Güncelleme Tarihi:
Edirne’de 62 yaşındaki evli ve 1 çocuk babası emekli sınıf öğretmeni Lütfü Kısaoğlu, 4 yıllık Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ermeni Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü birincilikle bitirdi. Törenle diplomasını alan Kısaoğlu ailesi ve torunuyla mezuniyet heyecanı yaşarken, yüksek lisans yaparak eğitime devam etmek istediğini söyledi.
Trakya Üniversitesi’nin mezuniyet töreni Balkan Yerleşkesi’nde konferans merkezinde yapıldı. Törene Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, akademisyenler, bölümlerini birincilikle bitiren başarılı öğrenciler ve aileleri katıldı. Törende en dikkat çeken öğrenci ise evli ve 1 çocuk babası olan Lütfü Kısaoğlu oldu. Emekli sınıf öğretmeni olan Kısaoğlu, Edebiyat Fakültesi Ermeni Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü birincilikle bitirerek diplomasını aldı. Üniversiteden öğrenci arkadaşlarıyla özçekim yapan Kısaoğlu’nu önce ailesi tebrik ederek kutladı.
Hedefi yüksek lisans
Mezuniyet sevincini ailesi ve 4.5 yaşındaki torunu Alp ile yaşayan Lütfü Kısaoğlu, 27 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olduğunu ve üniversite eğitimi almaya karar verdiğini söyledi. Öğretmenlik yaparken, Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni, daha sonra ise 18 Mart Üniversitesi Turizm Bölümü’nü bitirdiğini anlatan Kısaoğlu, "Emekliliğimin 9’ncu yılında şansımı denemek için üniversite sınavlarına girdim. Ermeni dili ve Edebiyatı bölümünü kazandım. Sınıf arkadaşlarım biraz güldü, yapamayacağımı söylediler. Ben sabırla çalışarak yaşadığım Çanakkale’ye hafta sonları gidip gelerek, bu bölümü bitirdim. Bölüm birinci olarak mezun oldum. Şimdi yapabilirsem, yüksek lisans yapmak istiyorum. Meslek Yüksek Okulu Turizm Bölümü bitirmiştim, şimdi de turist rehberliği eğitimi almak istiyorum. Çocukluktan beri erken yat, erken kalk gibi düzenli yaşadım. Gençlere tavsiyem özellikle herkes yeteneği oranında üretime katkıda bulunması gerekiyor" diye konuştu.
Gençlere örnek gösterildi
62 yaşındaki olmasına rağmen üçüncü üniversiteyi bitiren Lütfü Kısaoğlu, törene katılanlar tarafından da takdirle karşılandı ve gençlere örnek gösterildi. Törende diğer bölümleri birincilikle bitiren öğrencilerde diplomalarını alarak aileleriyle birlikte mezuniyet sevinci yaşadı.
***
Kanseri yendi, 60 yaşında üniversiteyi bitirdi
Aydın'da 6 çocuklu ailenin 3'üncü çocuğu olarak dünyaya gelen Mehmet Kılıç, ilkokul eğitiminin ardından Burdur İmam Hatip Lisesi'nde mezun olduktan sonra 1977'de İzmir Yüksek İslam Enstitüsü'nü kazandı.
Ailesinin okuyan tek çocuğu olan Kılıç'ın Yüksek İslam Enstitüsü'nde akademisyenlik hayalleri, 1980 darbesi ile yıkıldı. Kılıç'ın okulla ilişiği, darbeden sonra sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı gün yapılan bir sınava girmediği gerekçesiyle kesildi.
Okuldan ayrılmak zorunda kalınca Aydın'a dönen Kılıç, bu süre içinde evlendi, askere gitti ve çeşitli işlerden hayatını kazandı. İmam hatip lisesi mezunu olduğu için Aydın'ın Çine ilçesindeki bir camide imam olarak da görev yapan Kılıç, emekli olduktan sonra 2008'de cilt kanserine yakalandığını öğrendi.
Uzun süren tedavi sürecinde 6 kez ameliyat masasına yatan ve doktorların "3 ay ömür biçtiği" Kılıç, tedavisinin tamamlanması sonrası 2011'de çıkan afla Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne yeniden başladı.
"Arkadaşlarımdan ders aldım"
Mehmet Kılıç, üniversiteye dönüş yolunun açılmasıyla Aydın'daki evini satıp, yarım kalan eğitimini tamamlamak üzere İzmir'e yerleştiğini ve bu yıl mezun olduğunu söyledi.
Okulu bıraktığı yıllarda aynı sırayı paylaştığı arkadaşlarından ders aldığını belirterek, "O dönem aynı sırada okuduğum arkadaşlarım doçent seviyesine geldi. Geldiğimde onlardan ders aldım. Beni öğrencilerine 'Mehmet bey bizim sınıf arkadaşımızdı' diye tanıttılar" dedi.
Okuduğu dönemde akademisyen olmayı hayal ettiğini dile getiren Kılıç, şunları söyledi:
"Bugün okuldaki doçent ve profesör olan hocaların yaşındayım. O gün eğer o sınava yetişebilseydim, ben de bugün onların olduğu yerde olurdum. Fakat 55 yaşında tekrar üniversiteye döndüm ve 60 yaşında mezun oldum. O zamanlarda okuyup bugün profesör olmaktansa bugün üniversiteyi baştan okumaktan daha büyük haz aldığımı söyleyebilirim. Belki bugün profesör olsaydım o hazzı alamazdım"
Kılıç, yeniden üniversiteye döndükten sonra 18-20 yaşındaki gençlerle aynı sırada eğitim gördüğünü, onlardan çok şey öğrendiğini, bu süreçte komik anılar da yaşadığını anlattı.
"Öğretim görevlisi sandılar"
Üniversitedeki ilk gününü anlatan Kılıç, şunları söyledi:
"Af çıktıktan sonra birinci sınıftan başlayabileceğim halde dilekçe ile dekanlığa müracaat edip, Arapça hazırlık sınıfından başlamayı istedim. Sınıflar belli oldu, listeden baktım adıma sınıfımı buldum. Gençler sınıfta yerlerini bulmuş, oturmuşlar. Sınıfa girdiğimde, çocukların bir kısmı beni görünce ayağa kalktı. Beni öğretim görevlisi zannettiler. Diğerlerine 'siz niye ayağa kalkmıyorsunuz' dedim. Onlar da ayağa kalktı. 'Günaydın' dedim, hepsi bir ağızdan 'sağol' dediler. 'Siz ilkokulda mısınız, günaydın denince hemen sağol çekiyorsunuz' dedim. Ön sırada oturan bir kız arkadaşım vardı. Ona 'Sen niye ön sıraya oturuyorsun, geç arkaya' dedim. Korktu, arkaya geçti. Daha sonra Arapça hocamız geldi ve benim de öğrenci olduğum anlaşıldı. Hepsi çok şaşırmıştı."
Kılıç, okula yeni tayin olan bir öğretim görevlisinin de kendisini öğretmen zannettiğini belirterek, şunları anlattı:
"Bir gün derse geç kaldım. Ders de yeni başlayan hocanın dersiymiş. Sınıfa girdiğimde beni dersini karıştırmış başka bir hoca zannetti. 'Hocam ders benim' dedi. Sınıfa 'ses çıkarmayın' diye işaret yaptım. Hocaya 'nasıl olur ya' dedim. 'Vallahi ders benim' dedi. Israr ettim, elindeki programı gösterdi. Daha sonra öğrenci olduğumu söyleyince çok şaşırdı"
"Rüyada gibiyim"
Kılıç, cilt kanseri tanısının ardından zor bir tedavi süreci yaşadığını, doktorların "Malign Melanom'un en tehlikelisi, en fazla 3 ay yaşarsın" dediğini, onkoloji servisinde kendisiyle aynı düzeyde olan hastaların yaşamını yitirdiğini aktardı.
Tedavisi tamamlandıktan sonra İzmir'e gelerek okula başladığını bunun kendisine çok iyi geldiğini belirten Kılıç, "Okula gelmekle çok şey kazandım. Ben hasta mıyım, değil miyim düşünmeden bir hayat yaşadım. Şu anda da rüyadaymışım gibi yaşıyorum" ifadelerini kullandı.
Hastanede kaldığı dönemde ve eğitim sürecinde en büyük desteği eşinden gördüğünün altını çizen Mehmet Kılıç, "Aydın'a bir daha dönmemek üzere İzmir'e geldik. Lisansı bitirdim, bundan sonraki hedefim yüksek lisans yapmak. Ömrüm olursa bir 4 yıl daha okula devam etmek istiyorum. Buraya gelirken Aydın'daki evi satarak geldim. Gemileri yakarak geldik" dedi.
"Diplomanın yarısı benim hakkım"
Mehmet Kılıç'ın eşi Gülay Kılıç da eşinin hastalığı döneminde çok zorlandığını, onu üzmemek için çok çabaladığını, okula giderken çocuğu gibi ilgilendiğini ifade etti.
Bazen eşiyle birlikte derslere de girdiğini belirten Gülay Kılıç, "Çok güzel bir 5 yıl geçirdik. Eşimle birlikte derslerde hocalardan çok şey öğrendim. Hocaları duyarsa duysun Mehmet beyin çok ödevini yaptım. O diplomanın yarısı benim hakkımdır" diye konuştu.
***
Çocuklarından sonra üniversite mezunu oldu
Gaziantep Üniversitesi’nde (GAÜN), mezun olan öğrenciler için kampüste tören düzenlendi.
GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, törende yaptığı konuşmada, ailelerin çocuklarını üniversiteye dualarla gönderdiklerini ifade ederek, fedakar anne ve babalara teşekkür etti.
Öğrencilere üniversite eğitimleri boyunca balık tutmayı öğrettiklerini ifade eden Coşkun, "Belki her şeyi öğretememiş olabiliriz ama buradan çıktıktan sonra bilgiye ulaşma yollarını en iyi şekilde öğreneceğinize, hayat boyu kendinize yeni bilgi katma noktasında kararlı duruş sergileyeceğinize olan inancım tamdır. Sevgili öğrenciler, hayat boyu yolculuk içerisinde mutlaka ama mutlaka arada durun ve sorgulamayı unutmayın." dedi.
Nurdağı Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bölümü'nden şeref öğrencisi olarak mezun olan 61 yaşındaki Recep Ekici ise diplomasını Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya'dan aldı. Üç çocuk babası Ekici, çocuklarından ikisinin üniversite mezunu olduğunu, kendisinin de bunu başardığı için mutlu olduğunu söyledi.
Aynı zamanda İskenderun'da demir çelik fabrikasının yönetim kurulu üyesi olan Ekici, "1990 yılından bu yana tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda araştırma yapıyorum. Daha çok pratik bilgim vardı. Bunu teorik bilgilerle tamamlamak istedim. Gaziantep Üniversitesi sayesinde eksikliklerimi tamamladım. Aslında ben bu konuyu çok iyi bildiğimi sanıyordum. Okula geldiğimde eksikliklerim olduğunu fark ettim. Bunu da üniversitedeki hocalarım sayesinde tamamladım." şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından bölüm birincilerine protokol tarafından diplomaları verilirken, daha sonra öğrenciler kep atıp hatıra fotoğrafı çektirdi.
Program sonunda sahne alan şarkıcı Şebnem Ferah, sevilen parçalarını mezun olan öğrenciler için söyledi.