Güncelleme Tarihi:
Kongrede bilinçli olmayan teknoloji kullanımının çocuk ve gençlere zararları, çevrimiçi oyun ve kumar oynama bozuklukları, COVID-19’un teknoloji bağımlılığına etkileri, siber zorbalık, aşırı telefon ve sosyal medya kullanımı gibi pek çok güncel konu ele alınacak. Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi:
“TEKNOLOJİ SAYESİNDE BİRARADAYIZ
Nerede bakarsanız bakın modern çağın bize yaşattığı bir bağımlılık türünden bahsediyoruz. Bilimsel olarak bağımlılığın tanımlanması için birtakım kriterler var. Biz 10 yıl önce bu süreci fark eden, işlerin kötüye gideceğini, bir takım sıkıntılar oluşacağını fark eden ve bu alanda çalışan bir sivil toplum kuruluşu olarak bugün 5’incisini düzenlediğimiz bir etkinlikle birlikteyiz. Tabii ki pandemi şartları nedeniyle yüz yüze olamadık ama teknolojinin iyi taraflarından yararlanarak şu anda birlikteyiz. Ben bugünkü açılış konuşmasında sadece Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı sıfatıyla değil aynı zamanda alandan birisi olarak, bu alanda klinik tecrübesi olan ve ailelerle, çocuklarla gençlerle çalışan birisi olarak da bir şeyler söyleyeceğim. Bağımlılık bilimsel anlamda tanımlandığında uzak durulması gereken bir nesne ya da durumdur. Dünya Sağlık Örgütü ve psikoloji otoritelerinin kabul ettiği 5 bağımlılık türü var; tütün bağımlılığı, alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı, kumar bağımlılığı ve son olarak bugün ve yarın tartışılacak olan teknoloji bağımlılığı. Geniş bir yelpazede insanların ekrana bağlandıkları ve ekransız yapamadıkları bir bağımlılık türüyle karşı karşıyayız. Diğer 4 alanda ‘Asla yaklaşmayın’ demek mümkün. İş, teknolojiye geldiği zaman burada duruyoruz. Neden? Dünyadaki kimsenin iletişim teknolojilerine itirazı yok, sorun da burada çıkıyor. Şu anda da iletişim teknolojileri sayesinde bir aradayız.
HERKES RİSK ALTINDA
Hepimiz haber almak istiyoruz, araştırmak istiyoruz, eğlenmek istiyoruz... Bunlara itirazımız yok. Teknoloji kullanımı bir yere kadar gayet normal. Teknolojiyi sonuna kadar farklı amaçlarla da kullanacağız sorun burada teknolojinin esiri olmamak. Özetle ben bağımlığı şöyle tanımlıyorum; o olmadan yapamamak, o olmadan yaşamın anlamsız olması. Özellikle son dönemlerde var olan süreçte çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin maruziyetinin artmasıyla yüz yüze kalınabilecek sıkıntıları tekrar gündeme getirmek istiyoruz. ‘Online oyun’ diye bir kavram var bunun oluşturduğu sıkıntılar neler? Burada masanın başında saatlerce duran, yemek yemeyen, yemeği masasına isteyen, oyundan ayrılamayan, gözleri kızarmış, bu arada sorumluluklarını yapmayan bir grupla ne yapacağız? Online oyunlarla kumar arasında bir ilişki var, bunu ne yapacağız? Pandemi sürecinin etkisi ne oldu? Bir de iletişim araçlarının özellikle sosyal medyanın kullanımının oluşturduğu sıkıntıları konuşacağız. Bana göre 2 yaşından 82 yaşına kadar herkes risk altında. Çocuğun ayaklanıp da çevreye ilgi duyduğu ilk andan itibaren elinde bir ekran görüyoruz. Buradan başlayan bir problem, yaşlılıkta da devam ediyor. ‘Riskli grup kimdir?’ derseniz de cevap çocuklar ve genç yetişkinler olur. Bağımlılık bir hastalık ve hastalığın bir götürüsü vardır. Bir çocuk ve ergen için düşünecek olursak; sorumluluklarını yerine getirmemesi, akademik hayatını boşlaması, sosyal ilişkiden kaçması demek. Eğitimcisinden araştırmacısına herkesin bilinçli olması gerek, teknoloji bağımlılığının telafisi mümkün olmayabilir.”