Güncelleme Tarihi:
Fetih siyasetinin diğer adı istimalettir. İstimalet kelimesi, hoşgörülü olma, cezbetme, gönül alma anlamına gelir. Aynı siyaset daha önce Selçuklular tarafından da başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Fetih siyaseti temel olarak yerli halkın inançlarına ve yaşam haklarına saygı duymak demektir. Fetih ve iskan politikası 15. yüzyıldan sonra bir arada uygulanmıştır.
Osmanlı Devleti'nin Fetih Siyaseti
1- Fetih Siyaseti ve Etkileri:
Osmanlı Devletinin fetih politikasını belirleyen ana unsur, hoşgörüdür. Milliyetleri ve dinleri farklı olan toplumların güvenli ve huzur içinde yaşamaları sağlanmıştır. Osmanlı'nın sınırları içerisinde uzun yıllar boyunca yaşamış olan milletler şunlardır: Türkler, Mısırlılar, Ermeniler, Arnavutlar, Sırplar, Bulgarlar ve Yahudiler.
Kazanılan her savaştan sonra devletin sınırları daha fazla genişlemiş ve nüfusu da aynı oranda artmıştır. Hoşgörü politikasında fethedilen topraklardaki yerli halkın can güvenliğini sağlamak esas alınmıştır. Kimseye zarar verilmemiş ve insanların güvenli bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri sağlanmıştır. İstimalet ile fethedilen bölgelerde yaşayan halkın devlete alışması ve uyum sağlaması hedeflenmiştir. Bu siyaseti ilk uygulayan padişahlardan biri Fatih Sultan Mehmet'tir. İstanbul'un fethinden sonra şehirdeki yerli halk himaye altına alınmıştır.
Fetih siyasetinin en önemli unsurlarından biri de din ve inanç konusunda tanınan özgürlüktür. Kiliseler başta olmak üzere hiçbir ibadethane kapatılmamış ve kimsenin ibadetine müdahale edilmemiştir.. İnsanların din ve inançlarını istedikleri gibi yaşamalarına müsamaha gösterilmiştir.. Yerli halkın mal güvenliği de sağlanmış, kimsenin tarlasına, dükkanına ve evine el konulmamıştır.
Osmanlı Devletinin yürüttüğü ılımlı politika, Balkan ve Trakya fetihlerinden başarılı sonuçlar alınmasını sağlamıştır. Bölgedeki Hristiyan halk hem himaye altına alınmış hem de düşman saldırılarına karşı korunmuştur. Can ve mal güvenliği sağlanan Hristiyanlardan ek vergi de alınmamıştır. Bölgede huzur ve istikrarın sağlanmasında başarıyla uygulanan fetih siyasetinin etkisi oldukça fazladır.
2- İslam'ın Fetih Siyasetine Etkileri:
İslam dini, Osmanlı Devletinin fetih ve iskan politikasında dönüm noktasıdır. Osmanlı'nın ilk halifesi Yavuz Sultan Selim olmuştur. Yavuz Sultan 1514 yılında kendi adına hutbe okutup para bastırmıştır.1517 yılında ise hilafet Osmanlı'ya geçmiştir. Bu tarihten sonra hem iç hem de dış politikada İslami kaideler esas alınmıştır.
Uygulanan fetih politikasında hiçbir millet, dil, din ve ırk bakımından diğerlerine karşı üstün tutulmamıştır. Ülke sınırları içerisinde yaşayan her millet, dış güçlerin tehdit ve saldırılarına karşı korunmuştur. Özellikle Bizans baskısından bunalan Arnavutlar, Osmanlı Devletini bir kurtarıcı olarak görmüş ve yeni idareye çok hızlı bir şekilde uyum sağlamıştır. Hristiyan gençlerin Osmanlı Ordusuna alınması da fetih politikasının başarılı bir şekilde uygulanmasında önemli bir etken olmuştur.
İslam’daki ''gaza'' ve ''cihat'' anlayışı muhafaza edilmiş ve birçok farklı ülkede uygulanmıştır. Bazı topraklar ise kan dökülmeden, parayla alınmıştır.
3- Fransız İhtilalinin Fetih Siyasetine Etkileri:
5 Mayıs 1789 tarihinde gerçekleşen Fransız İhtilali sonrası milliyetçilik akımı dünyanın geneline yayıldı. Padişahlar sınırları içerisinde yaşayan azınlıklara karşı her zaman hoşgörülü olsa da, azınlıklar ayaklandı. Osmanlı Devletine karşı isyan eden ilk millet Sırplar olmuştur. Osmanlı'dan ayrılıp kendi devletini kuran millet ise Yunanlılardır.
Çıkan isyanlarda Rusya'nın yürüttüğü devlet politikasının da etkisi büyüktür. Osmanlı'nın Balkanlardaki fetih ve iskan politikasına karşı Rusya Slavlaştırma siyaseti yürütmüştür. Bunun neticesinde başta Sırplar ve Yunanlılar olmak üzere birçok azınlık ayaklanmıştır.