suikastı olarak tarihe geçerken halkı büyük üzüntüye boÄŸmuÅŸtu. Lincoln’un ölümüne yol açan sebep, o zamanlarda halkın arasında yaÅŸanan derin nefretler ve bölünmelerdi.ÂNaşı trenle Illinois, Springfield’a götürüldü ve 4 Mayıs 1865’te Oak Ridge Mezarlığı’nda topraÄŸa verildi.ÂBu suikast sebebiyle, baÅŸlattığı yeniden yapılanma hareketi, Lincoln’un liderliÄŸinden yoksun olarak sürdürüldü.
Abraham Lincoln, Sivil Savaş sırasında Amerika Birleşik Devletleri’nin ulusal birliğinin muhafazası yönündeki olağanüstü çabaları ve köleliğin kaldırılmasında oynadığı lider ve etkili rol ile anımsanmaktadır. Aynı zamanda onun alçakgönüllü kişiliği, karakteri, yaptığı konuşmalar ve mektupları ile beraber, azmi ve çalışkanlığı sayesinde basit bir köylü çocuğu iken Amerika Birleşik Devletleri’nin en üst yönetim seviyesine kadar yükselebilmesiyle, birçokları için gerçek bir kahraman ve idol olmuştur.
Abraham Lincoln, Amerika’nın büyük deÄŸiÅŸimlerden geçtiÄŸi bir dönemde yaÅŸamıştı.ÂPolitik, sosyal, ekonomik ve teknolojik alanda durmaksızın yaÅŸanan geliÅŸmeler, ülkeyi hızla deÄŸiÅŸtirmekte, ama bunun yanı sıra, çatışan çıkarlar nedeniyle kutuplaÅŸmaları da arttırmaktaydı.ÂÇıkar çatışmalarının odağında kölelik müessesesi bulunmaktaydı. Yüzyıllardır, özellikle güney eyaletlerinde, Afrika’dan getirilen zenciler, köle olarak kullanılmakta, insanoÄŸlu bir mal gibi alınıp satılmaktaydı. Ağırlıklı olarak pamuk tarlalarında kullanılan bu insanlar, en temel haklardan bile yoksun ÅŸekilde çalışırken, güney ekonomisinin hayati bir unsurunu da teÅŸkil ediyorlardı.
Abraham Lincoln tarihe, köleliÄŸi ortadan kaldıran ABD BaÅŸkanı olarak geçmiÅŸtir. Lincoln siyah-adamın beyaz-adam ile eÅŸit olduÄŸu gibi bir fikrisavunmuyordu. BaÅŸkan, zencilerin beyazlardan daha aÅŸağıda olduklarını ve aynı haklara sahip olmamaları gerektiÄŸini düşünüyordu. Fakat, siyahların da insan olduÄŸunu, emeÄŸin kutsal olduÄŸunu ve bir insanın emeÄŸinin karşılığını alması gerektiÄŸi yönündeki inancını ortaya koyması, güney eyaletlerinde ciddi tepki toplamaktaydı.ÂLincoln’un bu görüşünün, çocukluÄŸunda ve gençliÄŸinin bir kısmında tüm emeÄŸinin, bir karşılık verilmeksizin babası tarafından istismar edilmiÅŸ olmasından kaynaklandığına inanılır.
Abraham Lincoln, 12 Åžubat 1809 senesinde Thomas ve Nancy Lincoln’un evladı olarak Kentucky Eyaleti’nin, Hardin Ilçesinde dünyaya geldi. Thomas bir marangozdu ve babasının tüm serveti ölümünün ardından büyük aÄŸabeyine kaldığı için, kendi başına zorluklarla biriktirdiÄŸi paralarla kendi çiftliÄŸini kurdu. Ne var ki, o yıllarda Kentucky Eyaleti’nin kadastro sistemi oldukça ilkeldi ve mülk sınırlarının kesin tespit edilememesi sebebiyle sık sık sorunlar yaÅŸanmaktaydı.ÂSahip olduÄŸu iki arazinin tapusu Eyalet tarafından iptal edilince ailesi ile birlikte 1816 senesinde, hükümetin verilen tapuları garanti edebilmesi sebebiyle Indiana’ya taşındı. Abraham Lincoln bu taşınma olayına ilerideki yıllarda deÄŸinirken babasının "bir ölçüde köleliÄŸe karşı olduÄŸu için, ama esas itibarıyla tapu problemlerinden" dolayı taşındığını söyler.
Lincoln’lar Ohio Nehrini geçerek Perry Ilçesi, Little Pigeon Creek’de yerleştiler. O sıralarda aileleri Thomas, Nancy, genç Abraham ve ablası Sarah’dan oluşmaktaydı. Lincoln, 1859’da bu günlere ait düşüncelerini ifade ederken "Yeni evimize Eyaletin Birliğe yeni katıldığı dönemde yerleşmiştik. Oldukça vahşi bir bölge olan Indiana’da ormanlar hálá vahşi ayılar ve diğer hayvanlarla doluydu..." demektedir.
Arazinin tarıma açılabilmesi için Abraham ağaç kesme işine başladı. Oldukça genç olmasına rağmen iri yarı bir fiziği vardı ve 23 yaşına kadar elinden balta düşmeden sürekli çalıştı. Buna istisna olan durumlar ise tarlanın sürülme ve hasat mevsimleriydi. Gençliği kaslarını çalıştırıp aklını uyuşturacak kadar uzun ve oldukça zor şartlarda geçen Lincoln’un vücudu öylesine atletik ve güçlüydü ki, yıllar sonra ölümünün ardından otopsi yapan doktorlar buna dikkat çekmekten kendilerini alamamışlardı.
1818 yılında Abraham’ın annesinin "süt hastalığı"ndan ölmesinin ardından babası Thomas, Sarah Bush Johnston ile evlendi. Ancak trajediler Lincoln ailesinin peÅŸini bırakmıyordu.Â1828 yılında ablası Sarah, doÄŸum yaparken can verdi. Bu iki ölümün Abraham üzerinde oldukça derin ve yaÅŸamı boyunca iz bırakacak etkileri olmuÅŸtur. Onu tanıyanlarca da gözlemlendiÄŸi ve aktarıldığı ÅŸekilde Lincoln melankolik, çoÄŸu zaman depresif ve ölüme eÄŸilimli bir ruh haline sahipti.Â