Güncelleme Tarihi:
Milli mücadele Türkçe de oldukça sık kullanılmaktadır. Anlam olarak bağımsızlık için yapılan savaş anlamına gelir. Birinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra Mustafa Kemal Atatürk Samsun'a çıkmış ve Türk milleti için milli mücadele başlamıştır.
Milli Mücadele
Yapılan İşgaller karşısında İstanbul yönetimi hiç bir şey yapmıyordu. Bazı aydınlar devletin kurtuluşunun mandater yönetimde olduğunu savunuyordu. Kuva-yı Milliye ve bunun yanında milli cemiyetler ise bölgesel mücadelelere yönelmekteydi.
Mustafa Kemal Atatürk bağımsızlığın yalnızca ulusal bir kurtuluş mücadelesi ile sağlanacağı görüşündeydi. Vatanın topraklarını işgalci kuvvetlerden kurtararak tamamen bağımsız bir devlet kurmak istiyordu.
Karadeniz'de bulunan Rumlar ayaklanmaya başladı. Pontus Devletini yeniden kurmak istiyorlardı. Bu sebeple de katliam yapmaya başladılar. Bunun yanında Türklerin kendilerine katliam yaptığını İtilaf Devletlerine söylediler. İtilaf Devletleri bunun üzerine Samsun'da yaşanan ayaklanmaların durdurulması kararı aldı. Bu sebeple de hükümet Mustafa Kemal Atatürk'ü ordu müfettişi olarak görevlendirdi.
Mustafa Kemal'in oldukça başarılı bir komutan olması ve halk üzerinde de etkisinin bulunması göreve seçilmesinin başlıca etkenleri arasındaydı. Fakat hükümetin asıl amacı Mustafa Kemal'i İstanbul'dan uzaklaştırmak istemesiydi. Mustafa Kemal Anadolu'ya geçebilmesi için bir basamak olarak gördüğünden görevi kabul etti. Olayların incelenmesi, sorumluların bulunması, ordunun terhisi, asayişin sağlanması Mustafa Kemal'in görevleri arasında yer alıyordu.
Mustafa Kemal sivil örgütlere ve orduya emir verme yetkisi ile 19 Mayıs 1919 yılında Samsun'a çıktı. Diğer komutanlarla iletişime geçti ve terhisleri engellemeye çalıştı. Samsun ve çevresinde yaşanan olayları inceledi. Bunun sonucunda da İstanbul hükümetine rapor gönderdi.
Samsun Raporu
Mustafa Kemal raporda olayların Rumlardan kaynaklandığını bildirdi. Türklerin yabancıların kontrolünde olmak istemediğini ve hatta buna tahammülleri olmadığını söyledi. Samsun raporu aslında milli mücadelenin başlamak üzere olduğunun da bir göstergesidir. Mustafa Kemal İstanbul Hükümeti ve İngilizler ile görüş ayrılıkları yaşamıştır.
Samsun ili İngiliz kontrolünde bulunuyordu. Çevrede pek çok Rum çeteleri vardı. Bu sebeple Havza daha güvenli olduğu için Mustafa Kemal oraya gitti.
Havza Genelgesi Nedir?
Mustafa Kemal ulusal mücadeleyi diriltmek için ve İzmir'in işgal edilmesinin yurtta derin yankılar uyandırmasını sağlamak amacıyla 28 Mayıs 1919 yılında bir genelge yayınlamıştır.
İzmir'in işgal edilmesi sebebi ile mitingler düzenlenmeli ve işgal kınanmalıdır.
İstanbul hükümeti ile İtilaf Devletlerine İzmir işgalini kınamak amacı ile telgraf çekilmelidir.
Yapılan mitinglerde azınlıkları rencide edecek davranışlardan ve taşkınlıklardan kaçınılmalıdır.
Bunun sonucunda pek çok miting düzenlenmiştir. Halkın ulusal mücadele için azmi artmıştır. Millet birlik ve beraberlik içine girmiştir. Kuvayi Milliye daha çok desteklenmeye başlamıştır. Halkın işgaller karşısında sesini çıkaracağı görülmüştür. Mustafa Kemal'in liderliği halk tarafından desteklenmeye başlamıştır.
Amasya Genelgesi
Amasya Genelgesi ile Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini bölgesel boyuttan ulusal boyuta taşımak amaçlanmıştır. Mustafa Kemal genelgenin halk üzerindeki etkisini artırmak amacıyla Refet ve Ali Fuat Bey'in onayını da almıştır. Bunun dışında Erzurum'da bulunan Kazım Karabekir ile Konya'da olan Cemal Paşa'da telgraf çekerek genelgeyi onayladıklarını belirtmiştir.
Genelgede;
Yurdun bütünlüğü ile bağımsızlığının tehlikede olduğu bildirilmiştir.
İstanbul Hükümetinin sorumluluklarını yerine getirmediği söylenmiştir.
Milletin bağımsızlığının milletin kararı ve azmi ile sağlanacağı vurgulanmıştır.
Milletin haklarının dile getirilmesi ve dünyaya duyurulması için bir kurul kuruldu.
Bu nedenle de Sivas'ta milli bir kongre kararlaştırıldı.
Her ilden halkın güvenini kazanmış olan üçer delegenin hemen yola çıkarak Sivas'a gelmesi istendi.