Güncelleme Tarihi:
Türk Edebiyatında otobiyografiden çok biyografik eserler yazılmıştır. Beşir Fuad'ın kaleme aldığı Victor Hugo ve Voltaire kitapları biyografi türündeki en başarılı eserlerin başında geliyor. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Yahya Kemal ve Muallim Naci'nin Osmanlı Şairleri kitabı da türün başarılı örnekleri arasında yer almaktadır.
Biyografi ve Otobiyografi
1-Biyografi:
Biyografik eserler Yaşam Öyküsü adıyla da bilinir. Belgelere ve tarihi gerçeklere dayanarak yazılır. Bu eserler temel amaç birinin hayatını, tüm yönlerini okura tanıtmaktır. Bazı biyografik eserler bir kişi değil bir topluluğu ya da grubu da anlatabilir. Biyografi kitapları tarih biliminden yararlandığı gibi çeşitli görsel sanatlardan da faydalanır. Birçok biyografi kitabının içeriğinde anlatılan kişinin çocukları da yer alır.
Türkiye ve Dünya Edebiyatında biyografisi en çok yazılan kişilerin başında siyaset ve fikir adamları geliyor. Futbolcular, mucitler, filozoflar, bilim insanları ve yazarlar da biyografisi en çok yazılan meslek grupları arasındadır. Biyografi türündeki eserler içerik bakımından bir şiir türü olan kaside ile karıştırılır. Kaside, bir kişiyi ya da topluluğu övmek amacıyla kaleme alınan manzum eserlerdir. Biyografik eserlerin temel amacı ise kişiyi övmek değil detaylarıyla anlatmaktır. Birçok biyografi kitabında anlatılan kişinin kötü özelliklerine de yer verilmiştir.
Biyografi ile otobiyografi arasında birçok fark bulunur. Bu farkların başında anlatım tarzı yer alır. Biyografi kitaplarında olaylar, üçüncü tekil şahıs (O) gözüyle anlatılır. Bu nedenle dolaylı anlatım söz konusudur. Otobiyografilerde ise anlatım tekniği birinci tekil şahıstır. (Ben) Yaşam öykülerinde dış dünya, tüm detaylarıyla anlatılır. Hayatı anlatılan kişinin duygu ve düşüncelerinden çok yaptıkları ön plandadır.
Yaşam öyküsünün Divan Edebiyatındaki karşılığı tezkiredir. 16. yüzyılda Ali Şir tarafından yazılan Mecalis'ün Nefais, Türk Edebiyatının ilk biyografi örneği kabul edilir. Türkiye'nin ilk biyografik romanı ise Hasan Ali Yücel tarafından kaleme alınmıştır. Goethe: Bir Dehanın Romanı adını taşıyan kitap 1932 yılında yayınlandı.
2-Otobiyografi:
Öz yaşam öyküsü adıyla da bilinen otobiyografide öznel anlatım söz konusudur. Bu eserlerde toplum tarafından bilinin kişiler, yaşamlarını, anılarını, duygu ve düşüncelerini anlatır. Bazı otobiyografiler doğumdan başlayarak şimdiki zamana kadar gelir. Bu eserlerde hangi dönem anlatılırsa anlatılsın kronolojik bir sıra takip edilmelidir. Tarihler ve mekan adları okurun bilgisine sunulmalıdır.
Biyografiden en önemli farkı belgelere dayanmamasıdır. Eser sahibi kendi hayatını anlattığı için en önemli kaynak hafızadır. Bu tür eserler yaşam öykülerine göre çok daha özgür bir tarzda ve üslupta yazılır. Anlatıcı, hatırlamadığı ya da anlatmak istemediği detayları atlayabilir. Biyografi ise başka birinin yaşamını anlattığı için tüm kurallara uymak zorundadır. Metinlerde çok daha nesnel bir anlatım ve bakış açısı vardır. Kişilerin sadece kendisi değil çevresindeki kişilerde ayrıntılı bir şekilde aktarılır.
Dünya edebiyatındaki ilk otobiyografik eser Antik Yunan'da yaşamış olan Augustinus'a aittir. ''İtiraflar'' adındaki eser, filozofun hayat hikayesinden ve çeşitli konulara dair düşüncelerden oluşur. Modern edebiyatın ilk otobiyografik eseri ise yine ''İtiraflar'' adını taşıyor. Eser, Fransız filozof Jean-Jacques Rousseau tarafından 1765 - 1770 yılları arasında kaleme alındı.
Peyami Safa'nın 1930 yılında yayınlanan kitabı 9. Hariciye Koğuşu ise edebiyatımızın ilk otobiyografik romanıdır. 15 yaşındaki isimsiz bir karakterin gözünden anlatılan hikaye, Peyami Safa'nın yaşamından izler taşır. Dünya çapında çok satan otobiyografi kitaplarından bazıları şunlardır:
Christy Brown - Sol Ayağım
Betty Mahmudi - Kızım Olmadan Asla
Frida Kahlo - Aşk ve Acı