Güncelleme Tarihi:
Mustafa Kemal'in ‘Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz.’ diyerek Hatay'ın önce bağımsızlığa kavuşması daha sonra Türkiye'ye katılması konusunda çalışmaları Mustafa Kemal Atatürk hayatının sonuna kadar sürdürmüştür. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra dış politika konuları arasında en önem verdiği konulardan bir tanesi de Hatay meselesidir. Bu sebeple Hatay meselesi Türkiye Cumhuriyeti'nin önemli konularından olmuştur.
Hatay'ın Elden Çıkması
Lozan Anlaşması ile birlikte Hatay Fransa mandası olan Suriye topraklarına bırakılmıştır. Böylece misak-ı milli kanunlarından taviz verilmiştir. Ancak Mustafa Kemal Hatay için oldukça büyük çaba harcayarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra Hatay meselesini çok önem vermiştir. Fransa'nın Suriye topraklarından çekilmesi ve Suriye'ye bağımsızlık vermesi ile Hatay meselesi Türkiye için daha büyük bir sorun haline gelmiştir.
Hatay'ın Anavatana Katılması
Hatay’ın Fransa boyunduruğundan kurtularak tekrar anavatana katılma süreci 5 Temmuz 1938 tarihinde başlamıştır. Hatay 1. Dünya Savaşı'ndan sonra çözülemeyen sorunlardan biri olarak kalmıştır. 1516 yılında Osmanlı egemenliğine giren Hatay stratejik olarak önemli bir konumda bulunmaktaydı.
Ancak I. Dünya Savaşı'ndan sonra itilaf devletlerinin Anadolu'yu işgal etme sürecinde Hatay Türklerin elinden çıkarak Fransız mandasında bulunan Suriye topraklarına katılmıştır.
Özellikle Misak-ı milli sınırları içerisinde bulunan Hatay Mustafa Kemal'in en önem verdiği konulardan bir tanesi olmuştur. Bu sebeple Hatay'ın anavatana katmak için Mustafa Kemal büyük bir çaba göstermiştir. Hatay'ın anavatana katmak için Savaşsız diplomatik yollarla girişimlerde bulunmuştur.
Hatay’ın Anavatana Katılma Süreci
Hatay'ın süreci 1516 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde giren Hatay 1918'de I. Dünya Savaşı sonucunda Fransızlar bölgeyi işgal etmesi ile elden çıkmıştır. 1935 yılına gelindiğinde Fransa Suriye üzerinde bulunan manda yönetimini kaldırdığını açıklamıştır. 1921 ve 1935 yılları arasında Fransa bölgeyi Milletler Cemiyeti'ne Kuzey Suriye hükümeti olarak tescil ettirmiştir.
Misak-ı Milli sınırları içerisinde bulunan Hatay 1921 yılında Türkiye'den ayrılmıştır. Fransa ile yapılan Ankara Anlaşması bu durumun belgesidir. 1936 yılında Suriye ile yapılan anlaşma ile Fransa Suriye Hatay üzerindeki haklarını Suriye yönetimi devrederek Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını engellemek istemiştir.
Türkiye bu durumu Milletler Cemiyeti'ne taşıyarak bölgenin bağımsız olması gerektiğini bildirmiş. Daha sonra Milletler Cemiyeti'nden çıkan karar uyarınca İskenderun ve Hatay’ın iç işlerinde bağımsız dış işlerinde Suriye'ye bağlı özerk bir devlet olduğu kabul edilmiştir.
1938 yılında Hatay sınırına Türkiye asker yığınağı yaparak bölgeyi Türk vali atanmasını sağlamıştır. 5 Temmuz 1938 günü Fransızların Hatay üzerinde hak iddia etmeleri üzerine 5000 Türk askeri Hatay'a girdi. Ağustos 1938'de Hatay'da meclis seçimleri yapıldı. Daha sonra 1938 Eylül ayında Hatay Cumhuriyeti kuruldu.
Mustafa Kemal'in hayatı boyunca Hatay’ı Anavatana katma çabaları ancak Mustafa Kemal'in Hatay'ın bağımsızlığını görmesine kadar sürmüştür. Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 1939 yılında Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı sinyallerinin verilmesi üzerine Fransa Hatay'daki askerlerin çekerek bölgeyi Türkiye'ye bırakmıştır. 23 Haziran 1939 tarihinde ise Hatay Meclisi oy birliği ile Türkiye katılma kararı aldı ve bunun üzerine Fransa Hatay'ın Türkiye'ye bağlı olduğunu kabul etti.