Abidin Dino

Güncelleme Tarihi:

Abidin Dino
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 27, 2007 08:43

Abidin Dino'nun sürgün yılları.

Haberin Devamı

ABIDIN DINO FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN

 

1941’de önce Mecitözü’ne, arkasından da Adana’ya sürgün edildi. Dört yılını aÄŸabeyi Arif Dino ve burada evlendiÄŸi eÅŸi Güzin ile Adana’da geçirdi. Güzin Dino Istanbul Ãœniversitesi’nde yeni baÅŸlamış olan bilimsel kariyerini bırakarak, tüm ısrarlara raÄŸmen, sadece annesinin verdiÄŸi destekle Adana’ya gelmiÅŸti. Abidin ile Güzin, Adana’da, 1943 yılında evlendi. Güzin Dino burada liselerde öğretmenlik yaparken diÄŸer yandan da doktora tezini hazırlıyordu. Abidin Dino ise geçimini saÄŸlamak için "Türk Sözü" gazetesinin yazıiÅŸlerini yönetti ve Arif Dino ile birlikte küçük heykeller yaptı. Yazıp kendi bastırdığı "Kel" isimli oyunu ise toplatıldı. Siyasi tavrını burada da devam ettiren sanatçı Adana Halkevi’nde yörenin folklorundan esinlenen bir yöntemle tiyatro grubu kurdu. "Sıtmalı Adam" konulu bir oyunu Toros eteklerinde, köylülerle birlikteÂhazırlamayı denedi. Ama grup fazla etkili olduÄŸu savıyla dağıtıldı. Orhan Kemal ve YaÅŸar Kemal ile de bu dönemde uzun yıllar sürecek olan dostluÄŸun temellerini atıldı. YaÅŸar Kemal ile olan iliÅŸkisi Abidin’in ölümüne kadar kesintisiz devam edecekti. Sanatçı, YaÅŸar Kemal’in "Deniz Küstü", "AÄŸrı Dağı Efsanesi" romanlarını resimlemiÅŸ ve birçok kitabının kapağını yaptı. Birlikte yaptıkları uzun bir söyleÅŸileri de "Yüzler" adıyla kitap halinde yayınlandı. Abidin Dino Adana sürgününde yaptığı resimlerinde çoÄŸunlukla Çukurova ırgatlarını konu edindi. Köylülerin, yöreyi iÅŸgal eden Fransız askerlerine karşı kazandıkları Gülek Zaferi’ni, yazdığı "Toros Destanı" adlı senaryosunda anlattı. Sanatçının bu senaryosu sansür kurulu tarafından yasaklanmıştı.   Â

Haberin Devamı

 

1945 yılında askerlik görevi için Kayseri’ye gitti. Bu sırada Güzin Dino da Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi’ne doçent olarak atanmıştı. Abidin Dino dokuz ay sonra sağlık durumu nedeniyle terhis edilince Ankara’ya gitme izni aldı ve 1946’da oraya yerleşmiş oldular. Buranın sanat ortamında Oktay Rifat, Orhan Veli, Ahmet Arif, Sabahattin Eyuboğlu, Melih Cevdet Anday, Sabahattin Ali, Nurullah Ataç, Mehmet Ali Aybar gibi aydın ve sanatçılarla tanışıp dost oldu. Ağır bir hastalık geçirdiği 1947 yılı boyunca yatakta kaldı ve bu arada "Verese" adlı oyununu bitirdi. Yazdığı "Çingeneler" adlı senaryosu da diğeri gibi yasaklandı. Ilk kişisel sergisini 1949’da Ankara’da, Anadolu’dan ve insanından esinlenerek yaptığı eserleriyle açtı. Bu eserlerin çoğunu Adana’da yaptığı resim ve desenler oluşturmaktaydı. Anadolu çanak çömlek geleneğinden gelen yeni bir anlayışla seramik çalışmalarına başladı ve doksan parça seramik yaptı. Seramik onun için yeni bir uğraştı. Kendisini en çok etkileyenler de Anadolu uygarlıklarından geriye kalan çanak çömlek örnekleriydi. Bunları iyice özümseyip modern anlayışla yeniden yaratmayı istiyordu.  

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!