Güncelleme Tarihi:
1.Dünya Savaşı'nın sonunda Anadolu toprakları itilaf devletleri tarafından kuşatılmış birçok bölge işgal edilmeye başlanmıştır. Bu durumu gören halk Osmanlı Devleti'nin herhangi bir girişimde bulunmamasından dolayı kendi başına mücadeleleri girişmiştir. Birçok bölgede kuvay-ı milliye birlikleri kurulmuş ve düşmanla mücadele edilmiştir. Daha sonra Kurtuluş Savaşı başlamış Kurtuluş Savaşı'nda Ordu millet omuz omuza bir savaş gerçekleşmiştir.
8 Sınıf İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Doğu Cephesi Ve Güney Cephesi
Bağımsızlık mücadelesinde bulunan Türk milleti Doğu cephesi ve Güney Cephesi'nde oldukça büyük çatışmalar yaşamış ve bölge düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bölgeler kuvay-ı milliye birlikleri ve düzenli ordu sayesinde düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Doğu Cephesi
Doğu Cephesi'nin açılma sebebi Taşnak ve Hınçak cemiyetlerinin Doğu Anadolu Bölgesi'nde bir devlet kurmak istemesiydi. Kafkas cephesinde Ruslarla anlaşarak Türkleri katleden Ermeniler 1915'in yılında Suriye'ye Tehcir Kanunu ile göç ettirildi. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 24. Maddesi uyarınca Doğu Anadolu'da Ermeni devletinin kurulması için hazır yapılmaktaydı. Doğu Cephesi'nde Kurtuluş Savaşı'nda Kars ve çevresini işgal eden Ermeniler ile savaşılmıştır. Doğu cephesi düzenli bir orduyla Savaş yapılan bir cephedir. Ancak bu düzenli ordu 1.Dünya Savaşı’ndan kalan düzenli ordu birlikleridir. Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu Doğu Cephesi'nde mücadele etmiştir Mücadele'nin sonucunda Ermeniler yenilgiye uğratılarak Gümrü Antlaşması imzalanmıştır.
Gümrü Antlaşması Önemi 3 Aralık 1920
Gümrü antlaşması Ermenilerle Doğu Cephesi'nde yapılan savaş sonunda imzalanmıştır. Gümrü antlaşması Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin ilk askeri ve siyasi başarısı olarak kayıtlarda bulunur. Ermenistan TBMM'yi ve Misak-ı Milli'yi tanıyan ilk devlet olarak karşımıza çıkar. Anlaşmanın maddeleri uyarınca Sevr Antlaşması'nın uygulanamayacağı ilk kez uluslararası bir anlaşma ile onaylanmıştır.
Doğu Cephesi'nin büyük oranda kapatıldığı bu anlaşma sonucu sağlanmıştır. Buradaki ordu Batı Cephesi'nde kaydırılmıştır.
Güney Cephesi
Güney Cephesi’nde Fransız ve Ermenilere karşı mücadele edilmiştir. Bölgedeki işgallere karşı ilk direniş Hatay Dörtyol'da Fransızlara karşı başlatılmıştır. Güney Cephesi Antep, Urfa, Maraş, Adana ve Hatay çevresini kapsamaktadır.
Güney Cephesi düzenli ordunun bulunmadığı tek cephedir. Burada Kuvay-i Milliye birlikleri yani bölgesini kurtarmak isteyen halk birlikleri düşmana karşı kendi imkanları ile mücadele etmiştir. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti'nin toprakları İtilaf devletlerince paylaşılmaya başlamıştır. İngiltere; Antep, Urfa, Maraş, Hatay, Mersin ve Osmaniye’yi Fransa'ya devrederek bölgeden çekilmiştir. Bölgede Fransızlar hakim olmaya başlamıştır. Maraş'ta Sütçü İmam, Urfa'da Ali Saip Ursavaş, Antep'te Şahin Bey önderliğinde mücadeleler başlamıştır.
Kuvay’i Milliye Birlikleri'nin mücadele ettiği bu cephede uzun mücadeleler sonucunda Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanarak Fransızların bölgeden çıkarılması sağlanmıştır. Bu illerde halkın gösterdiği kahramanlık hareketi sonrası Antep'e Gazi, Maraş'a Kahraman, Urfa'ya şanlı unvanları verilmiştir.
Güney Cephesi Sakarya Meydan Muharebesi sonrasında Fransa ile imzalanan Ankara antlaşması ile kapanmıştır. 1921 yılında Fransızlar bölgeden çekilmişlerdir. Kuvay-i Milliye Birlikleri'nin en etkili olduğu cephe Güney Cephesi’dir. Bölgeye yakın olan Antalya, Muğla ve Konya çevresini işgal eden İtalyanlarla ise Türkler arasında herhangi bir çatışma meydana gelmemiştir.