Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 60 yıllık eğitimci, 45 yıldır da Türkiye’de özel öğretim sektöründe önemli bir girişimci olan Sıtkı Alp, birinci kuşak eğitimcilerden. Hala her gün okuluna ve üniversitesine giden Alp’in en büyük hobisi ise matematik sorusu çözmek. Tatilde bile test kitaplarındaki soruları ve gazetelerde çıkan matematik test sorularını zevkle çözüyor. Sıtkı Alp ile eğitim dünyasını konuştuk:
Eğitimi çok seviyordum, köyümüzde öğretmenim benim için örnek oldu. Beni çok severdi, ben de onu severdim. Onun yüzünden öğretmen oldum. Müfettiş sınıfımıza gelince beni tahtaya kaldırırdı. Öğretmen okulunu bizim köyden bir tek ben kazanmıştım. İlkokulu bitirme derecem pekiyi idi. Öğretmen olmak istedim. Köyümüzde başka mesleklerden kimse yoktu. İl ya da ilçede ilkokul bitirseydim başka meslekler görür belki de o meslekleri seçerdim desem de yine öğretmenliği seçerdim.
- Hayatınızın büyük kısmı eğitimin içinde geçmiş. Sizce Türkiye’de eğitimde sorunların nedeni nedir?
Eğitim enstitüsünü bitirdiğim yıllarda iyi, nitelikli eğitim yapılıyordu. Belki siyasi nedenlerle, belki de başka nedenlerle zamanla çağdaş, modern eğitimden uzaklaşıldı. Dünyadaki eğitim sistemleri izlenmeli. Hangi ülke eğitim konusunda neler yapıyor, derslerde hangi konular öğretiliyor, sınavlarda ne soruluyor diye incelenmeli. Belki bu nedenlerle eğitimde geri kalmış olduk. Çağdaş, laik eğitimden uzaklaştık. Köy enstitülerinin kapatılması da eğitimde bir kırılma noktası oldu. Aynı zamanda ilkokul çağındaki çocukların eğitim kalitesi düşmüş oldu. Çünkü köy enstitülerinde yetişen öğretmenler mesleki formasyon ve alan bilgisi yönünden çok iyi yetişiyorlardı. Atandıkları köy okullarında köylüyü de, marangozculuk, demircilik, terzilik, arıcılık ve bunlara benzer alanlarda yönlendiriyorlardı. Kısaca öğretmenler köylerin bilge insanlarıydı. Buraları kapatınca eğitimde önemli kayıplar oldu. İyi öğretmen yetiştirmede sorun yaşandı. Türkiye bir kalkınma hamlesine girmiş o zaman. Köy enstitülerinin kapanmaması lazımdı.
MATEMATİK ERKEN YAŞTA ÖĞRETİLMELİ
Matematiği not almak için çalışılan bir ders olmaktan çıkartıp gündelik hayatımızın bir parçası olduğunu erken yaşlarda çocuklarımıza aşılamamız gerekir. Okul öncesi dönemde oyun ile Türkçe etkinliklerle ve drama ile matematiği sevdirmeliyiz. İlerleyen yaşlarda ise denklemler, geometri veya limitintegral disiplinler arası ilişkilerden faydalanarak anlatılırsa gençlerimiz matematiği içselleştirebilirler.
MESLEĞİ SEVENLER ÖĞRETMEN OLSUN
Öğretmenin ders hazırlık süresi olmalı. Öğretmen derse donanımlı ve hazır girmeli. Türkiye’de öğretmen yetiştirme formasyon işdir. Ancak yıllar içinde öğretmenin sürekli kendini yenilemesi ve geliştirmesi gerekir. Öğretmenlik mesleğini seven kişileri öğretmen yapmak gerekir. Yoksa başarılı olamaz. Bana göre Türkiye genelinde 7 bölgede köy enstitülerine benzer tarzda yatılı kız ve erkek öğretmen okulları, devamında yüksek öğretmen okulları açılmalı. Bu şekilde nitelikli öğretmen yetiştirilir.
BİNAYA BAKARAK OKUL SEÇMEYİN
Veliler, okul seçerken çok iyi araştırma yapsınlar. Gözü kapalı gidip çocuklarını kayıt ettirmesinler. Kamuoyunda iyi araştırsınlar. Düşündükleri okulların kurucusunu, yöneticisini, diğer çalışanlarını incelesinler. Öğretmenlerine hizmet içi eğitim yaptırıp yaptırmadıklarına, yenilikleri yakından izleyip izlemediklerine, yeni eğitim metodlarını uygulayıp uygulamadıklarını irdelesinler. İyi okulu, kaliteli eğitim yapanı bulsunlar. Yıllardan bu yana o okulun başarısını, kaç mezunu olduğunu, bu mezunların hangi üniversitelere girdiğini, çalışanların uzun soluklu olup olmadığına da baksınlar.
BAŞARININ SIRRI İŞİNİ SEVMEKTİR
Başarının sırrı mesleğini sevmekten geçiyor. Ben bu işe girerken para kazanacağım diye girmedim. Kendim bu işi yapabilirim, öz güvenim var diye başladım. İşimi çok sevdim. Çok çalıştım. Hala da çalışıyorum. Her sabah muntazam olarak okula ve üniversiteye geliyorum. Bu hayatta en önemli şey eğitim. Ülkelerin kalkınmasında en önemli etken eğitim. Dünyada kalkınan ülkelere bakın, orada da eğitim niteliklidir, başarılı bir şekilde yapılmaktadır, başka türlü toplumların kalkınması çok zordur.
EĞİTİME YATIRIM YAPACAKLAR KAR-KAZANÇ DÜŞÜNMESİN
Eğitime yatırım yapmak isteyenler kazanç-kar elde etmeyi düşünmeyecek. Önce uzun soluklu bir işe başladığı bilincinde, sabırlı ve disiplinli hareket etmeli. Eğitim kökenli ve alanında donanımlı ve etkin olması şart. Eğitim bir gönül işidir ve sevilerek yapılmalı.
BÜTÜN YAŞAMIM EĞİTİM
Eğitimci olup, özel okul açanların okulları uzun soluklu oluyor. Maddiyat bu okullarda ikinci plandadır. Kurucu eğitimci olunca eğitim işini bırakamıyor. Buna en iyi örneklerden biriyim. İş hayatım boyunca okul ve üniversite yerleşkemi görüp bana farklı yatırım yapmam için öneri sunan, hatta baskı uygulayanlara karşı çıktım. Bildiğim işi yapmak istedim. Eğitimciyim, eğitim işinden kopmadım. Benim hayatım eğitim. Çocuklarım, ailem eğitimle uğraşıyor. Ama bu işi ticaret olarak düşünüp okul açanlar pek başarılı olamıyor. Bir bir kapanıyor. Özel okulların bir kısmı nitelikli eğitim yapmaktadır. Ancak yerleşkesi, eğitim kadrosu yeterli olmayan okul kurucuları da bu noktada çok hassas davranmalılar.
KİMDİR?
1938 Erzurum Şenkaya’da doğdu. 1950-1951 öğretim yılında ilkokulu bitirdi. 1957-1958 öğretim yılında Yavuz Selim İlköğretmen okulunu üçüncülükle bitirdi. 1958-1960 öğretim yılında Bursa Eğitim Enstitüsü Fen Bölümü’nden mezun oldu. 1960-1964 yılları arasında matematik öğretmeni olarak çalıştı. 1996-1969 arasında bir dershanede matematik öğretmeni olarak çalıştı. 1969 yılında Özel Arı Dershanesini açtı. 1970-1976 arasında Özel Arı Dershanesi Müdürü olarak görev yaptı. 1984’te Özel Arı Lisesi’ni, 1985’te Özel Arı Kolejinin ilk kısmını, 1991’de Özel Arı Fen Lisesini açtı. 1993-1995 arasında Matematik lisansını tamamladı. 1989-2001 arasında Özel Arı Okulları Genel Müdürü olarak çalıştı. Kuruluşundan bu yana Arı Eğitim Öğretim A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı. 1996 yılında Sıtkı Alp Eğitim Vakfı’nı, 1997 yılında Çankaya Üniversitesini kurdu. 2000 yılında Özel Arı Kolejinin Önokul kısmını açtı. Halen Çankaya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevini yürütüyor. 1970’de Süheyla Bilaloğlu ile evlendi. İki kız bir erkek üç çocuk babası. 15 yıl kadar Ankara Ticaret Odası Eğitim Komisyonunda Özel Okullar yöneticilerini temsilen üye olarak görev yaptı. Özel Okullar Derneğinin Kurucu üyeliği ve 10 yıl ikinci başkanlığını, 6 yıl başkanlık görevini yürüttü. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilat’ında 8.nci 5 yıllık Kalkınma Planı Eğitim Komisyonunda üye olarak çalıştı. Türkiye Özel Okullar Derneğinin kurucu üyesi.