Güncelleme Tarihi:
Asit ve Bazlar suda çözünen bileşenlerdir. Asitler suda çözündüğünde H+ iyonu veren, hidrojen derişimidir. Bazlar ise su çözülgesinde OH- bileşenini artıran, hidroksit derişimini ifade etmektedir.
Asit Nedir, Özellikleri ve Türleri Nelerdir?
Asitler, su çözeltisinde çözüldüğü zaman H+ iyonu vermektedir. Asitlerin bileşen yapılarında genellikle hidrojen (H) atomu bulunmaktadır. Ancak bu duruma hitaben birkaç istisnai husus vardır. CO², NO² ve SO² gibi birleşik maddeler içerisinde hidrojen bileşeni barındırmadığı halde, asit olarak sayılmaktadır. Günlük yaşamımızda da gıda besinleri içerisinde yer alan birden çok asit yapısı görünmektedir. Üzüm, sirke, çilek, limon, kola, elma, meyve suyu, reçel ve turşu gibi yiyecek veya içeceklerin içerisinde farklı bileşenli asit oluşumları bulunmaktadır.
Asitlerin genel özelliklerine baktığımızda tatları genelde ekşi olan, pH değeri yediden küçük ve suda çözüldüğünde H+ iyonu veren bileşenler olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra sulu çözeltilerde elektrik akımını ileten, bazlara tepki veren, mavi turnosol kağıdını ve metil oranj damlatılınca kırmızı renge dönüşen, fenolftalein damlatınca ise renk değiştirmeyen bir derişimi yansıtmaktadır. Kuvvetli asitler genelde parçalayıcı ve yakıcı özelliktedir. Metal ve mermerler üzerinde büyük bir etkisi vardır.
Sanayi ve endüstri de kullanılan bazı asit türleri de bulunmaktadır. Fosforik asit, gübre ve ilaç yapımı, gıda koruyucu ve de gazlı içecek yapımında verimliliği arttırmak için kullanılmaktadır. Patlayıcıların bazılarında, dinamit yapımında, plastik, gübre ve azot oluşumunda ise Nitrik asit kullanılmaktadır. Hidrolik asit, banyo ve tuvalet temizliği için, sülfürik asit ise patlayıcı ve de boya yapımında kullanılmaktadır.
Baz Nedir, Özellikleri ve Türleri Nelerdir?
Bazlar, sulu çözelti içerisinde OH- iyonu veren maddeleri ifade etmektedir. Elektrik akımını sulu çözeltilerde iletebilen bazlar, sudaki iyonlaşma derecesine hitaben kuvvetli veya zayıf baz olarak kendi içinde ayrılabilmektedir. Bazların özellikleri ise genel itibariyle şöyledir; tatları acı olan, sulu çözeltilerde OH- iyonu veren, pH değeri yediden büyük, elektrik akımını ileten bileşenlerdir. Asitlerle tepkimeye girebilen, cam ve porselen gibi maddelere etki eden, sulu çözülmelerde ele kayganlık hissi veren bazlar; sarı renkte toz halinde bulunan fenolflatein bileşeniyle tepkimeye girdiğinde ortaya pembe renk çıkarırken, kırmızı turnosal kağıdında mavi, metil oranj damlatıldığında ise sarı renk verdiği gözlenmektedir.
Sanayi ve endüstri kullanımında bazlar; suda kolayca çözülen kaygan bir yapıya sahip sodyum hidroksite dönüşebilir. Bu bileşen genellikle sabun, tekstil malzemeleri ve boya gibi maddeler için kullanılır. Potasyum hidroksit ise temizlik ürünleri için kullanılırken, kalsiyum hidroksit kireç ve çimento malzemesi oluşumunda yer almaktadır. Bunların haricinde yer alan amonyaksa, renksiz ve keskin kokusuyla genellikle gübre, boya, ilaç, plastik ve nitrik asit üretiminde kullanılmaktadır.
Asit Yağmurları Nedir, Neyden Meydana Gelmektedir?
Atmosferde bulunan asidik kimsayal bileşenlerinin yeryüzüne kar, sis, çiy veya yağmur şeklinde düşmesini ifade etmektedir. Yeryüzünden atmosfere doğru yayılan kükürt dioksit ve azot dioksit bileşenlerinin kimyasal dönüşümlerinin ardından bulutlar tarafından emilmesi olarak da tanımlanabilir. Endüstriyel faaliyetlerin yoğun yaşandığı ülke veya bölgelerde görülen bu tip yağmurlar, yeryüzüne bıraktığı yağış türüyle akarsu zehirlenmeleri ve yükseltisi fazla olan orman alanlarının zarar görmesinde başlıca sebeplerden birini oluşturmaktadır. Amerika, Çin, Rusya gibi sanayi tesisleri ve faaliyetleri fazla olan ülkelerde bu durum daha sıklıkla görülmektedir.