Güncelleme Tarihi:
Dr. Ekin Yaşin, Times Higher Education’ın ‘dünyanın en iyileri sıralaması’nda ilk 30’a giren Washington Üniversitesi’nde 1100 akademisyen arasında ‘Öğretim ile Fark Yaratan Akademisyenler Ödülü’ne layık görüldü. Üniversitede verdiği derslerde, öğrencilerinin daha fazla katılım sağlamasına izin veren yenilikçi yöntemler geliştiren Yaşin, ödülünü üniversitenin 70 bin kişilik futbol stadyumunda kurumun yöneticilerinden aldı. Başarılı akademisyen, lisans düzeyinde çok popüler olan ‘İletişime Giriş’ dersini veriyor. Ayrıca içeriğini kendisinin tasarladığı ‘İletişim Liderliği’ yüksek lisans programının da direktörü. Yaşin ile ödülü, akademik çalışmaları ve Türkiye’de iletişim fakültelerinin durumunu konuştuk:
17 YAŞINDA ABD’YE GİTTİM
“İstanbul’da liseden mezun olduktan sonra Georgetown Üniversitesi’nde dış işleri programında eğitim almak için 17 yaşında ABD’ye gittim. O zamanlar politikayla uğraşmayı düşünüyordum. Lisansüstü eğitimimi New York Üniversitesi’nde Ortadoğu politikası ve medya sistemleri alanında tamamladım. Ardından Columbia Üniversitesi’nde antropoloji alanında yüksek lisans yaptım. Aslında New York Üniversitesi’ndeki medya ve iletişim alanındaki doktorama kadar iletişime yoğunlaşmadım. Ancak iletişimin parçası olmadığı hiçbir profesyonel ve akademik alan yok.
ADAY GÖSTERİLDİM
Washington Üniversitesi, her yıl öğretim ve çalışmalarıyla fark yaratan kendi bilim insanlarını ödüllendiriyor. Bunun için kendinizi aday gösteremiyorsunuz, diğer akademisyenler bunu yapıyor. Çalışmalarınız, akademik kariyeriniz ve eğitime katkılarınızla ilgili dosya hazırlanıyor. Ben de 1100 akademisyen arasından yedi bilim insanıyla birlikte ‘Öğretim ile Fark Yaratan Akademisyenler Ödülü’ne layık görüldüm. Ödülümü, eylülde 70 bin kişilik stadyumda aldım. Çok heyecanlı ve gurur verici bir andı.
1.200 ÖĞRENCİ DERSE GİRİYOR
Üniversitede iletişim fakültesinde, ‘İletişime Giriş’ dersi veriyorum. Her yıl yaklaşık 1200 öğrenci bu dersi alıyor. Bir kısmı, iletişimle ilgili alanlardan değil. Ders çok popüler. Kalabalık sınıflarda, iletişim alanında gereken katılımı sağlamak çok zor. Ben de öğrencilerimin tartışmasına, fikrini paylaşmasına izin veren bir yaklaşım geliştirdim. Bunu yeni teknolojilerle destekliyoruz. İçeriğini tasarladığım ‘İletişim Liderliği’ yüksek lisans programının da 2016’dan beri direktörüyüm. Seattle’da ABD’nin önde gelen bazı şirketlerinin merkezi yer alıyor. Her yıl yüksek lisans öğrencilerimiz, bu şirketler için proje üretiyor. Onlara firmaların direktörleri destek oluyor. Bu sayede sektörle akademi yakınlaşıyor. Öğrencilerimizin geliştirdiği projeler firmalar tarafından değerlendiriliyor. Bu, onların istihdam şansını arttırıyor. Birçok öğrencim şu anda o şirketlerde çalışıyor.
SEKTÖRE YAKIN OLUN
Türkiye’de iletişim fakültelerinde istihdam sorunu var. Birçok fakülte teorik derslerin dışına çıkamıyor. Ancak öğrenciler mezun olunca ellerindeki bilgi ve becerinin sektörde geçerliliği de olmalı. Türkiye’de iletişim fakülteleri gazeteci yetiştirmeye odaklanıyor. Ancak iletişim sadece gazetecilikle sınırlı değil. Pazarlama, kurumsal iletişim gibi daha pek çok alanda iş imkânı var. Dünyada ortaya çıkan yeni meslek alanlarına iletişim fakülteleri hazır olmalı. İletişim, yeni bir işletme olabilir. Fakülteler müfredatlarını buna göre güncellemeli ve sektörle daha yakın olmalı, kampusa kapanmamalı. Yakın vadede Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyorum. Türkiye’de çeşitli iletişim fakülteleriyle ortak çalışmalar yapabiliriz. Bu alanda iyi bir kariyer hayali kuran gençler, akademik eğitimin yanı sıra sektörle hep yakın olsun, kendilerini geliştirsin.”
BABAM ŞAŞIRDI
Babam Mehmet Yaşin, lisansta iletişim okumadığım için uzun vadede bu alanla alakalı bir meslek sahibi olacağımı tahmin etmiyordu. Şaşırdı. Şimdi iletişim, ikimiz için ortak bir nokta.